Gitmek mi zor kalmak mı zor

04:0025/08/2021, Çarşamba
G: 25/08/2021, Çarşamba
Yaşar Süngü

Dünyanın en zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının olduğu İslam coğrafyasındayarını olmayanlarınsayısı milyonları buldu. Enzenginlerde bu coğrafyanın insanları, enyoksullarda. En zenginler de Müslüman, en yoksullar da Müslüman.Açlar ve toklaraynı Allah’ın karşısında secdeye gidiyor. Öldürenler de Allah aşkına diyor bu topraklarda ölenler de. Kur'an’daki“Ey iman edenler iman edin”ayetinin fotoğrafı bu.**Irak, Libya, Yemen, Suriyegibi ülkelerde yaşayanların uzun süredir söylediği bu hüzünlü şarkı

Dünyanın en zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının olduğu İslam coğrafyasında
yarını olmayanların
sayısı milyonları buldu. En
zenginler
de bu coğrafyanın insanları, en
yoksullar
da. En zenginler de Müslüman, en yoksullar da Müslüman.
Açlar ve toklar
aynı Allah’ın karşısında secdeye gidiyor. Öldürenler de Allah aşkına diyor bu topraklarda ölenler de. Kur'an’daki
“Ey iman edenler iman edin”
ayetinin fotoğrafı bu.

**

Irak, Libya, Yemen, Suriye
gibi ülkelerde yaşayanların uzun süredir söylediği bu hüzünlü şarkı sözleri şimdi
Afganların
da dilinde;
“Gitmek mi zor kalmak mı zor”.

Şarkıyı bir Müslüman aynı coğrafyada elinde soğuk helal meşrubatını yudumlayarak dinlerken, aynı topraklardaki diğer Müslüman ülkesini terk edip etmeme konusunda kafasında bir karar vermeye çalışırken dinliyor.

İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı tarafından kurulan “Toplumsal Düşünce ve Araştırma Merkezi'nin (
TODAM
) yayınladığı bültende yer alan bir araştırma göç etmeyen ve ülkelerinde kalan
Suriyelilerin ölüm korkusu ile beraber açlık korkusunu
da birlikte yaşadıklarını gösteriyor.

**

Emirlikler Politika Merkezi tarafından yayınlanan makaleye göre
Suriye
, savaş yıllarında eşi görülmemiş bir gıda krizinin eşiğinde bulunuyor.

Durumu daha da kötüleştirense Suriye ekonomisinin canlanmasına yardımcı olacak çözümler üretilmezse bu sorunun kronikleşmesi ve kökleşmesi olasılığı.

Dünya Gıda Programı
(World Food Programme-WFP), geçtiğimiz şubat ayında 12,4 milyon Suriyelinin gıda güvensizliği yaşadığını,
nüfusun yüzde 60’ının yarın ne yiyeceğini bilmediğini
ve ülkede gıda güvencesi olmayan insan sayısının sadece bir yıl içinde 4,5 milyona yükseldiğini açıklamıştı.

WFP ayrıca, 1,3 milyon Suriyelinin ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğunu ve ülkedeki durumun düzelmediği takdirde 1,8 milyon Suriyelinin daha gıda güvencesiz hale gelme riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.

**

Mevcut ekonomik kriz ve bunun toplum üzerindeki ciddi yansımaları, ülkenin savaştan daha da şiddetli etkileneceği -kıtlık olarak da tanımlanabilecek-
yeni bir aşamanın eşiğinde
olduğunu gösteriyor.
Bu durumun sebebi olaraksa bu yıl yağışların,
Fırat Nehri’ndeki
su seviyesinin ve
buğday
hasadının ciddi şekilde azalması gösteriliyor.

On yıllık şiddetli bir savaş ve son iki yıldaki ekonomik gerileme, Suriye genelinde, özellikle rejim tarafından kontrol edilen bölgelerde, ortalama bir vatandaşın satın alma gücünde önemli bir çöküşe yol açtı.

Bu ekonomik krizin;
koronavirüs pandemisi,
savaşın yıkıcı etkisi, sermaye kaçışı, Suriye üzerindeki
ekonomik yaptırımlar
ve bunların ikincil zararları da dahil olmak üzere birçok karmaşık nedeni var.

**

Şiddetli kuraklık ve
Fırat Nehri
’nin seviyesindeki sert düşüş,
buğday gibi stratejik bir mahsulü
n
üretimini ve dolayısıyla bölgedeki nüfusun gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Ekonomik çöküşün ardından
akaryakıt fiyatlarının
artması ve güç kaynaklarının azalması, sulama araçlarının kullanımını sekteye uğrattı.
Suriye Lirası'nın dolar karşısındaki
değer kaybı
gübre ve tarım
ilaçlarının maliyetinin artmasına neden oldu, bu da verimliliği zayıflattı ve tarımsal alanı bitki hastalıklarına ve zararlı böceklere açık hale getirdi.

**

Tehlikenin farkına varan Suriye rejimi, bir süre önce
‘Buğday Yılı’
projesini başlatsa da projenin başarısız olduğu ortada. Bu yıl
bir milyon ton
olması gereken buğday üretiminin yaklaşık
400 bin tonda
kalacağı ön görülüyor.
Söz konusu
kıtlık
Suriye rejimi tarafından kontrol edilen bölgelerde yaşayanları da etkiledi. Nitekim rejim kontrolündeki bölgelerin her ay yaklaşık
200 bin ton
buğdaya ihtiyacı var.
Suriyelilerin birkaç ay önce gördüğü
ekmek krizi,
muhtemel daha şiddetli ve daha uzun bir süre için tekrar geri dönecek gibi görünüyor.
Daha büyük miktarlarda
buğday ithal
etmek için
Rusya’nın
kapısı çalındı.
Rusya
, yıl sonuna kadar Suriye’ye bir milyon ton buğday sağlayacağını söylese de, gerekli finansmanın sağlanamaması nedeniyle Rus tarafına muhtemelen başka
tavizler
verilecek.
Bu da Suriye’nin
Rusya’ya
daha bağımlı hale gelmesi demek olacak.
Görünüşe bakılırsa gitmek de zor kalmak da zor.
#Rusya
#Dünya Gıda Programı
#İLKE
#Irak
#Libya
#Yemen
#Suriye