Gideceği limanı bilmeyen, ne yana gideceği konusunda kararsız denize açılan bir gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.Gençleri rotasız bırakan, gitmesi gereken bütün limanlarıitibarsızlaştıran, hangi limana gideceği konusunda kararsız hale dönüştüren ve sonra her birini ziyan eden, ülke ekonomisine veeğitimebüyük zarar veren Türk siyaset tarihine“Postmodern darbe”ifadesiyle geçen 28 Şubat sürecinin üzerinden tam 26 yıl geçti.Cumhuriyet tarihinin en büyük genç kuşak, para ve zaman israfının başladığı
Gideceği limanı bilmeyen, ne yana gideceği konusunda kararsız denize açılan bir gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.
Gençleri rotasız bırakan, gitmesi gereken bütün limanları
, hangi limana gideceği konusunda kararsız hale dönüştüren ve sonra her birini ziyan eden, ülke ekonomisine ve
büyük zarar veren Türk siyaset tarihine
ifadesiyle geçen 28 Şubat sürecinin üzerinden tam 26 yıl geçti.
Cumhuriyet tarihinin en büyük genç kuşak, para ve zaman israfının başladığı tarihtir 28 Şubat 1997.
O günden sonra itibarsızlaştırılan Meslek Liselerini gençler tercih etmedi. Televizyon dizileriyle ve medyanın desteği ile gençler önce normal liselere oradan da üniversitelere yönlendirildi.
O yılların ardından geçen 5 yılın sonunda dinlediğim,
“Kaynak ustası bulamadım Hindistan’dan 2 kaynakçı getirdim, 5 yıldızlı otelde ağırlıyorum”
diyen Güneydoğulu iş adamının yakınışı o dönemi anlatan en trajik ağlamadır.
İş dünyası
ve
ihtiyacını yurtdışından karşılamak zorunda kalınca o dönem destek verdikleri
operasyonunun ne kadar yanlış olduğunu anladılar ama iş işten geçmişti.
Genç kuşaklara,
“Ne olursa olsun bir üniversite bitir”
anlayışı o dönemden kalan kötü bir mirastır.
Son beş yıldır gözlemlediğim kadarıyla gençler bu
kurtulmak üzereler.
Meslek liselerinin
dönemindeki maske ve kimyasal üretime yönelik başarıları, yaptıkları buluşlar, icadlar gençlerin olması gereken yuvalarına dönmeye başladığının müjdeleri.
Orta kuşağın durumundan ders çıkaran genç kuşak artık,
“Üniversite okumak zorunda değilim, mesleğim olsun”
diyor ve meslek hayatına erken başlıyor.
Gençler, fikirlerini, talep, beklenti ve umutlarını görünür kılmak istiyor ve kendilerini ilgilendiren meseleleri konuşup, bugün için değişimi tartışıyor ve çözüm önerilerini dile getiriyorlar.
Her görüşten siyasilerin parti programlarını oluştururken yararlanabilecekleri bir
olan bu program, Ulusal Demokratik Enstitü, Sosyal İklim Derneği, Dokuz 8 Medya Araştırmaları Derneği ve Daktilo 1984’ün desteğiyle gerçekleştirilmiş.
Forumda gençler meselelerini tartışırken çözüm önerilerini de dile getirmişler.
“Gençliğin Yüzleri” Programı,
İzmir, Denizli Samsun ve Diyarbakır, Mersin, İstanbul, Eskişehir’de
gerçekleşen forumların ardından
düzenlenecek gençlik forumlarıyla devam edecek.
8 ilde yapılan forumlarda gençlere en önemli konudan en önemsiz konuya kadar ilgi duydukları 12 ayrı alanı önem sırasına göre sıralaması istenmiş.
forumda nitelikli eğitim talebi, gelir sıkıntısı, iş bulma kaygısı öne çıkıyor.
gençlik forumunda temel ihtiyaçlara erişimin pahalı olması öne çıkmış.
gençlerde en çok ilgi duyulan ilk üç alan göçmen sorunu, artan enflasyon ve üniversite eğitimi oldu.
gençlerin bir numaralı gündemini iş bulamama ve gençlerin gelecek kaygısı oluşturuyor.
gençlerin de bir numaralı gündemi denetlenebilir ve liyakat sahibi olmayan karar alıcılar.
gençlerin bir numaralı önceliği genç işsizliğinin artması ve alan dışı çalışma zorunluluğu olmuş.
her konuda olduğu gibi bu alanda da ayrışıyor. Gençlerin ilgi alanları ve sorunları arasında öncelik sıralaması siyasi örgütlenme, genç işsizlik, alan dışı çalışma zorunluluğu ve barınma sorununda yaşanan sıkıntılar şeklinde.
Gençlerin kapsayıcı çözüm önerileri, Mart ayında düzenlenecek ikinci tur forumlarda
8 şehrin milletvekilleri ve milletvekilleri adaylarıyla paylaşılacak.
Her şehrin Genç Yüz’leri de gençlerin çözüm önerilerini kamuoyu ve siyasetçilere aktararak seçimler öncesinde politik partilerin gençlik politikalarını etkileme çalışmalarının yürütülmesine öncülük edecek.
Forumlarda öncelik sıralaması her şehirde farklı olsa da değişmeyen ortak nokta
gençlerin alan dışı çalışmak zorunda kalması.
Yani İstanbullu, İzmirli, Diyarbakırlı, Eskişehirli, Denizlili, Mersinli ve Samsunlu gençler diyor ki; Ülkeme faydalı olmak için
alanda çalışmak istiyorum,
potansiyelimle,
enerjimle ve aldığım eğitimle
topluma katkı sağlamak istiyorum.
Oldukça net bir mesaj değil mi?
#28 Şubat
#Postmodern darbe
#Gençler