Geri dönüş zor

04:0022/02/2023, Çarşamba
G: 22/02/2023, Çarşamba
Yaşar Süngü

Yanlış otobüse bindiğinde inmek için her kaçırdığın durak geri dönmeni biraz daha zorlaştıracaktır.Küreselleşen dünyada şehirleşmede de aynı yanlış yapıldı.Şehirleri kurarken Avrupa’nın yanlış adımlarını izledik.Kırsal bölgelerden şehirlere göçe zorlanan insanlara köy hayatına hiç benzemeyen bir yerleşim düzeni hazırlandı ve şehre yerleşmeye gelen her insan bu yapıya ayak uydurmak zorunda kaldı.Daha fazla para kazanma daha fazla servet edinme hırsı dünyayı belediye otobüsüne ve metrolara çevirdi.Herkes

Yanlış otobüse bindiğinde inmek için her kaçırdığın durak geri dönmeni biraz daha zorlaştıracaktır.

Küreselleşen dünyada şehirleşmede de aynı yanlış yapıldı.

Şehirleri kurarken Avrupa’nın yanlış adımlarını izledik.

Kırsal bölgelerden şehirlere göçe zorlanan insanlara köy hayatına hiç benzemeyen bir yerleşim düzeni hazırlandı ve şehre yerleşmeye gelen her insan bu yapıya ayak uydurmak zorunda kaldı.

Daha fazla para kazanma daha fazla servet edinme hırsı dünyayı belediye otobüsüne ve metrolara çevirdi.

Herkes tıpkı belediye otobüslerinde ve metrolarda sabah ve akşam trafiğinde olduğu gibi itiş kakış yaşamaya çalışıyor bu da şehir hayatının gereği diye yutturuluyor.

İşin garibi herkes de yutuyor.

**

Şehirleri güzelleştirerek daha insanca bir hayat yaşamanın ancak zenginlikle mümkün olduğunu zannediyor.

Çünkü yeni zenginler artık apartmanlarda oturmuyor.

Onlar şehir dışında bahçeli müstakil evlere ve yüksek duvarlı korumalı sitelere geçtiler.

Apartmanlar ücretli kesime ait.

Özel siteler orta-üst gelir grubuna.

Şehirler çok katlı gecekondularla genişlemeye devam ediyor.

Bu yüzden geri dönüş zor.

**

Şehirlerde bu kadar yüksek rant oldukça, beton evlere dayalı eski düzeni devam ettiren kentsel dönüşüm hala cazipse, kırsal dönüşüm bir hayal olarak kalmaya mahkûm.

Şehirleri yeni baştan inşa etmek anlamına gelen geri dönüşün ekonomik bedeli artık çok yüksek.

Bu bedeli ödemeye ne tek tek insanların ne de yönetimlerin gücü var.

Yani geri dönemeyecek kadar uzağa gittik.

Ne ilk durakta inebildik ne ikinci durakta.

Freni boşalmış beton ve demir yüklü kamyon gibi dünya.

Üstünde de bizler.

Teknolojinin de desteği ile hızını artırarak yokuş aşağı gidiyor dünya.

İnsanoğlu da kamyonun üstünden seyrediyor.

**

Dünyanın gidişatına yönelik genel bir karamsarlık ve boş vermişlik hissi var sanki. Bu endişe yapılan araştırmalara da yansımış.

BAREM’in global ortağı WIN Grubu ile birlikte 36 ülkeden 29.739 kişi ile yaptığı araştırma, 2022’de iklim değişikliği algısı ve dünya çapında sürdürülebilir kalkınmanın önemi ile ilgili görüşleri analiz etmiş.

Araştırmanın en çarpıcı tarafı ekonomik endişelerin küresel ısınmanın önüne geçmesi.

Dünya çapındaki vatandaşların en temel endişeleri
kişisel ekonomik refahın sürdürülmesi
veya bakmakla sorumlu olduğu ailenin temel ekonomik ihtiyaçlarını giderebilmek.

Ardından ülkelerinin ekonomik durumu geliyor (yüzde 23).

Bölgesel genel bakışta ise yıllar süren
savaşlarla yorulan Orta Doğu
, ülkelerinin ekonomik durumu hakkında daha fazla kişinin endişe duyduğu bölge.
Avrupalılar
ise ülke ekonomilerinden çok bireysel ekonomileri konusunda endişeliler.

**

Her ülkede insanların büyük çoğunluğu küresel ısınmanın insanlık için ciddi bir tehdit olduğu konusunda hem fikir olsa da son 3 yılda önceki yıllara göre pay biraz azalmış.

Kadınlar bu konuda daha duyarlı.

Onlar erkeklere göre küresel ısınmanın insanlık için daha ciddi bir tehdit olduğuna inanıyor.

Küresel ısınmayı insanlık için ciddi bir tehdit olarak görmeyen ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri ve Polonya başı çekiyor.

**

Bireylerin küresel ısınmayı durdurmak için hala bir şeyler yapılıp yapılamayacağı konusundaki algısı
ya çok iyimser ya da çok kötümser
. Araştırmaya katılanların yüzde 45’i için iklim değişikliği konusunda herhangi bir şey yapabilmek için artık çok geç olduğuna inanıyor.

Karamsarlık son 3 yılda artmış.

Afrika ve Amerika
, insanların iklim değişikliğini azaltmak için çok geç olmadığına hala bir şeyler yapılabileceğine daha fazla inananların olduğu yerler.
Orta Doğu
bölgesindeki vatandaşlar kötümserlikte öndeler.

Türkiye, küresel ısınmayı durdurmak için artık geç kalındığı konusunda İtalya’yla birlikte en kötümser 3. ülke.

**

Türkiye’de gelecekle ilgili endişelerin yarıya yakınını (yüzde 44) ülke ekonomisi oluşturmuş.

Araştırmaya katılanların yüzde 18’i
savaştan
endişelenirken yüzde 9’u
politik durumları
endişe kaynağı olarak gördüklerini dile getirmişler.
Dünya genelinde araştırmaya katılanların
yarıdan fazlası
haklı olarak hükümetlerin çevreyi korumak için
gerekli önlemleri almadığını
düşünüyor.

Gerekli önlemler alınmadığı için bugün böyle bir sorun yaşıyoruz.

#Ekonomi
#Refah
#Şehir
#Yaşar Süngü