Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun en son Ağustos ayında yayınladığı rapora göre insanlığın konforunun bozulmaması için 1.7 dünyaya ihtiyacımız varmış.
Buradaki konforun içinde tüm dünyayı doyuracak kadar gıdanın israf edilmesi ve çöpe atılması da var.
Durum şu aslında; İsraf edilmese insanlığa yetecek kadar gıda var.
Ancak israfın önüne geçilemiyor.
Geçilemediği için de tarımda verimlilik artırılmaya çalışılıyor.
Ama bir yanda da verimlilik adına gıdalar GDO’lu hale dönüştürülüyor.
Yani ortada saçma sapan bir durum var.
**
Küresel düzeni altüst eden Covid-19 salgını hem devletlere hem de tek tek bizlere ayağını yorgana göre uzatmanın, ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Bir de tarım-gıda ve sağlık sektörünün ne kadar stratejik bir alan olduğunu.
Katma değerli üretim ve ihracat için sürdürülebilirlik bundan sonra çok daha önemli hale geldi.
Bu amaçla üretimde teknolojiyi kullanarak, sözleşmeli üretim modeliyle, üretimin desteklendiği, tarım modeli önümüzdeki süreçte öne çıkacak.
Covid-19 sonrasında gıda güvenliğinin her zamankinden daha önemli olduğu da ortaya çıktı.
Bundan sonraki süreçte ekonomik ve siyasal bağımsızlığımız için artık bizim üreten bir toplum olmamız zorunlu.
**
Covid-19 sonrasında yeni düzende kendi gıdasını kendi üreten ülkeler hep bir adım önde olacak.
Zengin bir coğrafyada bulunuyoruz.
Anadolu toprakları bu potansiyele sahip.
Egeli ihracatçıların gözüyle tarım ve gıda sektörünün potansiyeline ve son gelişmelere tek tek bakarsak şöyle umut verici bir tablo çıkıyor ortaya;
**
Türkiye gibi 12 ay taze meyve sebze üretimi ve servisini yapabilen ülkeler, tarım politikalarını sürdürebilir ve başarıyla yönettiklerinde bir adım önde olacaklar.
Ege bölgesinden 2 yıl önce hemen hemen hiçbir Uzakdoğu ülkesine ihracatımız yokken, bugün Çin’e, Tayvan’a, Güney Kore’ye kiraz için Tayland’a elma için ihraç izinleri alındı.
Hava kargo ağının da gelişmesi ile birlikte bu ülkelere taze meyve ihracatımız 20 milyon dolara çıktı.
Ülkemiz için en az 200 milyon dolarlık bir potansiyel var.
**
Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün ihracat hedefi 1.5 milyar dolar.
Egeli zeytinciler, yıllık 75 bin ton zeytinyağı tüketen İngiltere ile yapılacak ikili anlaşmalarda Türk zeytinyağı sektörünün gümrüksüz ihracat yapabileceği bir altyapının oluşturulması beklentisi içindeler.
Türkiye’de de zeytinyağı tüketiminin artması için KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesini istiyorlar.
Üreticilere göre zeytinyağında KDV düşerse litrede 2.5-3 TL’lik bir indirim söz konusu olacak.
Zeytinyağı tüketimi artarsa kalp damar, mide bağırsak hastalıkları azalacak, sağlık sektöründe daha az harcama yapılacak.
**
Aslında tarım sektörü Covid-19’a rağmen ihracatta başarılı bir seyir izledi.
Türkiye’nin 2020 yılının Ocak - Nisan döneminde toplam ihracatı yüzde 13 gerilerken tarım ürünleri ihracatı yüzde 3’lük artışla 7 milyar 789 milyon dolara ulaştı, bitkisel ürün ihracatı ise 5,3 milyar dolar oldu.
Türkiye, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün sahasına giren her üründe dünyada ilk 10’da yer alıyor.
Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü 2.4 milyar dolar ihracat seviyesine ulaştı.
**
Orman ürünleri ihracatında yüzde 12’lik, kekikte yüzde 12, defnede yüzde 24 artış var.
Covit-19 salgını ile bu ürünlerin sağlıklı ürünler olduğu sürekli gündeme gelince bu ürünlere ilgi arttı.
Kekiğin kilo fiyatı 3 dolar iken, kekik yağı 70 dolara çıktı.
Defnenin kilo fiyatı 2.8 dolar, defne yağının kilosu 90 dolar oldu.
Türkiye’ye daha fazla döviz kazandırmak için katma değerli ürünlere yoğunlaşmamız lazım.
Defne, kekik, adaçayı ve biberiye 4 ana ürün.
Dünya piyasalarında yerimizi sağlamlaştırmamız için ürün gamını genişletmemiz lazım.
Özellikle tıbbi aromatik bitkilerin dahil edilmesiyle ürünler çeşitlendirilebilir.
Memleketin her tarafı bu bitkilerle dolu.
Ve yüzde 90’u toplanmadan heba oluyor.
Bir envanter çalışması yapılsa, ormandan toplama esnasında ürün toplamadaki güçlüklerin önüne geçilse bu alanda inanılmaz kazançlar ortaya çıkar.
Yeter ki irade olsun ve çalıştırılsın.
Küçük aile işletmeciliğini özendirerek profesyonel kazanç alanı haline dönüştürmemiz lazım.
Devlet iradesi ile millet iradesi ortak çalışırsa, tarım arazilerimizi de sanayiye kaptırmazsak, hem kendimize yeteriz hem dünyaya.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.