Bingöl’deki Çinli gelin

04:0017/02/2019, Pazar
G: 17/02/2019, Pazar
Yaşar Süngü

Çinli Ying ile Bingöllü Aydın Sarı, 24 yıl önce Moskova Devlet Sosyoloji Üniversitesi’nde tanıştı.Gazetecilik bölümünde olan Ying ile psikoloji bölümünde öğrenim gören Aydın Sarı, 1996’da evlendi.Düğünden sonra Bingöl’e yerleşti.Çinli gelin çocukların kendilerine ihtiyacı kalmadığını görünce tekrar hayal ettiği iş meselesine odaklandı.Ancak ne yapacağını bilmiyordu.Bildiği tek şey çalışmak istediğiydi.Bingöl gibi küçük ve batıdan uzak bir yerde ne yapabilirdi?İlk adımı KOSGEB öncülüğünce açılan

Çinli Ying ile Bingöllü Aydın Sarı, 24 yıl önce Moskova Devlet Sosyoloji Üniversitesi’nde tanıştı.

Gazetecilik bölümünde olan Ying ile psikoloji bölümünde öğrenim gören Aydın Sarı, 1996’da evlendi.

Düğünden sonra Bingöl’e yerleşti.



Çinli gelin çocukların kendilerine ihtiyacı kalmadığını görünce tekrar hayal ettiği iş meselesine odaklandı.

Ancak ne yapacağını bilmiyordu.

Bildiği tek şey çalışmak istediğiydi.

Bingöl gibi küçük ve batıdan uzak bir yerde ne yapabilirdi?

İlk adımı KOSGEB öncülüğünce açılan girişimcilik kursuna başvurmak oldu.

1 yıl önce kursu başarıyla tamamlayarak belge aldı.

Ve ardından eşiyle KOSGEB’e başvuran Ying Sarı, güneş enerjisi panelleri üretmek amacıyla 50 bin lira hibe desteği aldı ve kendi işini kurdu.

Şimdi her sabah eşiyle iş yerine geliyor ve güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren sistemin montajını yapıyor.

AA’da yer alan habere göre Çinli gelin 22 yıldır Bingöl’de yaşıyor. Şu anda sadece kendilerini istihdam ediyorlar. Hedefleri, işi geliştirerek, 25-30 kişiyi istihdam etmek.

İstemek ve adım atmak işin sırrı.

Neyi istediğini bilirsen ve bu yönde adım atarsan, kader seni hedefine götürüyor.

Çinli gelin bu konuda en taze örnek.

**

Nisa Nur Türkmen, “15 Şubat Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri” günü dolayısıyla, kanserle mücadelesinden nasıl başarıyla çıktığını AA muhabirine şöyle anlatıyor;

“Bu süreci tam genç kızlık dönemimde yaşadım. O dönem bana çok büyük bir olgunluk kattı. Bir gece sabaha kadar ağlamıştım. Şu anda sağlığım olsun da tek saçım olmasın önemli değil diyorum. Yaşıtlarımın kafasında sorun olarak gördüğü şeyler benim için sorun bile olmuyor.”

Genç kız tedavisinin ardından hastalığı yendi.

Tedavisi sırasında eğitimine bir süre ara vermek zorunda kalan Türkmen, sağlığına kavuştuktan sonra üniversite sınavına girdi.

Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı.

Nisa, şimdi istediği yerden hayata yeniden başladı hem de yaşıtlarından daha güçlü biçimde.

Bazıları için ileriye doğru büyük bir adım atmak için birkaç adım geri gitmek gerekebilir.

**

Hz Ali’ ye sormuşlar

-Gökten daha ağır olan nedir?

Hz Ali dedi ki;

Dürüst insana iftira atmak...

Zemheriden daha soğuk olan nedir?

Hz Ali dedi ki;

Namerde muhtaç olmak...

Zehirden daha acı olan nedir?

Hz Ali dedi ki;

Sabretmek...

  • Tanzim satışı ve Osmanlı’dan örnekler
  • Tanzim satışıyla üretici tüketici arasındaki aracıların fahiş kazancının önüne geçilmesi Osmanlı tarihindeki benzer vakaları hatırlattı.
  • Osmanlı döneminde böyle durumlarda neler yapıldığını
  • Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu’ndan öğreniyoruz;
  • Osmanlı’nın ticarî hayatı, büyük ölçüde İslâm ekonomisi ilkeleri ışığında şekillenmişti.
  • Bu sistemde, satıcının da, müşterinin de mağdur olmamasına dikkat edilirdi.
  • Amaç sosyal refahı sağlamaktı.
  • Kuraklık, ulaşım zorlukları, üretimin savaş, abluka vs. nedenlerden dolayı azalması sonucu, arzda bir daralma olduğunda fiyatların yükselmesini engelleyen narh sistemi (sabit fiyat) devreye giriyordu.
  • Arz normale döndüğünde ise narh düşürülürdü.
  • Narh toptancı ve perakendeci için ayrı ayrı tespit edilirdi. Toptancıların dükkân açıp perakendecilik yapmaları yasaktı.
  • Kabzımal, tarlalardan ürünü tek elde toplayamazdı.
  • Ürünlerin öncelikle üretildikleri bölgede pazarlanması esastı. Böylece yöre halkının ihtiyacı gideriliyor, ürünlerin toplanıp, başka bölgelerde yüksek fiyatla satılmasının önüne geçiliyordu.
  • Buna uymayan kabzımallar olduğunda, devlet görevlileri depoya gidip, malların piyasaya sürülmesini sağlar, sorumluya piyasa fiyatından ödemesi yapılır ama cezası da kesilirdi. Karaborsacıların en sık aldıkları ceza savaş ya da ticaret gemilerinde kürek mahkûmiyet, kalebentlik (kale içinde geçirilen hapis) ile taş ocaklarında taş kırmaydı.
  • Alıcı ile satıcı arasındaki pazarlığa dahil olup fiyatları yükseltmek için spekülatif tekliflerde bulunanlar, yani müşteri kızıştıranlar da (neceş) aynı cezaları alırdı.
#Ying
#Aydın
#Sarı
#KOSGEB
#Bingöl
#Nisa Nur Türkmen
#Tanzim
#Osmanlı
#Ahmet Tabakoğlu