Gençleri köye çekmenin yolunu bulmalıyız

04:0030/03/2022, Çarşamba
G: 30/03/2022, Çarşamba
Yaşar Süngü

Nüfus artışına bağlı olarak dünyada şehirlerin yönetilmesi daha karmaşık daha zor hale dönüştü.Hızlı ve acele şehirleşme yanlış yapılaşmayı da beraberinde getirdi.Yanlış yapılaşma şehirlerin yönetilmesini ve risklerini de zorlaştırdı.Dikey yapılaşma şehirlerin iklimini değiştirdi.İnsanlar beton yığınlarının arasına sıkıştı.Artan sel, deprem gibi çevresel afetlerle, trafik, terör ve asayiş gibi sosyal afetlerşehir insanını sürekli güvensiz ve tedirgin hale dönüştürdü.Covid19 gibi salgınların da etkisiyle

Nüfus artışına bağlı olarak dünyada şehirlerin yönetilmesi daha karmaşık daha zor hale dönüştü.

Hızlı ve acele şehirleşme yanlış yapılaşmayı da beraberinde getirdi.

Yanlış yapılaşma şehirlerin yönetilmesini ve risklerini de zorlaştırdı.

Dikey yapılaşma şehirlerin iklimini değiştirdi.

İnsanlar beton yığınlarının arasına sıkıştı.

Artan sel, deprem gibi çevresel afetlerle, trafik, terör ve asayiş gibi sosyal afetler
şehir insanını sürekli güvensiz ve tedirgin hale dönüştürdü.

Covid19 gibi salgınların da etkisiyle sağlık sorunları arttı.

**

Bilim dünyasındaki uzmanların tahminlerine göre yakın gelecekte dünya nüfusunun 9.7 milyara ulaşacağı öngörülüyor.

Gelişmekte olan ülkelerin nüfusunun yaklaşık yüzde 63’ü şehir merkezlerinde yaşayacak. Tüketimin yüzde 91’i de şehirlerde gerçekleşecek.

Muhtemele
n üretimin yüzde 90’ı da küreselleşen büyük şirketlere
ait olacak.

Türkiye’de 1950 yılında nüfusu 500 bin olan şehir sayısı sadece 2 iken bugün bu sayı 40’a çıkmış. Yanlış sanayileşme ve bunun doğurduğu çarpık şehirleşme sorunu bizim ülkemize has değil, küresel.

Kısa vadeli kazançlar uğruna
her canlıya ait olan dünyayı yaşanmaz hale getirdik. Gelecek nesillere ait olan ağaçları kestik, nehirleri ve gölleri kuruttuk, suları ve havayı kirlettik.
Şehirleri yaşanmaz hale getirdik, şimdi nasıl yaşanabilir hale getireceğimizi tartışıyoruz.

**

Bu yıl 4.’sü düzenlenen Kartepe Zirvesi’nde
“Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü”
temasıyla bu konular tartışıldı.

4 gün süren zirvede 25 ülkeden gelen 350 entelektüel, akademisyen, ekonomist, kent bilimcisi, yaşanmaz hale getirdiğimiz şehirleri nasıl kurtaracağımızı konuştular.

Ufuk açıcı olması açısından bazılarını paylaşalım;

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk: “Tarımı benimseyebilecek bir genç nüfusumuz var mı? Bu konuda pek de umutlu değiliz. Gençleri kırsalda ne yaparsak tutabiliriz, bunu konuşmalıyız. Kırsal nüfusu sadece tarımsal üretim kapsamında tutamayacağız. Gençlerin kırsalda refah göstergelerine ulaşabilmesi gerekiyor. İklim değişikliği hep kentsel yaşam üzerinde gidiyor. Ancak kırsal alanı hem üretim hem geçim hem de yaşam alanında çok fazla etkiliyor”.
Kars Peyniri Projesi
Yöneticisi İlhan Koçulu: “Paranız varsa bile yakın zamanda gıda alamayacaksınız diyorum ve iddia ediyorum. Tek çözüm ülkemizin topraklarını işleyebilmek. Bunun yolu da büyük hareketlerle olmuyor. Köydeki küçük çiftçiyi destekleyin, pazara ulaşımına destek verin. Böylelikle bu ülke gıda sorununu çözsün. Ambarı boş olanın boynu büküktür. Her yıl biyo-çeşitliliğimiz azalıyor. Biyo-sistem üzerinde kullanılan kimyasallar toprakların asit seviyesini yükseltiyor bu nedenle topraklar tarım için kullanılamıyor”.
Gençlik dönemindeki şehirler ile bugünün şehirlerini karşılaştıran
Prof. Dr. Ortaylı’nın kendine has üslubu ile söyledikleri zirvenin en radikal önerileri olmuş: “Türkiye’de şehirleşme 1. Dünya Savaşı’ndan sonra telaşla ve dönemin şartlarına göre dizayn edildi. Göçler sanayi sancısını iki kat artırmıştır. Göç için boşalan köylere aklı başında insan getireceğiz. Şehirlere göç çekmek bir cahilliktir. Şehirleri düzenlemenin vakti geldi. Öncelikle zehirli mıntıkaları yok edeceğiz. Yani sanayiyi verimli topraklardan çekeceğiz. Bursa şeftalisi sanayileşme yüzünden artık yok. Peynirimizin küfü eski küf değil. Otlarımız eski ot değil. Sanayi planlı bir şekilde başka bir bölgeye kaydırılırsa gelecek nesillere daha iyi bir Türkiye bırakılır.”

**

Çarpık sanayileşme
gömleğin yanlış iliklenen ilk düğmesiydi, gerisi çarpık şehirleşme ve afete dönüşen göç olarak devam etti.
Yatay şehirleşme
için kentsel dönüşüm bir fırsattı ama onu da müteahhitlerin hırsına kurban ettik gibi gözüküyor.
Pandemi ile
küresel üretimin azalması
ve global anlamda ülke ekonomilerini tehdit eden yüksek enflasyonla, dünya,
tarımın önemini
bir kere daha öğrendi.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş da işin tuzu biberi oldu.

Yakında
kırsal dönüşümün
tek çare olduğu konuşulacak muhtemelen ama onu da ne kadar doğru anlayacağımızdan şüpheliyim.
#Covid19
#Kartepe Zirvesi
#Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi