Çarpık şehirleşme ile oksijeni, vahşi sanayileşme ile suyu kirletiyoruz; Suyu da hor ve acımasız kullanıyoruz, soluduğumuz havayı da.Bu yüzyılın insanında tek ortak nokta; Vurdumduymazlık, umursamazlık, boş vermişlik ve kayıtsızlık herhalde.Dışarıdan baktığınızda “Havamız yerinde” gibi görünüyor, insana benziyoruz ama gidişat öyle değil; Sadece benziyoruz.Oysa biliyoruz ki, dünya üzerindeki bütün canlıların yaşamını sürdürebilmesi için olmazsa olmaz iki madde var;Oksijen ve su.Bu iki maddenin azlığı
Çarpık şehirleşme ile oksijeni, vahşi sanayileşme ile suyu kirletiyoruz; Suyu da hor ve acımasız kullanıyoruz, soluduğumuz havayı da.
Bu yüzyılın insanında tek ortak nokta; Vurdumduymazlık, umursamazlık, boş vermişlik ve kayıtsızlık herhalde.
Dışarıdan baktığınızda “
” gibi görünüyor, insana benziyoruz ama gidişat öyle değil; Sadece benziyoruz.
Oysa biliyoruz ki, dünya üzerindeki bütün canlıların yaşamını sürdürebilmesi için olmazsa olmaz iki madde var;
Bu iki maddenin azlığı da sıkıntı çokluğu da;
Azlığı kuraklık çokluğu afet.
Suyun önemi hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinliklere sahne olan
, 1993 yılından beri farklı temalarla düzenleniyor ama bu insanların doğum günü kutlamalarındaki gibi günlük heyecanın ötesine gitmiyor.
Çözüm için hiçbir adım yok.
Dünyada suyun son durumu şöyle;
• 1970’lerden bu yana tatlı sularda yaşayan
yüzde 84
olmuş.
•
kıyasla sulak alanları 3 kat daha fazla hızla kaybediyoruz. 1700’lerden bu yana
küresel sulak alanlardaki
azalma yüzde 87’yi bulmuş.
•
Yer altı sularının çekilişi
o kadar fazla ki, iklim değişikliğine karşı en büyük silahlardan biri olan yer altı su varlığı büyük azalma gösteriyor.
• Su sıkıntısı 3 milyardan fazla insanı etkiliyor.
Kişi başına kullanılabilir tatlı su
miktarı son 20 yılda yüzde 20 oranında azaldı.
• Her yıl 5 yaşın altındaki
kirli su ve uygun olmayan hijyen koşullarından kaynaklı ishal nedeniyle ölüyor.
• Küresel ısınmanın 1.5 derecenin altında tutulamaması halinde, temel insan ihtiyacı için gerekli olan yeterli miktarda
ulaşımın yanı sıra
ve
üretimi için yeterli suyun bulunamayacağı tahmin ediliyor.
Türkiye 3 tarafı denizlerle kaplı
olmasına rağmen su zengini bir ülke değil.
Kişi başına düşen yıllık su miktarına bakıldığında Türkiye su sıkıntısı çeken bir ülke.
(DSİ) Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu su potansiyeli hesaplamalarına göre kişi başına düşen potansiyel su miktarı yıllık 1.652 m3.
2030 yılında Türkiye’nin nüfusunun 100 milyona ulaşacağı düşünüldüğünde bu miktar 2.652m3’ten 1.120m3’e inecek.
Bu anlamda Türkiye ciddi su kıtlığı çeken ülkeler grubuna girecek.
Türkiye hidrolojik karakteri itibari ile 25 havzaya bölünmüş.
Toplam yağış miktarı yıllık ortalama 186 milyar m3 olup, Dicle ve Fırat havzaları bu miktarın yüzde 28,4’ünü oluşturuyor.
Dicle ve Fırat’ın yanı sıra sınır aşan diğer nehirler
Çoruh, Aras, Asi ve Meriç.
DSİ’nin “
”
2023 yılı su tüketim miktarları; sulama 72 milyar m3, içme ve kullanma suyu 18 milyar m3 ve endüstri 22 milyar m3 olmak üzere toplam 112 milyar m3 tüketim şeklinde öngörülmüş.
İklim değişikliğinin en önemli etkisinin
üzerinde olacağı ve Türkiye’de de iklim değişikliğinin gelecekte su kaynakları genelinde bir azalmaya sebebiyet vereceği
olarak öngörülüyor.
Bazı havzalarda yağışlarda azalma ve sıcaklıklarda belirgin biçimde artış ve buna bağlı olarak akışlarda azalma eğilimi olduğu belirtiliyor.
Örneğin,
Gediz ve Büyük Menderes Havzalarındaki
yüzey sularının yüzde 50’sinin bu yüzyıl içinde yok olabileceği, böylece tarımda, evlerde ve sanayide su kullanıcıları için aşırı su kıtlıkları meydana geleceği tahmin ediliyor.
Dünyada su kaynakları hızla tükenmekte ve su kalitesi azalırken ülkemizde de durum kaygı verici noktaya doğru ilerliyor.
geçen yüzyılın ikinci yarısında yaklaşık olarak iki katına çıkmış.
Son raporlar ve bilimsel çalışmalar Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda ciddi su kıtlığı çekebileceğini gösteriyor.,
Türkiye kuraklık haritasına göre özellikle nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde beklenen kuraklık şiddeti daha yüksek olacak.
Çok yakında belki de önümüzdeki yaz, eğer yeterli yağmur yağmazsa batıda şehirlerde yaşayanların su ile imtihanı ciddi olacak.
Suyun varlığı dünyayı diğer gezegenlerden ayıran en önemli özellik.
Dünya’nın yaşanabilir bir gezegen olmasını sağlayan su, yeryüzünün yaklaşık
kaplıyor.
İnsan bedenindeki su oranı
da aşağı yukarı aynı.
Muhtemelen dünyanın da içinde yaşayanların da ölümü havadan sudan olacak.
Yani konu “
havadan sudan bir konu değil
” ciddi.
#su
#Dünya Su Günü
#nüfus
#küresel
#sağlık
#gıda
#enerji