En kötü zamanların en iyi tarafı da budur; Kavgalar unutulur, kılıçlar kınına sokulur. Kinlerin, öfkelerin üzeri örtülür.İçimizdeki merhamet, yardımlaşma, paylaşma, fedakârlık gibiinsanı insan yapan, insanı insan tutan bütün duyguları, kişisel, kısa vadeli çıkarcı duyguların önüne geçer.Birlik beraberlik dayanışma ruhu toplumun geneline hâkim olur.İşte o en kötü zamanda‘Ben’ ‘Biz’edönüşür.**Zamanfelaket tellallığıyapma zamanı değil.Zamanağlamazamanı değil,Zaman eksikleri, kusurları, yanlışları hataları
En kötü zamanların en iyi tarafı da budur; Kavgalar unutulur, kılıçlar kınına sokulur. Kinlerin, öfkelerin üzeri örtülür.
İçimizdeki merhamet, yardımlaşma, paylaşma, fedakârlık gibi
, insanı insan tutan bütün duyguları, kişisel, kısa vadeli çıkarcı duyguların önüne geçer.
Birlik beraberlik dayanışma ruhu toplumun geneline hâkim olur.
İşte o en kötü zamanda
dönüşür.
Zaman
yapma zamanı değil.
Zaman eksikleri, kusurları, yanlışları hataları sıralama zamanı değil.
Zaman “ben demiştim” deme zamanı değil.
Zaman
ile elimizi taşın altına sokma zamanı.
Zaman
kadarını yapma zamanı.
yaşamış biri olarak organizasyon eksikliği yüzünden Türkiye’nin her yerinden
gönderilen gıda ve giyecek malzemelerinin nasıl heba olduğunu gördüm.
Bu depremde de kontrolsüz ve organize olamama yüzünden bu yardım ve desteklerin heba olmamasını istiyorsak, adımlarımızı
ile bu işi profesyonelce yapan resmi ve özel kuruluşlarla iş birliği içerisinde atalım.
Ve Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı
sözlerine kulak verelim; “10 ilimizde büyük yıkıma yol açan, 81 ilde 85 milyon vatandaşımızın kalplerinde tarifi imkânsız büyük üzüntüye yol açan deprem sonrasında
Türkiye’nin tek gündemi depremin yaralarını sarmaktır.
Hepimizin bugüne kadar öncelikli gördüğü tüm başlıklar artık rafa kaldırılmıştır.
Uluslararası Yardım Çağrısına
çıktığımız ortamda, iş dünyası olarak bugüne kadar dillendirdiğimiz
hale gelmiştir.
depremi ve sonrasında yaşadığımız depremlerden edindiğimiz tecrübelerle Pazarcık depreminin yaralarını daha hızlı sarmak için
Kamu, Sivil Toplum Kuruluşları ve 85 milyon insanımıza büyük sorumluluklar düştüğünün bilincindeyiz.
Depremin etkilediği coğrafyanın büyüklüğü, milyonlarca insanımızı etkiliyor olması, kış mevsiminin çetin şartları çok koordineli bir çalışmayı gerektiriyor.
Deprem anından itibaren
İzmir iş dünyası ve Türkiye İhracatçılar Meclisi
bünyesindeki 61 ihracatçı birliğimiz yaraları sarmak için çırpınıyoruz.
İlk etapta; kışlık giysi, çorap, iç giyim, kışlık ayakkabı, bot, battaniye, polar, uyku tulumu, kuru gıda ve bebek bezi talebi geldi.
Bu malzemeleri bağışlayacak üyelerimizden toplamak için bir
. Bu depoda toplanacak malzemeleri
, AFAD’ın istediği noktalara teslim edeceğiz.
Kısa süre içinde bu konuda detaylı bir duyuruya çıkacağız.
2023 yılı içinde yapmayı hedeflediğimiz tüm projelerimizi minimumda tutarak, tüm kaynaklarımızı depremin yaralarını sarma kararı aldık.
Yapabileceğimiz
maddi ve ayni yardımların
boyutunu ortaya koymak için çalışıyoruz.
Türkiye, bu depremin yaralarını sarmak için
yeni kaynağı yaratmak zorunda.
Bu kaynağa ihtiyacımız olduğu evrede
hükümetimiz ve hepimiz acı ilaç içmek
durumunda olduğumuzun bilinciyle hareket etmeliyiz.
Hükümetimizin, bu süreçte hızlıca
uluslararası yardım çağrısında
bulunması çok doğru bir adımdır.
Tüm vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum;
yerlerindeki
hızlıca depremzede vatandaşlarımızın hizmetine sunalım,
kan taleplerine duyarlı olalım,
acil yardım eğitimi olanlar
deprem bölgesinde valilikler emrinde çalışmak üzere hızlıca bölgeye intikal etsinler.”
Deprem öncesi elinden geleni yapmak yerine
bizler depremle uyandık sanki, insan yanımız daha baskın hale dönüştü.
, 2 gündür 13 milyon insanın yaşadığı 10 şehrimize yardım edebilmek için çırpınıyor. Herkes belki de uzun süredir
ilk defa gerçekten elinden geleni
yapmaya çalışıyor.
Depremle gelen bu
, motivasyonu diri tutmak lazım.
#Deprem
#Kahramanmaraş
#Yaşar Süngü
#AFAD