Cam tavan

Pireler cam bir kavanoza konulduktan sonra kavanozun altı ısıtılır.

Pireler zıplamaya başlar ama başlarını cam tavana çarparak düşerler.

Bir süre sonra cam tavan kaldırılır fakat pirelerin hiç biri cam tavanın seviyesinden fazla zıplamaz.

Cam tavan engeli kalkmıştır ama onlar bunun farkında değildir.

Cam tavan sendromunun en net anlatımı budur.

Yapabileceğin şeyler yapabileceğini düşündüğün kadardır.

Bu araştırma kişilerin hayatlarında kendilerine koydukları kısıtlamaları anlatan güzel bir deneydir.

İnsanların da önüne sınır koymaları öğrenilmiş çaresizlikten başka bir şey değildir.

Devamlı olarak yapamazsın, başaramazsın, edemezsin, olamazsın, mümkün değil gibi olumsuz cümleler sürekli kullanıldığında insanın bütün pozitif enerjisi yok olurken bunun yerini negatif enerji doldurur.

**

İş dünyasında da çalışanların belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra yükselmelerini engelleyen etkenlerin tamamına cam tavan sendromu deniliyor.

Cam tavan sendromunun temelinde öz güven eksikliği yatar.

İlk çocukluk döneminde bazı ailelerin, “Sen yapamazsın”, “Kırarsın”, “Kendine zarar verirsin”, “Bu senin işin değil” tarzında cümlelerle başlar bu cam sendromu sonra okullarda bazı öğretmenlerin benzer tarzda uyarılarıyla büyür ve toplumda kendine güvenmeyen bir birey olarak yer alır.

**

Dünyanın girişimcilik merkezi olan Silikon Vadisi’nde 80’ler ve 90’lar boyunca birçok yüksek teknoloji şirketinde çalışan, ünlü girişimci ve yazar Steve Blank, 3. Startup İstanbul etkinliğinde girişimcileri küresel bir vizyonu olan ve her sabah dünyayı değiştirme hedefiyle uyanan çılgın insanlar olarak tarif etmişti.

Girişimcileri sanatçılara benzettiği konuşmasında şunları söylemişti; Onlar boş bir sayfa üzerinde işe sıfırdan başlayan sanatçılar, heykeltıraşlar ve ressamlar gibidir.

Bir sanat eseri ortaya çıkarmak için çok sayıda resim yapmalısınız.

Başarısız olduğunuzda yeniden ayağa kalkmalı, farklı renkler, farklı zeminler üzerinde çalışarak esnek olmayı öğrenmelisiniz.”.

**

Ulaşım teknolojisi ve internet teknolojisi ile dünya küçüldü. Ama nüfus büyüyor.

Ve insan sayısı arttıkça küresel ekonomide yer alan şirketler arasındaki pazardan pay kavgası daha sert ve acımasız hale dönüşüyor.

Artık küresel pazarda herkes birbirini iyi takip etmek zorunda. Sadece birbirini mi tabi ki değil, hem pazarın yönünü hem tüketiciye dönüştürülen insanların heves ve arzularının yönünü öğrenmek zorunda.

Bunun içinde ticari bilgisini sürekli yenilemesi gerekiyor. Üniversite diplomalarının 4 yılda eskidiği yaşadığımız bilgi çağında herşey çok çabuk eskiyor.

Küresel ticarete ayak uydurmak yetmiyor. Bir adım önde olmak gerekiyor.

Bunun için de her zaman söylendiği gibi klasik tabirle eğitim şart.

**

İş dünyasındaki kadın ve erkek yöneticilerin eğitim ihtiyaçlarının farkına vararak bu alanda eğitim vermeye başlayan İş idaresi okulu 41 North Business School Kurucu Direktörü Yeliz Kum Ezercan, Türkiye’de kadın yöneticilerin kendileri ile ilgili yanlış algıları ve kodlamaları olduğunu düşünüyor.

Yönetici gelişim programlarıyla kişilerin sahip oldukları potansiyeli ve bunun önündeki engelleri bizzat kendilerinin fark etmelerini sağlayacaklar.

Yani cam tavanı bir başkası değil, kadın ve erkek yöneticilerinin kendisi kıracak.

**

Üsküdar’da iş dünyasında eğitim konusunda sohbet etmek için bir araya geldiğimiz Yeliz Kum Ezercan’ın ortağı olduğu 41 North Business School müfredatında neler olduğunu şöyle anlattı;

Uluslararası inovasyon ve teknoloji okulları ve kurumları ile akademik iş ortaklıkları kurduk.

Hem Türkiye hem de komşu ülkelerden yöneticilere uluslararası geçerliliği olan diploma ve yönetici gelişim programları sunuyoruz.

Eğitimler sonunda katılımcılar, GEM’ın uluslararası geçerliliği olan DBA ve Executive MBA diplomalarını alacaklar.

ESMT Berlin ve CCL’ın sertifikalarına sahip olacaklar.

**

İş dünyasını yeniden yapılandıran dijital dönüşüm konusunda Türkiye’nin önünde uzun bir iş listesi var.

Bu dönüşümün mimarları ise günümüzün sürekli eğitim alan ve kendini geliştiren patron, girişimci ve yöneticileri olacak.