Kurumsal sosyal sorumluluğun anlamı halen yeterince bilinmiyor. Kavram, bir işletmenin topluma karşı etik (ahlak) ve sorumlu davranması, bu kapsamda çeşitli projeler üretmesi şeklinde tanımlanıyor. Yani halk dili ve anlam itibarıyla hayırseverlik . Osmanlı döneminde bu iş ağırlıklı olarak devlet adamları ve eşleri tarafından yapılırdı. Özellikle İstanbul’da ki eserlere baktığımızda Padişah anneleri ve hanımlarının bu konuda çok önde olduklarını biliyoruz. Sanat faaliyetlerinden kızların çeyizlerine,
Kurumsal sosyal sorumluluğun anlamı halen yeterince bilinmiyor. Kavram, bir işletmenin topluma karşı
etik (ahlak) ve sorumlu
davranması, bu kapsamda çeşitli projeler üretmesi şeklinde tanımlanıyor.
Yani halk dili ve anlam itibarıyla
hayırseverlik
.
Osmanlı döneminde bu iş ağırlıklı olarak devlet adamları ve eşleri tarafından yapılırdı.
Özellikle İstanbul’da ki eserlere baktığımızda Padişah anneleri ve hanımlarının bu konuda çok önde olduklarını biliyoruz.
Sanat faaliyetlerinden kızların çeyizlerine, camilerden köprü ve çeşmelere
kadar yüzlerce alanda toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda yüzlerce vakıf kurarak yapılan bu hayırseverlik faaliyetlerine iş dünyasında bugün genel isim olarak Kurumsal sosyal sorumluluk deniyor.
*
Araştırma şirketi BAREM’in global ortağı
WIN International
, 36 ülkeden 29.269 kişinin görüş ve düşüncelerini ortaya koyan Yıllık
WIN Dünya Anketi
-
WWS 2022 raporunu
yayımladı.
Anketle birlikte, kişilerin KSS (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) çalışmalarıyla ilgili farkındalıkları ve bu çalışmaların satın alma davranışı üzerindeki etkileri incelendi.
Araştırmaya göre; katılımcıların yüzde 51’i KSS’nin ne demek olduğu hakkında bilgi sahibi. Bu da KSS’ye dair farkındalığının geçen yıla kıyasla yüzde 3’lük bir artış kaydettiğini gösteriyor.
Katılımcıların farkındalık seviyesi eğitim seviyeleriyle doğru orantılı; yüksek eğitimli kişilerin KSS’ye dair farkındalıkları da yüksek.
Farkındalıkta artışın en yüksek olduğu yer yüzde 6’lık oranla Avrupa olurken ardından yüzde 3’lük artışla Amerika geliyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika
bölgesi ise, yüzde 59’luk oranla KSS’nin ne demek olduğunu bilmeyenler arasında ilk sırada.
Türkiye, KSS bilinirliğiyle geçen yıla göre yüzde 31’den, yüzde 42’ye yükselmiş.
Akla gelen ilk soru şu; Şirketler KSS çalışmalarını imaj için mi yapıyor?
Araştırmada, şirketlerin KSS’yi ne kadar benimsediği ve desteklediği de sorgulanmış.
Katılımcıların yüzde 42’si, şirketlerin KSS’yi yeteri kadar benimsemediğine ve yaptıkları çalışmaların sadece imaj için olduğuna inanıyor.
Bu inançta 2021 yılına kıyasla yüzde 3 oranında artış görülürken, yüzde 25’lik bir kısım şirketlerin KSS’yi hiçbir şekilde umursamadığını düşünüyor. Türkiye’de
yüzde 35’le
şirketlerin kurumsal sosyal sorumlulukla ilgilenmediği, sadece işine odaklandığı görüşü,
yüzde 48
KSS’lerin imaj için yapıldığı görüşünün ardından geliyor.
Aksine,
markaların
kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını ciddiyetle takip ettiğine inanan katılımcıların
36 ülkedeki
oranı
ise sadece yüzde 16.
Asya-Pasifik Bölgesi katılımcıları ise yüzde 24’lük oran ile şirketlerin KSS hakkındaki çabalarına inancı ile öne çıkıyor.
Malezya, Filipinler ve Hindistan gibi ülkeler de bu inanca sahip ülkeler arasında başı çekenlerden.
Akla gelen başka bir soru daha var; İnsanların satın alma kararında sosyal sorumluluğun etkisi ne kadar?
Araştırma verilerine göre, geçen yıla kıyasla daha az insan ürün ve hizmet satın alırken şirketlerin KSS çalışmalarından etkilenmiş görünüyor.
KSS’nin satın alma davranışı üzerindeki etkisinin 2021 yılı ile kıyaslandığında yüzde 62’den yüzde 50’ye düştüğü gözlenirken, oranlar ülkelere göre büyük değişiklikler gösteriyor.
Hindistan
(yüzde 82),
Meksika
(yüzde 71) ve
Türkiye
(yüzde 67) satın alma kararında KSS etkisinin en yüksek seviyelerde görüldüğü ülkeler oluyor. Kıta olarak bakıldığında
Afrika
(yüzde 51) ve
Avrupa
(yüzde 47) alım kararında KSS’den en az etkilenen kıtalar.
Kenya
(yüzde 27),
Hollanda
(yüzde 19) ve
Güney Kore
(yüzde 38) en şüpheci ülkeler olarak KSS’nin satın alma kararında etkisizliğiyle öne çıkıyor.
Türkiye’nin
geçen yıla göre yüzde 80’den yüzde 67’ye düşüşü satın almada dikkat çekici bir tavır değişikliğine işaret ediyor.
*
Raporla ortaya çıkan gerçek şu;
İnsanlar, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinden etkilenmedikleri gibi bu faaliyetlerin gerçekten toplum yararına olduğundan şüphe ediyorlar. Hatta bu sosyal faaliyetlerin şirketlerin kendi ürünlerini satma amaçlı olduğunu düşünüyorlar.
Yani bu
yardım ve destek projeleri
şirketlerin değerini ve kazancını artırmıyor artık. Rapora göre dünyada müşterinin feraseti artmış görünüyor
Sebebi basit; Şirketlerin sosyal sorumluluk projeleri toplumun gerçek ihtiyaçlarına yönelik değil.
Samimiyet testinden
sınıfta kaldılar.
Halk da bunu anlıyor.
#Ahlak
#Sanat
#KSS
#Orta Doğu
#Afirka
#Avrupa
#Amerika
#Yaşar Süngü
