Aşıların yetersiz kaldığı ve yeni aşıların üretilmesi gerektiğinin tartışıldığı bir dönemde
bir sağlık krizi olmaktan çıkıp orta ve uzun vadede
ekonomik kırılganlıkları ve toplumsal dengesizlikleri
körükleyen bir küresel krize dönüştü.
Salgın, her alanda üstü örtülen
su yüzüne çıkardı.
Alt sınıflarda COVID-19’un etkileri çok şiddetli oldu. Yoksulluk ve işsizliğin boyutları büyüdü, eğitim aksadı, üretim azaldı.
Görünüşe göre bugün devletlerin gelecekte sürekli uğraşacağı birbirini tetikleyen 4 ayrı büyük sorunu var;
Salgınlar, iklim krizi, göç dalgası, sınıf çatışması.
Şimdiden önlem konusunda çareler aranmazsa bu sorunların altında kalırız.
Dünya Bankası yaptığı bir araştırmadan şöyle bir sonuç çıkarmış:
Covid-19 salgını nedeniyle okulların kapanmasının öğrencilerin gelecekteki gelirlerinde;
düşük gelirli ülkelerde 2.833 Amerikan doları,
orta gelirli ülkelerde 6.777 dolar, yüksek gelirli ülkelerde ise 21.158 dolar azalmaya neden olabilecek.
Bizde de buna yönelik bir araştırma yapılmış.
Covid-19 salgınının dünyada ve Türkiye’de eğitim üzerindeki çok boyutlu yansımalarına yönelik durum tespiti yapmak amacıyla hazırlanan
“Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim”
Raporu’nda salgınla beraber yüz yüze eğitime ara verilmesinin etkileri analiz edilmiş.
Raporda ayrıca, salgın döneminde eğitimde yaşanan kayıpların küresel rekabet gücüne olası etkilerine de dikkat çekilmiş.
Rapor
Eğitim Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında, Eğitim Reformu Girişimi (
) iş birliği ile hazırlanmış.
Raporu hazırlayan Gamze Dinçkök Yücaoğlu’na, Burcu Meltem Arık Akyüz, Ekin Gamze Gencer, Kayıhan Kesbiç’e ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
yüz yüze eğitime uzunca bir süre ara verilmesinin okul terki ve öğrenme kayıplarında artışa neden olduğunu gösteriyor.
zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi, psikolojileri, öğrenme kayıpları, beslenme ve sağlık açısından takibi, ihmal ve istismarın tespiti ve müdahalesi ile
gelecekteki işgücü potansiyeli
gibi pek çok etkisi dikkate alındığında; eğitimin bir kriz anında dahi bir ülkenin feragat edemeyeceği en önemli konuların başında gelmesi gerekiyor.
Bu yüzden okulların her türlü önlem alınarak açık tutulması şart.
Neden? Çünkü
eğitim geri dönüşünü uzun sürede aldığımız,
ama bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli yatırım.
Bugün verilen eğitimin olumlu ya da olumsuz etkilerini bundan
gözlemleyeceğiz. O nedenle hata yapma lüksümüz yok ama en çok hatayı da hem
hem de
olarak bu alanda yapıyoruz maalesef.
Salgın bizim bugüne kadar göz ardı ettiğimiz, görmezden geldiğimiz
eksiklerimizi kusurlarımızı, hatalarımızı
da yüzümüze vurdu.
Bu süreç herkese eksik kalan taraflarını da gösterdi.
Mesela salgınla
dijital okuryazarlık ve uzaktan eğitim tasarımı konusunda bilgi ve becerilerini geliştirme ihtiyaçlarının olduğu ortaya çıktı. Öğretmenler, öğrencilerine ulaşabilmek için daha önce kullanmadıkları teknolojik araçları keşfettiler.
Aynı zamanda mesleklerinde yıllardır kullandıkları
becerilerin ve bilgilerinin
bir kısmının
yeni bilgi ve beceriler öğrenmeleri, şartların getirdiği duruma uyum sağlamaları gerektiğini fark ettiler.
bir ülkenin geleceği için en önemli mesele ve insan kaynağının niteliğini belirleyen en önemli etmen, aynı zamanda
ekonomik ve sosyal kalkınmanın
taşıyıcı gücü.
bireylerin hem kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri hem de ülkemizin
hedeflerine ulaşabilmesi için de kritik öneme sahip. Ancak
herkesin ulaşabileceği adil bir eğitim sistemi olmadan verimli ve yüksek katma değer üreten bir
sahip olmamız çok zor.
Yani sadece eğitimin nitelikli olması yetmiyor, zengin yoksul her kesimi
olması gerekiyor.
Eğitim şart ama herkese. Çünkü bilgiler çok hızlı eskiyor.
Nitelikli eğitim herkes için ulaşılabilir olmazsa ne olur?
Toplumda zengin ve yoksul sınıflar keskinleşir ve gelecekte bir
kaçınılmaz hale gelir. Bu kimsenin istediği bir şey değil.