Kapitalist sistemin, piyasa ekonomisinin ve küreselleşmenin değişmez bir savunucusu olan
, kapitalist sistemin bugün içine düşmüş bulunduğu çıkmazı görmüş ve sistemin çarklarının nasıl adil döneceği üzerine çalışmalar yapıyor
Wolf’un kapitalizme yönelik açıklamalarını ekonomist yazar Osman Ulagay 2 yıl önce maddeler halinde şöyle sıralamış;
“- Sistem bugünkü işleyiş biçimiyle
ekonomik büyümeyi yükseltecek prodüktivite artışlarını gerçekleştiremiyor, eşitsizliği artırıyor ve finansal krizlere yol açıyor.
- Bunun başlıca nedeni küreselleşme değil, sistemin yalnızca ayrıcalıklı bir kesimin yararlandığı bir rantiye kapitalizmine dönüşmüş bulunması.
- Uluslararası finans sisteminin
aşırı büyümesi ve liberalleşmesi, prodüktivite artışlarını baltalarken, “adeta metastaz yapan bir kanser gibi sistemin bünyesini kemiriyor”, sürekli olarak krizlere yol açıyor, gelir ve servet eşitsizliğini artırıyor.
- Uluslararası finans sisteminin
, en iyi yetişmiş elemanları yüksek ücretlerle kendi bünyesinde toplaması, reel ekonomiye katkı yapan sektörlerin nitelikli eleman bulmasını zorlaştırıyor.
üst düzey yöneticilerinin şirketten alacağı paranın şirketin hisse senedi fiyatına endekslenmesi, şirketlerin kısa vadede çok kar elde etme amacıyla yönetilmesine yol açıyor. Şirketlerin geleceği, ekonomiye ve topluma katkısı dikkate alınmıyor.
şirket yönetip çok yüksek gelir elde edenler yeni rantiye kesimini oluşturuyor ve tepki çekiyor.
yeni teknoloji şirketlerinin öne çıkmasıyla birlikte birçok sektörde rekabet koşullarının bozulduğu ve tekel kârlarının hızla tırmanmaya başladığı görülüyor.
elde eden şirketler az vergi ödemek için karlarının önemli bölümünü vergi cennetlerinde beyan ediyor, devletin büyüyen karlardan vergi alması zorlaşıyor.
artarken vergi gelirlerinin sınırlı kalması, geniş toplum kesimlerinin yararlanacağı altyapı yardımlarını geciktiriyor ve kamu hizmetlerini aksatıyor.
- Tekelleşen büyük şirketlerin
güçlü lobiler oluşturarak siyaseti etkilemeye başlaması bu gidişatı durduracak siyasi kararların alınmasını önlüyor.
yönetilen ülkelerde bu gidişatı durduracak iktidarların kurulamaması sonunda demokrasinin gözden düşmesine
rejimlerinin gündeme gelmesine yol açıyor.”
Hafta başında pazartesi günü
Küresel Siyaset Forumu tarafından düzenlenen online konferansta iş insanları, yatırımcılar yukarıda maddeler halinde yer verdiğimiz görüşlerin sahibi olan Financial Times Gazetesi Yazarı ve Baş Ekonomi Yorumcusu
dinlediler.
“Hırs ve Değerler Arasında Yarış: Kapitalizm, Liberalizm ve Demokrasi”
başlıklı webinarda Wolf, salgın sonrası dönemde ekonomi ve siyaset arasındaki ilişkiler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Kısacası
zenginin daha zengin yoksulun daha yoksul olma yolculuğu bu.
Arada yoksulluktan zenginliğe geçenler de var.
Bu kişi ve kurumların medyada köpürtülerek verilen başarı öyküleri de sistemin kalıcılığını ve meşruiyetini sağlamaktan başka işe yaramıyor.
Osman hocanın yukarıda maddeler halinde özetlediği sorunlar çok derin ve kısa vadede çözülecek sorunlar değil.
Küresel ekonomik sistemin büyük oyuncuları
uluslararası siyaseti de derinden etkileyecek kadar güçlü hale gelmişler.
Ülkeleri yönetiyorlar, istedikleri kanunu çıkarıp, istediklerini de kaldırabiliyorlar.
Kendilerini tehlikeye atacak
izin vermiyorlar.
İşlerine gelen, çıkarlarıyla örtüşen, çarklarını hızlandıracak ya da destek verecek
önünü açarken, gelecekte rakip olabilecek girişimleri ya yok ediyorlar veya önünü kesiyorlar veya satın alıyorlar.
Gördüğümüz kadarıyla da elde ettikleri bu gücü tekrar devretmeye niyetleri yok.
Küresel kartların yeniden karılması ancak
gibi kimsenin hazırlıklı olmadığı, öngörülemeyen büyük felaketlerden sonra mümkün olabiliyor.
Bu noktada akılımıza gelen soru şu; Kapitalizm nasıl kurtulur ya da küresel ekonomide
çarklar nasıl daha adil döner?
Bu sorusunun bir sürü cevabı vardır ama bu cevapların hepsinin özünde şu olmalıdır;
Her şartta insan kalmaya çalışmak bütün sorunları çözer.