Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun

04:006/10/2019, Pazar
G: 6/10/2019, Pazar
Yaşar Süngü

Yıllar önce özel bir televizyon kanalında hava durumunu sunan bayan sunucu programı başlıktaki bu sözlerle kapatıyordu.36 farklı ülkeden 104 uzmanın 7 bin bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı özel bir rapor IPCC tarafından geçen ay kamuoyuna açıklandı.Değişen İklimde Okyanuslar ve Kriyosferisimli özel rapor hükümetlerin talebi üzerine hazırlanmış.Raporu hükümetler istemiş ancak burada yer alan bilgiler herkesi ilgilendiriyor.IPCC, Birleşmiş Milletler veya Dünya Meteoroloji Örgütü’ne üye ülkeler

Yıllar önce özel bir televizyon kanalında hava durumunu sunan bayan sunucu programı başlıktaki bu sözlerle kapatıyordu.

36 farklı ülkeden 104 uzmanın 7 bin bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı özel bir rapor IPCC tarafından geçen ay kamuoyuna açıklandı.

Değişen İklimde Okyanuslar ve Kriyosfer
isimli özel rapor hükümetlerin talebi üzerine hazırlanmış.

Raporu hükümetler istemiş ancak burada yer alan bilgiler herkesi ilgilendiriyor.



IPCC
, Birleşmiş Milletler veya Dünya Meteoroloji Örgütü’ne üye ülkeler tarafından hükümetlere yol göstermek amacıyla kurulmuş.
Türkiye’nin
de içinde olduğu
195 IPCC’ye üye ülke
tarafından belirlenmiş bağımsız süreçlere göre çalışmalarını sürdürüyor.

**

Raporda neler var bakalım;

*Deniz seviyesi hızla yükseliyor ve emisyonlar azaltılmazsa okyanuslar 2100 yılı itibarıyla geçen yüzyıla göre 10 kat hızlı yükselecek.

*Buzullar, kütlelerinin üçte birinden fazlasını kaybedecek. Bu durum insanların tatlı suya erişimini olumsuz etkileyecek.

Yani içme suyu gelecekte ciddi bir sorun haline gelecek.

**

*
Grönland ve Antarktika
buz tabakası yılda 400 milyar tondan fazla suyu okyanusa bırakmak suretiyle eriyor.
*Deniz suyu bir yandan oksijen kaybına uğrayıp daha
asidik
hale gelirken denizde yaşanan
sıcaklık dalgaları
iki kat daha sıklaştı, sıcaklaştı ve iki kat daha uzun sürüyor.
*Deniz seviyeleri
insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının
sonucu olarak şu ana kadar 16 cm yükseldi ve yükselmeye devam ediyor.

*Emisyonların bu hızla artması 2100 itibarıyla deniz seviyesinde 84 cm’lik bir yükselme anlamına geliyor.

Yani bazı ada ülkelerinin yaşanamaz hale gelmesi kuvvetle muhtemel.

**

*
Deniz canlıları
yaşam alanlarını yılda 5 km gibi bir hızda değiştirirken, okyanusların ısınması ve aşırı avlanma da balık türlerini azalttı.

*2050’ye gelene kadar okyanusların üst tabakasının yüzde 80’inde oksijen kaybı meydana gelecek.

*Bu da tüm dünyada okyanuslarda yaşayan hayvanların yüzde 15 azalmasına ve
balık avlama potansiyelinin
yüzde 24 düşmesine yol açabilir.

*Denizdeki sıcaklık dalgaları şimdiden büyük ölçekli mercan ölümlerine yol açıyor. Hızlı emisyon azaltımında bile tüm ılık su mercanlarında belirgin bir kayıp yaşanacak ve hatta bazı yerlerde soyları tükenecek.

Kabuklu deniz canlıları ve midyeler de tehdit altında.

*İnsanoğlu şu anda yılda 11 milyar ton karbon salınmasına sebep oluyor.

*Kar ve buz örtüsünün kaybı Dünya’nın sıcağı yansıtma özelliğini de azaltarak ısınmayı artırıyor.

Yani her yıl sıcaklardan daha çok şikayet ediyor olacağız.

**

İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nde doktorasını tamamlayan ve şu an Oslo Üniversitesi’nde araştırmacı olarak çalışan
Dr. Yeliz A. Yılmaz
IPCC raporunun Türkiye için olası etkilerini şöyle değerlendirmiş:

“Türkiye’nin kıyı kesimleri yükselen su seviyeleri nedeniyle risk altındayken, iç ve dağlık kesimleri ise azalma eğiliminde olan kar örtüsü nedeniyle iklim değişikliğinin etkileri ile yüzleşebilir.

Yarı kurak
bölgelerdeki tarımsal sulama uygulamaları için su temininde problemler yaşanabilir.
Bu kötüye giden tabloyu değiştirmenin yolu fosil yakıt kullanımını durdurmak, emisyonları hızla azaltmak,
az tüketmek
ve sürdürülebilir kalkınma modellerini uygulamaktan geçiyor.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü’nden
Dr. Noyan Yılmaz’ın de
ğerlendirmesi de şöyle:

“İklim değişikliğine sanayileşme ve yapılaşma baskısı da eklenince bu alanların özelliklerini yitirmesi başka birçok soruna davetiye çıkarıyor.

Marmara Denizi
başta olmak üzere denizlerimizde oksijen hızla azalıyor. Isınma ayrıca
istilacı türlerin
yayılımını hızlandırıyor.
İklim değişikliğini sınırlamak için fosil yakıtların kullanımını azaltmayı değil, bir adım ötesine geçerek
iklimdeki bozulmayı yavaşlatmak
için ne gibi önlemler almamız gerektiğini konuşuyor olmamız lazım.”

**

Yani iklim değişikliği konusunda harekete geçmemenin bedeli bu yüzyıl sonuna kadar çok ağır olabilir.

Nasreddin hoca
bindiği dalı keserken, kendi çağından bizleri uyarıyordu aslında.
Ama biz ne yaptık?

Gülmeyi tercih ettik.

#IPCC
#Balık
#Av
#Dr. Yeliz A. Yılmaz
#Dr. Noyan Yılmaz
#İstanbul Üniversitesi
#İklim