Şah’ın devrilip yeni bir rejimin kurulduğu 1979’dan bu yana yaklaşık kırk yıllık tarihi boyunca, İran Cumhuriyeti, Amerikan yaptırımlarının hedefi oldu.
ABD, İran düşmanlığını siyasi ekonomik, dini ve kültürel her alanda kullandı.
İsrail’e olan haksız hukuksuz desteğini bile bu düşmanlıkla meşrulaştırdı.
**
Dışarıdan gelen bir hücum her ülkede içerideki düşmanlıkları geçici de olsa bir süreliğine rafa kaldırtır, azaltır ya da yok eder.
O yüzden dış düşman, milli birlik ve beraberliği sağlamada önemli bir etkendir.
ABD Başkanı Donald Trump ve arkasındaki görünen ve görünmeyen ekibi İran’a yönelik yeni oyun sahneliyor.
Ekonomik olarak sıkışan ve zor günler geçiren İran, her ne kadar durumdan endişeli olsa da dış düşmana ortak tavır almakta kararlı.
**
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısının, “ABD’yi ve yaptırımlarını üretim sektörünün duruşuyla yenilgiye uğratacağız” derken söylemek istediği de tam olarak bu.
“ABD’yi İran halkı ile birlik olarak yeneceğiz” diyor.
Bunun anlamı da şu; hükümet direnecek, iş dünyası üretime devam edecek, halk kemerleri sıkacak. Herkes üstüne düşen vazifeyi yapacak.
**
İran, devleti ve halkıyla bu güç birliğini gerçekleştirebilirse bu ABD’nin yenilgisi demektir.
İran’a yönelik hiç hukuki gerekçesi olmayan bu yaptırım kararları aynı zamanda hem ABD hem İran hem de ABD ile gelecekte sorun yaşayacak olan diğer ülkeler için de bir sınav.
ABD yaptırımları ile İran’a istediği dersi verirse bu dünyadaki tüm ülkeler için ciddi tehlike demektir.
Çünkü arkası gelecektir.
Bugün İran, yarın başka bir İslam ülkesi veya Türkiye.
Dünyanın iyiliği için ABD’nin bu şımarık ve küstah tavrının devam etmemesi gerekiyor.
Trump ve avanelerinin uyanmaları ve dünyayı böyle yönetemeyeceklerini öğrenmeleri için ABD’nin bu ekonomik savaşta yenilmesi şart.
**
Dr. Serhan Afacan’ın aa’da yayınlanan İran’la ilgili analizinde ilginç bir anekdot yer alıyor;
Amerikalı gazeteci Mike Wallace, Mayıs 1997’de İran’da dönemin Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani ile yaptığı röportajın sonunda, şöyle bir soru sorar.
Ortadoğu’daki varlığı kendisi için çok önemli olan ABD’nin bu bölgede kalıcı olduğunu ve İran’ın da diğer bütün ülkeler gibi Amerikan teknolojisine muhtaç olduğunu hatırlatarak, görev süresinin sonlarındaki Rafsancani’ye şu soruyu yöneltir: “Siz bir lider olarak, ABD ile en azından oturup müzakere etme fikrini İran İslam Cumhuriyeti’nin tepesindeki meslektaşlarınıza satamaz mısınız?”
Rafsancani meşhur politik tonuyla soruyu şöyle cevaplar: “Eğer ABD iyi niyet gösterirse neden olmasın?
Bizim Amerikan halkıyla sorunumuz yoktur, bizim sorunumuz Amerikan hükümetiyledir. ABD kendi iradesini diğerlerine dayatmaya son vermelidir”.
Dünyanın Rafsancani gibi düşündüğüne kuşku yok.
Kimse bu yaptırımlardan dolayı Amerikan halkını suçlamayı düşünmez.
**
Son 40 yıllık ABD yönetimleri tarafından yaptırım uygulanan İran, 2015 yılında tecrit edilmekten bıktı ve nükleer anlaşmayı imzaladı ve nükleer faaliyetlerine getirilen ciddi kısıtlamaları kabul etti.
İran’ın dış dünya ile ekonomik ve siyasi ilişkisi normalleşecek derken ABD’de Trump’ın 2016 sonundaki seçimlerde başkan seçilmesi ile hiçbir şeyin değişmeyeceği belli oldu.
Çünkü ABD’nin dış politikası ve İsrail’e olan tam desteği ortak bir düşmana bağlıydı ve o düşman da 40 yıl önce belirlenmişti; İran.
Bu ortak düşman Trump’tan önce meşhur 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de ikiz kulelerin vur-dur-ulması olayı ile genişletilmişti.
İslamofobi adı ile İslam dini ve tüm İslam ülkeleri terörle ilişkilendirilmeye çalışıldı. Ancak bu algı operasyonu tutmadı, muhtemelen tutmayacak.
Ve iktidara gelen Trump, 2017’de İran’ı suçlayarak imza koyduğu anlaşmadan ABD’yi çekti.
Ağustos ayında kendi ifadesiyle; “Tarihte İran’a karşı uygulanmış en sert” yaptırımlar için harekete geçti.
İran’la yeniden müzakere masasına oturulması için, bu ülkenin yerine getirmesini beklenen12 maddelik bir liste açıklandı.
Listenin tek bir anlamı vardı; Sen ne yaparsan yap, ben seni dövmek istiyorum.
5 Kasım itibarıyla devreye giren ikinci dalga yaptırımlar İran ekonomisinin can damarı olan petrol ihracatını engelleyerek İran’ın dünyadan tecrit edilmiş bir ekonomi haline gelmesini hedefliyor.
Tutar mı bu hedef?
Herkes ‘neme lazım’ derse tutar.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.