Moda ismi aforizma, genel tanımı, anlam yükü ağır kısa özlü söz, Türk Dil Kurumu TDK ise özdeyiş demiş.
Sosyal medyada çok yoğun biçimde kullanılıyor bu özdeyişler.
Bunları paylaşmayı ve beğenmeyi de seviyoruz.
Neden, çünkü bu tür genellemeler hoşa gidiyor, herkese bir şekilde hitap ediyor.
Kimi laf sokmak için kullanıyor bunları, kimi derdini birilerine anlatmak için.
Herkesin bir şekilde var ağrıyan yanı.
O yüzden de herkese iyi geliyor.
“Hah diyorsun, tamam, bu söz beni anlatıyor.”
Genellemeler tıpkı günlük fallar gibi, rahatlatıyor insanları.
Bir de aforizma gibi kısa özlü söz değil de biraz daha uzun hikâye tarzı genellemeler var.
Şekil olarak uzun ve hikâye tarzında olsa da sonuçta onlar da genelleme.
Mesela bir şey anlatırken şöyle genellemeler yaparız; “İnsanlar zalimdir, erkekler kabadır, kadınlar naziktir, gençler çiğdir, hayvanlar masumdur, bitkiler güzeldir”.
“Üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
Bana ‘Ne olmak istiyorsun?’ diye sordu.
‘Entelektüel olmak istiyorum’ şeklinde cevapladım.
Kırılgan bir ses tonuyla ‘dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersinizdeyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim.’ diye şaşırdım.
Tekrarladı: ‘senden entelektüel olmaz.’
Çok kızmıştım!
‘Doçentlere tezlerinin konularını bile ben öneriyorum.’ dedim
Profesör gülümseyerek geriye yaslandı. ‘Senden çok iyi bir araştırmacı olur ama entelektüel olmaz.
Nedenine gelince, sana ‘Entelektüel olamazsın’ dediğimde, bana bir entelektüel gibi ‘Neden olmaz?’ diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin.
Yazarlık bilgi işidir.
Bir insanın entelektüel olması için en az üç kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak.
Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait.
Her sene model yenilerler.
Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?
Neden bu şekilde yaşıyorlar?
Çünkü o unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü.
Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar.
Entel feodal köylülere artık diploma ve unvan da yetmez.
Tıpkı paranın yetmediği gibi.”
Hikâye çarpıcı ve güzel.
Entelektüel olmayı şehirli olmaya ve üç kuşak ailenin okumuşluğuna bağlamış.
Yani klasik bir genelleme yapmış.
Peki şu Anadolu’da köylerde kasabalarda okumamış, şehir görmemiş, irfan sahibi dediğimiz herkesin çevresinde en az bir tane bulunan ihtiyarlarımızı nereye koyacağız?
Köylü mü diyeceğiz, cahil mi?
Yukarıdaki hocanın entelektüel tarifine göre gerçek entelektüeller onlar değil mi?
Küçük bir beldede ömrünü geçirmiş halen biri sağ biri vefat eden iki insan tanıdım.
Saliha yenge şehirli olsaydı, entelektüeldi.
Hayatı köyde geçmiş, 2’si kız 4’ü erkek 6 çocuğu var.
Mirası dağıtmak için ölmeyi beklememiş, en küçük oğlunun 18 yaşına gelmesini beklemiş.
Öldüğünde miras kavgası yapmasınlar diye üstünde ne kadar mal mülk varsa hepsini adil biçimde dağıtmış.
Şehirli ve okumuş olmak “insan” olmanın temel şartlarından değildir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.