Türkiye’nin petrolü gıdadır

04:0023/02/2022, Çarşamba
G: 23/02/2022, Çarşamba
Yaşar Süngü

Şaka bir yana, insanoğlunun dijital çağda tek tuşla dünyayı yok etmesi mümkün ama bunu yapmayacak. Bunun yerine cep telefonundan hazır gıda siparişi verdiği tek tuşla kendini yok etmeyi başaracak gibi gözüküyor!Dijital teknoloji karın doyurmuyor ama her türlü ihtiyacını bir tuşla giderebiliyor.Değişen yaşam biçimlerindenküresel ekonominin yönünü tahmin etmek zor değil.İnsanoğlu her gün en az 3 öğün tüketiyor.İnternet kuşağınınkutsal insanlarıarasında yerini alandiyet uzmanlarınınönerileriyle tüketim

Şaka bir yana, insanoğlunun dijital çağda tek tuşla dünyayı yok etmesi mümkün ama bunu yapmayacak. Bunun yerine cep telefonundan hazır gıda siparişi verdiği tek tuşla kendini yok etmeyi başaracak gibi gözüküyor!

Dijital teknoloji karın doyurmuyor ama her türlü ihtiyacını bir tuşla giderebiliyor.

Değişen yaşam biçimlerinden
küresel ekonominin yönünü tahmin etmek zor değil.

İnsanoğlu her gün en az 3 öğün tüketiyor.

İnternet kuşağının
kutsal insanları
arasında yerini alan
diyet uzmanlarının
önerileriyle tüketim ara öğünlerle iki katına çıkıyor.
Ve bu çağın insanları eskiye göre daha fazla
oturarak
iş yapıyor.
İş yaparken de yine eskiye göre daha çok
yiyor ve içiyor.

Hareket azalıyor ama tüketim artıyor.

TV kanalları yemek programlarıyla dolu.

Gastronomi
en cazip alan.

Yani gelecekte hareketsizliğe dayalı hastalıkların artması kuvvetle muhtemel.

**

Önümüzdeki dönemin ana sektörlerinin
tarım, sağlık ve teknoloji
olduğu çok net.
“Türkiye’nin petrolü gıdadır”
diyen tarım sektörü temsilcileri haklılar.
İstanbul Ticaret Borsası
öncülüğünde
Güvenilir Ürün Platformu
desteğiyle hayata geçirilen Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor bilgilendirme toplantılarının ilkinde hububat ve bakliyat sektörü ele alındı.
İnternet üzerinden
Hububat’ta Küresel Trendler ve Türkiye
başlığı ile gerçekleştirilen etkinlikte sektör temsilcileri Türkiye’de ve dünyada tarımda üretimle rakamları ve gelişmeleri anlattılar.
İSTİB
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Bakliyat Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Hakkı İsmet Aral’ın verdiği bilgilerden küresel ekonomide tarımla ilgili rakamları ve gelişmeleri öğrendik.

Öğrendiğimiz bilgileri paylaşalım;

“Türkiye’de ortalama
33 milyona yakın bir çöp
toplanıyor ve bunun yüzde 45’ine yakını organik madde içeriyor, bunlar bölgesel yaptığımız çalışmalarda ortaya çıktı.
Yani
14,5 milyon ton gıda
her sene Türkiye’de çöpe atılarak israf ediliyor.
Bunun parasal değerini de yaklaşık 1 dolardan hesap ettik, toplam
14,5 milyon doları
ülke olarak her sene çöpe atmış oluyoruz.
Neredeyse
ihracatımız kadar gıdayı çöpe atmış bulunuyoruz.”

**

“Uluslararası bakliyat konseyinin
rakamlarına göre son 25 senede dünyada 60’ın üzerinde ülke bakliyat üretmeye başladı.
Türkiye 90’lı yıllarda yani
53 milyon nüfusa
sahipken 1,5 milyon ton bakliyat üretmiştir.
Bu üretim rakamlarını yakalamış bir ülke olarak bugünlere gelince ekim alanları azalmıştır.
1990’larda
20 milyon dekar olan ekim alanları bugünlerde
yüzde 65
azalarak
yaklaşık 31 yılda 7 milyon dekara gerilemiştir.
Türkiye’nin üretim rakamları ise
1 milyon tonlara
düşmüştür.”

**

“Ülkemiz bugünkü nüfusunu kendi ürettikleri ile maalesef doyuramadığı için ithalata yönelmiş durumdadır.

1994
yılında
Toprak Mahsulleri Ofisi
bakliyat alım desteklemesini kesti, ondan sonra bakliyat üretimi Türkiye’de ciddi manada düşmeye başladı.
Son 2 senede Toprak Mahsulleri Ofisi bunca sene sonra ilk defa
alım desteği
olarak bakliyata destek olmaya başladı.
Bugün Türkiye olarak 630 bin ton
nohut
, 220 bin ton
fasulye, kırmızı mercimekte
300-311 bin ton, 40 bin ton
yeşil mercimek
rakamlarına ancak varıyoruz.
Toplamda
1 milyon 200 bine
yakın bir üretime sahip ülkeyiz.

90’lı yıllardaki potansiyel devam etseydi bugün 2 milyon tonun üzerinde bakliyat üretimine ve en az 750 bin tona yakın ihracata sahip olacaktık.”

**

“Türkiye kend
i yerli
ürettiği tohumlarını kaybetmek üzere. Osmancık ve baldo’su ile ortaya çıkardığı bu tohumları maalesef kaybediyoruz ve dışarıdan gelen ürünlerden müşteriler çok memnun değil ve buna bağlı olarak halkın pirinç tüketimi azalıyor.
Tarımsal üretimin
arttırılması için bizim gerçekten algıyı çok yüksek tutmamız gerekiyor.
İç piyasa yurtdışındaki fiyatlara göre oluştuğu için yurt dışındaki artışlar ve
TL’nin dolar
karşısında
değerinin
düşmesi fiyatların son dönemde hızla yükselmesine ve insanlarımızın gerçekten rahatsız olmasına sebep oldu.
2016 yılında yapılan
Havza bazlı desteklerle
ilerleseydik çok daha farklı bir konumda olabilirdik, bugün bu modellerle devam edersek ileride daha iyi bir konumda olabiliriz.
Türkiye’nin petrol
ü
olarak adlandırdığımız
gıdayı
ülkemizin gündemine oturtursak çok iyi bir duruma gelebiliriz.”
#Gastronomi
#tarım
#İstanbul Ticaret Borsası