Mangal kömürüyle çalışan kamyon ve İbadullah Vakfı’ndan çıkan Ankaralı tüccarlar

04:006/01/2021, Çarşamba
G: 6/01/2021, Çarşamba
Yaşar Süngü

Biyografi Analiz 3’ün kitap olarak yayınlandığını öğreninceMahmut Çetin’denkitaba dair bilgi istedim, sağ olsun gönderdi.Tanımayanlar için hatırlatalım; Mahmut Çetin, Türkiye’debiyografialanında önemli bir isim.Boğaz’daki Aşiretkitabı oldukça ses getiren bir eser.Ünlü ailelerin soyağacını ve birbirleriyle olan akrabalıklarını onun araştırmaları sayesinde öğrendikHalenwww.biyografi.netvewww.biyografianaliz.netinternet siteleriyle biyografi merkezli bir yayıncılık yapıyor.Bahsettiğimiz kitap Nisan

Biyografi Analiz 3’ün kitap olarak yayınlandığını öğrenince
Mahmut Çetin’den
kitaba dair bilgi istedim, sağ olsun gönderdi.
Tanımayanlar için hatırlatalım; Mahmut Çetin, Türkiye’de
biyografi
alanında önemli bir isim.
Boğaz’daki Aşiret
kitabı oldukça ses getiren bir eser.

Ünlü ailelerin soyağacını ve birbirleriyle olan akrabalıklarını onun araştırmaları sayesinde öğrendik

Halen
ve
internet siteleriyle biyografi merkezli bir yayıncılık yapıyor.

Bahsettiğimiz kitap Nisan 2003-Nisan 2005 tarihleri arasında 14 sayı yayınlanan bir dergi. İsmi de Biyografi Analiz.

Yayınından yıllar sonra bile ilgi ile okunan ve eskimeyen bir içeriğe sahip.

**

Kitapta
1943
yılında mangal kömürüyle çalışan kamyon üreten mangal yürekli
Prof.Dr Hasan Halet Işıkpınar
’ın hikayesi müthiş.
Türkiye’de de, bu alandaki ilk deneme
Ereğli Kömürleri İşletmesi
(ERDEMİR) bünyesinde yapılmış ve şirketin mangal kömürüyle çalışan
Fargo
kamyonu, şimdiki adıyla
Türkiye Taşkömürleri Kurumu
(TTK) bünyesindeki 128 numaralı
Fargo kamyonu
olarak hizmet vermiş.
Odun kömürüyle çalışan bu kamyon, 30 Ocak 1943 tarihinde,
İktisat Vekâletine
getirilerek dönemin bakanı
Sırrı Day
’ın huzurunda denenmiş.
240 kiloluk gazojen kazanı
İstanbul’da
kamyona konulmuş ve 35-85 beygirgücündeki kamyon,
Ankara’ya
gelene kadar, 865 kilometrelik yol boyunca, 320 kg. mangal kömürü yakmış.

Kamyona konan gazojen kazanının ilk tesis masrafı da 2200 lira olmuş.

Kitapta yer alan batılılaşma serüvenimizi anlatan
Ahmet Hamdi Tanpınar, Sait Halim Belgeseli, Acaba dostumuz Nietzsche ‘Lâ’da mı kaldı?
başlıklı incelemeler arşivlenmesi gereken yazılardan.

**

Koç ailesinin soy ağacı hikayesini de
Biyografi Analiz 3’te
okudum.
Sempozyum için
Ankara Vakıflarını
inceleyen iki araştırmacının kitap olacak kadar genişleyen araştırmalarının hikayesi ilginç.
Çalışma,
“Ali Kılcı, Gökçe Günel, Bir Ankaralı Tüccarın Kentine Katkıları: İbadullah Vakfı”
ismiyle, VEKAM-Koç Üniversitesi yayını bir kitap olarak yayınlanmış.

Koç ailesinin şeceresine kadar uzanan gelişmeler haberde şöyle anlatılıyor;

Ankara Ulus Çerkeş Sokakta, eski adıyla Tahta Kale Çarşısında yer alan İbadullah Camisi, ilk defa
Ankaralı Hoca Mehmed
isimli bir tüccar tarafından mescit olarak yaptırılmış.
Hoca Mehmed’in mescit için 16. Yüzyıl başlarında (Yavuz Sultan Selim zamanı) kurduğu vakıf, babası
İbadullah’ın
ismiyle anılmış.
Vakfın
Anadolu’dan Mısıra
kadar uzanan akar ve hayratı,
Celali
isyanlarının şehre verdiği zarar sebebiyle kesilmiş ve Hoca İbadullah Mescidi harap olmuş.
Vakfın yöneticileri mescidin tamir edilmesi için çare ararken
Ankaralı tüccar Hacı Yusuf Ağa
mescidi imar etmeye talipli olmuş.

Hacı Yusuf Ağa mescidin yerine bir medrese ve cami yaptırıp, bu hayratın ihtiyaçlarını karşılamak üzere Ankara’da çok sayıda dükkânı vakfetmiş.

Vakfın geçmişi incelenirken İbadullah Camii vakfının mütevellileri olan
Vehbi Koç’un babası Koçzade Mustafa Efendi’den
başka, dedesi Koçzade Mehmed Efendi ile büyük babaannesi Rabia Hatun ve onun da babası Mehmed Said’in Hacı Yusuf Ağa Vakfının mütevellileri olduğu ortaya çıkmış.
Araştırmada anne tarafından Hacı Bayram-ı Veli soyuna kadar giden Vehbi Koç’un ailesinin baba tarafından da
Hacı Yusuf Ağa’ya
ulaştığı görülmüş.
Vehbi Koç’un babasının 1935 yılında vefat etmesiyle vakfiye şartları gereğince,
(vakfın yönetiminin babadan oğula geçmemesi sebebiyle Vehbi Koç yerine)
o tarihte ailenin en yaşlısı olan
Süleyman Efendi
vakfa mütevelli olarak tayin edilmiş.
Süleyman Ağa
vakfın son mütevellisi olmuş.
1937
tarihinde ölünce vakıfa mütevelli tayini durmuş.

Malum o dönemler vakıfların sahipsiz kaldığı ve dağıtıldığı dönemler.

İşlev görmediği için harap hale gelen vakıf
1948
yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü idaresine geçmiş.
Vakıf araştırmasından çıkan iki araştırmacının Koç ailesinin soy kütüğüne çıkan hikayesi Mahmut Çetin’in dergiden kitaba dönüştürülen
Biyografi Analiz 3
kitabında daha geniş olarak yer alıyor.

İlgilenenler bakabilir.

Biyografi seviyorsanız ki ben severim,
Mahmut Çetin’i
takip edin derim.
#Mangal kömürü
#İbadullah Vakfı