Kimilerinin erkek sığınma evleri olarak gördüğü mahalle kahvehaneleri bir iki masada toplanan bir grup emekliyle ayakta kalma savaşı verirken, her sokak başında açılan ‘cafe’lerkızlı erkekli yeni nesillekahvehane kültürünüzenginleştirerek yeniden hayat verdi.Eskinin kıraathaneleri pişti, ellibir gibi kağıt oyunları ile okey, tavla gibi oyunların oynandığı,dumanı altı olan mekanlaradönerek zaten kendini yok etmeye doğru gidiyordu.Kahvehaneler, zamanla kahve yerine yalnızca çayın içildiği oyun merkezlerine,
Kimilerinin erkek sığınma evleri olarak gördüğü mahalle kahvehaneleri bir iki masada toplanan bir grup emekliyle ayakta kalma savaşı verirken, her sokak başında açılan ‘
kızlı erkekli yeni nesille
zenginleştirerek yeniden hayat verdi.
Eskinin kıraathaneleri pişti, ellibir gibi kağıt oyunları ile okey, tavla gibi oyunların oynandığı,
dumanı altı olan mekanlara
dönerek zaten kendini yok etmeye doğru gidiyordu.
Kahvehaneler, zamanla kahve yerine yalnızca çayın içildiği oyun merkezlerine, boş gezenlerin, evden kaçanların mekanları haline dönüşmüştü.
Yenilenmeyi başaramayan bu kahvehaneler hızla
tüketildiği yerler haline gelmişti.
Tıpkı sokakta satılan
güzel albenili mekanlarda satışı ile yeniden keşfedilmesi gibi
kahvehaneler de ‘cafe’ adı altında yeniden doğdu.
Yeni cafelerin tek kusuru yabancı isimle doğmalarıydı.
Özellikle üniversitelere yakın yerlerde hızla artan ‘
bugün sundukları farklı hizmet ve içeceklerle hem de mekanın tasarımlarıyla kızlı erkekli genç kuşakların uğrak yerleri oldular.
Sadece uğrak yeri demek haksızlık olur.
Sohbet etmek, bir şeyler yiyip içmek için buluşulan ve uzun süre kalınan beğenilen mekanlara dönüştüler.
Birçoğu marka bile olup şehirlere yayıldı.
1960-1970 ve 1980 kuşağına
çay kuşağı, 2 binli kuşaklara ise
demek yanlış olmaz.
Bu gelişim ve dönüşümde
gibi yabancı marka mekanların katkısını da kabul etmek lazım.
Peki Osmanlı’da var olan kahvehaneler nasıldı?
İstanbul’da özellikle
Fatih, Eminönü, Balat, Beyazıt, Aksaray
gibi esnafların yoğunlukta olduğu yerlerde yer alan kahvehaneler
olarak bilinirdi.
Bunlar da kendi aralarında mesleklere göre ayrılmıştı.
İşçilerin, hamalların, seyyar çalışanların, arabacıların, kayıkçıların oturduğu yer ile, iş sahiplerinin, ticaret erbabının oturduğu yer farklı idi.
Bir de daha çok Anadolu’nun belirli merkezlerinde yer alan
vardı.
Buralara da âşıklar ve bunları dinleyenler takılırdı.
Âşıkların karşılıklı atışmaları bu mekanlarda olurdu.
Buralarda
hiç eksik olmazdı.
Meşhur olmanın yolu da buralar olduğu için şiirle ilgilenenlerin en sık uğradığı yerlerdi.
Bir de canlı müzik eşliğinde toplu gösterilerin yapıldığı yer olan
vardı.
Bugünkü canlı müzik sunan
bunların devamı olarak görebilir miyiz bilmiyorum.
Osmanlı devleti duraklama devrine girdikten sonra savaştan başka işleri olmayan fakat boşluğa düşen
akıldıkları kahvehaneleri günümüzdeki yok olmaya başlayan
öncüsü olarak sayabiliriz
Bir de yeniçeri kahvehanelerinin mirasçıları olarak görülen vardı.
Bunlar yeniçeriliğin kaldırılışından Meşrutiyet devrine kadar geçen
dönemde varlıklarını sürdürmüşler.
Aslında bu kahvehaneler yangınlar için teşkilatlandırılmış tulumbacıların bugünkü
bir nevi lokali imiş.
Tulumbacılar, Yeniçeri kahvehanelerinin mirasçıları oldukları gibi yeniçeri bitirimliğinin de mirasçıları buralarda takılmaya başlamışlar.
Bitirimler, külhanbeyleri, kabadayılar
bu tulumbacı kahvehanelerinde vakit geçirirler imiş.
Bugün
denen tek kişilik oyunların döndüğü mekanların öncüleri de meddah kahvehaneleri.
Bu kahvehaneler gösteri yapan meddahların ve bilhassa
için gelen halkın buluşma yerleriydi.
Bunlar da zamanla müşterisini kaybederek piyasadan silindiler.
Osmanlı dönemindeki en meşhur mekanlar, okumuş kesimin ilgi gösterdiği
.
Devlet memurlarının, yazar, aydın ve şairlerin
ve bunları takip eden okumuş kesimlerin buluşma mekanı olan bu kahvehanelerde gündem yeni çıkan kitaplar, dergiler ve gazete haberleri olurdu.
Bu tip kahvehaneler daha sonra
dönüştü.
İlim ve fikir adamlarının mekanı haline geldi.
Bunlar arasında en meşhurları İstanbul’da bulunuyordu;
Küllük, Marmara Kıraathanesi, Elit Kıraathanesi, Darüttalim Kıraathanesi.
Günümüzde
ismiyle meşhur olan ve hem okuma hem de dar kapsamlı
seminer ve konferansların
yapıldığı yerler haline gelen mekanlar hızla artmaktadır.
Bizim kuşak çaycı ve sigara tiryakisiydi.
Şimdiki kuşak müdavimi olduğu yeni ‘
hem
hem de
oldu.
#Osmanlı
#Kültür
#Çay
#Kahve