Istakozlar doktora gitselerdi asla büyüyemezlerdi!

04:007/08/2022, Pazar
G: 7/08/2022, Pazar
Yaşar Süngü

Hafta içi çok koşup ruhunu geride bırakanlar için okunabilecektadımlık yazılar:Istakoz sert bir kabuk içinde yaşayan narin, yumuşak bir hayvandır.Bu sert kabuk genişlemiyor.Madem genişlemiyor peki o zaman ıstakoz nasıl büyüyor?Istakoz büyüdükçe onunla beraber büyümeyen bu kabuk onu sıkıştırıyor.Ve ıstakoz kendini baskı altında ve rahatsız hissetmeye başlıyor.Kendini avcı balıklardan korumak için bir kaya oluşumunun altına gidiyor.Burada bu kabuğu çıkartıp atıyor… Ve yeni bir tanesini üretiyor. Büyüdükçe

Hafta içi çok koşup ruhunu geride bırakanlar için okunabilecek
tadımlık yazılar:

Istakoz sert bir kabuk içinde yaşayan narin, yumuşak bir hayvandır.

Bu sert kabuk genişlemiyor.

Madem genişlemiyor peki o zaman ıstakoz nasıl büyüyor?

Istakoz büyüdükçe onunla beraber büyümeyen bu kabuk onu sıkıştırıyor.

Ve ıstakoz kendini baskı altında ve rahatsız hissetmeye başlıyor.

Kendini avcı balıklardan korumak için bir kaya oluşumunun altına gidiyor.

Burada bu kabuğu çıkartıp atıyor… Ve yeni bir tanesini üretiyor. Büyüdükçe gelişimine ayak uyduramayan kabuk onu yine rahatsız ediyor. Tekrar kayanın altına gidiyor kabuğunu çıkartmak için. Istakoz bunu birçok kez tekrarlıyor.

Istakozun büyümesine imkan sağlayan tetikleyici unsur onun değişimine ayak uyduramayan kabuğundan duyduğu rahatsızlıktır. Eğer ıstakoz bu durumundan rahatsızlık duymasa hiçbir zaman büyüyemeyecek.

Çünkü hiçbir zaman kabuğunu çıkarıp atmayacak.

Yaşadığımız
stresler büyümenin bir işareti olan zamanlarımızdır.
Asıl olay bunun farkına varmaktır.

Abraham Twerski şöyle diyor bunun için:

“Bir ıstakozun büyümesini tetikleyen faktör kendini rahatsız hissetmesi ve baskı altında olmasıdır.
Istakozlar doktora gitselerdi asla büyüyemezlerdi!
Çünkü doktor ona bir sakinleştirici verir, o da kendini iyi hissetmeye başlayınca o küçük kabuğun içinde yaşamına devam ederdi. (Alıntı)

Çin’de zengin bir iş adamı öldüğünde bankadaki 1,9 milyar dolar eşine kaldı. Eşi de adamın şoförüyle evlendi.

Şoför şöyle söyledi:

–Ben hep patronum için çalıştığımı sanırdım. Şimdi anlıyorum ki, meğer o benim için çalışıyormuş!

Gerçek şudur:
Daha sağlıklı yaşamak daha zengin olmaktan önemlidir.

Pahalı bir cep telefonunun fonksiyonlarının yüzde 70’i kullanılmaz!

Lüks bir arabanın aksesuarlarının yüzde 70’i gereksizdir...

Bir villanız ya da malikaneniz olsa alanın yüzde 70’ini kullanmazsınız...

Elbise dolabınız için durum farklı mı?

Giysilerinizin yüzde 70’i yepyeni durur.

Yaşam boyunca çabaların ve kazançların yüzde 70’i başkalarına kalır.

Ama sen bunları kazanmak için ömrünün yüzde 100’ünü harcarsın.

Değer mi? (Alıntı)

İlk insanlar avcıydı. Ne topluyorlardı? Yiyecek ve ısınacak şeyler...

Nerede yaşıyorlardı?

Mağaralarda yaşıyorlardı. Fazlalıkları hiç yoktu. Gerek de yoktu. Sanayileşme sonrası başladı her şey ve tüketim toplumuna evrildi insanlık.İhtiyacımız olan şeylerin dışındaki her şeyi satın alır olduk.

Evlerimizde hiç kullanmadığımız
eşyaların esiri ve bekçisi
oluverdik.

Evlerimiz ne kadar büyük olursa bu hastalık o kadar çabuk ilerliyor.

Mutfak büyük olunca her türlü alet, kap kaçak sayısı artıyor.

Odalar, salonlar kullanılmayan eşyalarla depoya ya da mobilya mağazalarına dönüyor. Oysa yattığınız bir yatak, oturduğumuz bir koltuk, yemek yediğimiz bir masa, çalıştığımız bir yazı masası...

Giymediğiniz kıyafetler daha kaç yıl o dolapta asılı duracak?

Kullanmadığınız tencereler daha kaç yıl rafta kalacak?

Azaltın. Hediye edin.
Kurtulun bu fazlalıklardan.
Hafifleyin. Özgürleşin. Paylaşın fazlalıkları. Hiç zor değil. Bir başlayın çok rahatlayacaksınız. Nefes alacaksınız! Paylaştıkça daha mutlu olacaksınız...
Dostlukları da geçirin gözden. Azaltın ve azalın.
Pozitif enerjinize odaklanın.

Fark edeceksiniz hemen; kendinizi bir birey olarak ne kadar çoğalttığınızı. Azalttıkça çoğalmaya devam edeceksiniz. (Alıntı/ Serap Girgin Baykal)

Kendin için istediğini başkaları için isteyebilirsen, kendin için istemediğini başkaları için de istemezsen ve bu düşünceyi
“kendine”
hayat felsefesi edinebilirsen, uyguladığın kadar değerli, uygulamadığın kadar değersizsindir.

Ne demişler; “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok; nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.”

Devir, her zaman elbise devridir.
Ve her devirde elbise çok, insan az olacaktır.

Çünkü kıymetli olan insandır. Bu durumdan şikayetçi olmak abestir.

Yapılması gereken tek şey;
Her durum ve ortamda insan kalmaya çalışmaktır.
#Dostluk
#Hediye
#Abraham Twerski