İnsanlığın zararına sermayenin kârına

04:0018/08/2024, Pazar
G: 18/08/2024, Pazar
Yaşar Süngü

“Nezleye yakalanır gibi ideolojilere yakalanıyoruz” diyordu Cemil Meriç. İnsan tuhaf yaratık. Hazır gıdaya nasıl alıştırıldıysak hazır fikirlere de öyle alıştırıldık. Gıdalar ve içecekler de cafcaflı cancanlı albenili güzel paketlerle geliyor. Fikirler ve düşünceler de. ** İnstagram kapatılınca gittiği yerleri paylaşamayacağı için rezervasyonlarını iptal edenler yeniden tatile çıkma planları yapmaya başlamışlar. İnsanların beğenilmeye ne kadar çok ihtiyacı varmış. Dünyada sürü psikolojisi uzun süreden

“Nezleye yakalanır gibi ideolojilere yakalanıyoruz” diyordu Cemil Meriç.

İnsan tuhaf yaratık.

Hazır gıdaya nasıl alıştırıldıysak hazır fikirlere de öyle alıştırıldık.

Gıdalar ve içecekler de cafcaflı cancanlı albenili güzel paketlerle geliyor.

Fikirler ve düşünceler de.
**

İnstagram kapatılınca gittiği yerleri paylaşamayacağı için rezervasyonlarını iptal edenler yeniden tatile çıkma planları yapmaya başlamışlar.

İnsanların
beğenilmeye
ne kadar çok ihtiyacı varmış.
Dünyada
sürü psikolojisi
uzun süreden beri
bireysel özgürlük
adı altında pazarlanıyor.

Kimler bunlar?

İhtiyacın çok üzerinde üretim yaparak tüketiciye dönüştürülen insanlara bu ürünleri satmak isteyen büyük markaların sahipleri.

Yani
küresel şirketler.

Yani siyonistler.

Siyonist olduğunu nereden anlıyoruz?

Kendilerinden başka herkesi insanımsı hayvanlar olarak görüyorlar.

İnandıkları kutsal kitaplarında “Yeryüzündeki bütün canlıların Yahudilere (Siyonist) hizmet etmek için yaratılan ikinci üçüncü sınıf varlıklardır.” yazdığını kendileri de saklamıyor.

**

Dünyayı nasıl yönetiyorlar?

Ellerindeki ve reklamlarla satın alıp besledikleri medya ile.

Nasıl yapıyorlar?

İnsanlara bireysel özgürlüklerin hızla arttığı bir dünya izlenimi veriyorlar.

Herkes de yiyor.

Farklı gibi görünen ama hamuru aynı eller tarafından yoğurulmuş, mayalanmış ve piyasaya salınmış milyarca insan var.

Toplumun değişik katmanlarında yaşayan insanları izleyin.

Her alanda hepsi aynı tepkileri veriyor, hepsi de aynı mantıkla hareket ediyor.

Ama sorarsan, “
Benim fikrim, benim düşüncem
”.

Kimse kendi fikrinin kendisine nereden fısıldandığını, o fikri nasıl sahiplendiğini düşünmüyor.

Düşünemiyor diyelim daha doğru olur.

Düşünebilecek gücü olsa düşünecek ama yok.

Melekelerini kaybetmiş.

**

Önce ilaçların üretildiğini, sonra da bu ilaçların satılmasını sağlayacak hastalıkların insanlara bir şekilde geçirildiğini iddia edenler normal yurdum insanı değil, hepsi de sağlık sektöründe çalışan
saygın bilim adamları
.

Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde vatandaşları şöyle uyardı; “Ülkemizde yakın bir zamanda ciddi bir hipermagnezemi sendromu (kanda magnezyum yüksekliği) salgını çıkacaktır.

Kadın, erkek, yaşlı genç... millet
magnezyum hapı
içiyor ve bir tane de değil.

Ey millet, zehirleniyorsun, haberin olsun.”

**

Karadeniz bölgesinde 2 yıldır fındıkları çürüten, nereden geldiği belli olmayan kokarca böceği var.

Ürünleri mahvediyor.

Geçen hafta haberlerde gördük; Mardin’in Savur ilçesine bağlı Kulaca mahallesinde ceviz üretimi yapan çiftçi, ağaçlarını ilaçladığı sırada gökyüzünden önüne bir poşet düşmüş.


Düşen poşet içerisinden çıkan böcekler uçmaya başlamış.

2016 yılında
Hürriyet’te yer alan habere göre Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne bağlı Kıfri şehrine gece bir uçağın
on binlerce hamam böceği
bıraktığı iddia edildi.

Hamam böceklerin yayılmasını önlemek için bir ekip oluşturduklarını dile getiren Binbaşı Ali Cemal, olayın kaymakamlık tarafından araştırıldığını ifade etti.


2018 yılında
da buna benzer bir haber çıkmıştı; “Bursa’nın İnegöl ilçesinde türü bilinmeyen böceklere rastlandı.

Paraşütle havadan atıldığı belirtilen böceklerle ilgili Ziraat Odası ekipleri de harekete geçti.”

Muhtemelen
covid mikrobunu
da dünyaya böyle yaydılar.
Dünyadaki herkesi
deneme tahtası
olarak kullanıyorlar.

Gazze’de silah teknolojilerini canlı insanlar üzerinde deniyorlar.

Küresel şirketleri inceleyin, hem silah üretiyorlar hem ilaç.

**

Hepsi de insanlığın zararına, sermayenin kârına çalışıyorlar.

İngiltere’nin eski başkanlarından
Tony Blair
dijital kimliklerin amaçlarından birini şöyle anlatıyor; “Dijital altyapıya sahip olmanız gerekiyor.

Kimin aşılandığını, kimin aşılanmadığını bilmeniz gerekiyor.

Gelecek aşılardan bazıları çoklu aşı olacak”.


Muhtemelen gelecekte yine covid benzeri laboratuvarlarda üretilen suni mikroplarla dünyayı yine aşıya zorlayacaklar ya da bu yöntem keşfedildiği için farklı bir deneme de düşünüyorlardır.

Herkesin vücuduna
aşılarla cip benzeri bir madde
yerleştirmek istediklerini de saklamıyorlar.

Ve bununla insanları içeriden izleyecekler, gerekirse hasta edecekler gerekirse de yok edecekler.

Veya beyni yönlendirerek kendilerine uygun kontrol edilebilir ve dönüştürülebilir canlıya çevirecekler.

Bunların hepsi mümkün.

Sağlık, ilaç ve silah sektörü
küresel şirketlerin tekelinde.
Amerika’nın en büyük gücü
Hollywood’da
üretilen filmlerde bu tarz hikayeler oldukça yaygın.
Filmini yapan gerçeğini de yapar.
#Ekonomi
#insanlık
#sermaye