En prestij ürünlerimizden birikuru incir.Dünya kuru incir ihracatınınyüzde 60’ınıtek başına gerçekleştiriyoruz. 114 ülkekuru inciri bizden alıyor.Bu sezon toplanan 85 bin ton kuru incirinyüzde 85’iyurtdışına satıldı.Yarısı Avrupa’ya, kalanlarABD ve Uzakdoğu’ya gitti.2020/21sezonunda ihracat edilen kuru incir miktarı 72 bin 145 ton. Kazanılan döviz miktarı; 256 milyon 915 bin dolar.Kuru incir ihracatçıları bu sezondan memnun, çünkü2014yılında yakalanan 76 bin 901 tonluk ihracat seviyesinden sonraen
En prestij ürünlerimizden biri
Dünya kuru incir ihracatının
tek başına gerçekleştiriyoruz
kuru inciri bizden alıyor.
Bu sezon toplanan 85 bin ton kuru incirin
yurtdışına satıldı.
Yarısı Avrupa’ya, kalanlar
ABD ve Uzakdoğu’ya gitti.
sezonunda ihracat edilen kuru incir miktarı 72 bin 145 ton. Kazanılan döviz miktarı; 256 milyon 915 bin dolar.
Kuru incir ihracatçıları bu sezondan memnun, çünkü
yılında yakalanan 76 bin 901 tonluk ihracat seviyesinden sonra
en başarılı ikinci sezona
imza attılar.
İhracat miktar bazında
artarken, döviz gelirindeki artış yüzde 6’ya ulaştı. İhraç fiyatı ton başına 110 dolar değerlendi.
Müşteri açısından sezonun sürprizi
olmuş. ABD’ye kuru incir ihracatı yüzde 14’lük artışla 38 milyon dolara yükselmiş.
en çok kuru incir ihraç ettiğimiz ülkeler sıralamasında
çıkmış. Önümüzdeki yıllarda
kuru incir ihracatında 50 milyon doları geçmeyi hedefliyoruz.
Ancak kuru incirde geleneksel ihracat pazarımız yüzde 45 payla
.
AB ülkelerine kuru incir ihracatı 2020/21 sezonunda 115 milyon dolar.
37 milyon dolarlık taleple ilk sırada yer alıyor.
a 35 milyon,
a 11 milyon dolarlık kuru incir ihraç gönderiyoruz.
Dünya nüfusunun yüzde 40’ını barındıran
ülkelerine yönelik pazarlama çalışmaları da sürüyor.
2016-2020 yılları arasında
Japonya, Güney Kore ve Çin
’i kapsayan bir
Projesi çerçevesinde düzenlenen fuar ve tanıtım organizasyonlarıyla bu bölgeye ihracat artmış.
2020/21 sezonunda
yapılan kuru incir ihracatı yüzde 22’lik artışla 9,1 milyon dolara,
yüzde 10’luk artışla 6,4 milyon dolara,
yüzde 27’lik artışla 2,4 milyon dolara çıkmış.
Avrupa pazarında ticari ilişkilerimizin en iyi olduğu ülke
.
Türkiye, Almanya’da açılan dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarı Anuga’da Kovid-19 salgınına rağmen 290 firma ile 97 ülke içinde İtalya, Almanya ve İspanya’nın ardından 4’üncü büyük katılımcı oldu
İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay’ın
dediği gibi, Tarımda büyüme potansiyelimiz çok yüksek. Tarım ülkemizin bekası için en az sanayi kadar önemli. Tarımsal hasılamızı ve katma değeri daha da artırmalıyız.
Yaşadığımız coğrafyada sadece
değil,
de ciddi potansiyele sahibiz.
Dünya mermer rezervlerinin yüzde 33’üne sahibiz ve 15 milyar metreküp dünya rezervinin 5 milyar metreküpü Türkiye’de.
Ve
toplam ihracattaki payı
ulaşmış durumda.
Amerika, toplam ihracatın yüzde 18’ini oluşturuyor.
Vatikan’da “Sen Pier” kilisesinin girişindeki sütun ve kaplamalar
ABD’de Beyaz Saray’da yetkililerin basın açıklamaları yaptıkları alanda kullanılan mermer
Alman Parlamentosu, Fransa Parlamentosu, ABD Temsilciler Meclisi, Disneyland ve sayısız önemli mekân Türk mermerleriyle
Doğal taş genelinde Çin ve Hindistan’dan sonra ihracatta yüzde 10,3’lük pay ile 3. Sırada, mermer-traverten ihracatı ve üretiminde ise dünyada ilk sıradayız.
Türkiye’nin potansiyel gücü, yeteneği, kabiliyeti,
tarım, turizm ve teknolojidedir.
Teknolojiye yatkın bir genç nüfus, verimli topraklar, Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların tarihi varlıklarına sahip, çevresinde 4 deniz olan dünyadaki tek ülke.
Bu 3 alana odaklanmak bizi çok daha hızlı geliştirir.
Bunun için ilk yapmamız gereken şey
denilen
daha fazla yatırım yapmak.
Türkiye WIPO 2021
Global İnovasyon Endeksi’nde
kalkınma düzeyi ile orantılı olarak 41’inci sırada.
GSYIH’sinin yüzde 3,17'sini,
GSYIH’sinin yüzde 3,28'ini,
yüzde 3,39'unu,
ise yüzde 4,53’ünü Ar-Ge’ye ayırıyor.
Türkiye ise
in sadece
yatırarak OECD ülkeleri arasında
devlet bütçesinden Ar-Ge yatırımları payını azaltan tek ülke.
Ar-Ge yatırımı yapılırsa
, inovasyon olursa nitelikli sürdürülebilir ekonomik büyüme olur.
Tarım turizm ve teknolojik
alanda yatırımları toplumun en alt kesimine kadar indirebilirsek gelirler küçük aile işletmeleri ile tabana yayılır, refah seviyesi tabana kadar inebilir ve toplu kalkınmayı gerçekleştirebiliriz.
Yani ülke olarak
çok yüksek, tek eksiğimiz birlik beraberlik ruhu.