Yeni Şafak·Yaşar Süngü - Bu bizim tanıdığımız enflasyona benzemiyorSalgınla birlikte üretimin her alanında yaşanan azalma, enerji maliyetlerinin artışı, akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş ile gelenüreticilerinmaliyetlerindeki artış, toplumun en alt kesimine kadar yansıdı.12 farklı ülkeninvatandaşları arasında yapılan araştırmada enflasyon altı aydır üst üste en büyükküreselendişeolarak görülmüş.ABDekonomisi veAvrupaekonomileri son yılların en yüksek enflasyon rakamlarını kaydederken, biz de uzun
Salgınla birlikte üretimin her alanında yaşanan azalma, enerji maliyetlerinin artışı, akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş ile gelen
maliyetlerindeki artış, toplumun en alt kesimine kadar yansıdı.
vatandaşları arasında yapılan araştırmada enflasyon altı aydır üst üste en büyük
olarak görülmüş.
ekonomisi ve
ekonomileri son yılların en yüksek enflasyon rakamlarını kaydederken, biz de uzun süre unuttuğumuz enflasyon canavarını tekrar hatırladık.
tarafından yürütülen bir araştırmada artan fiyatların 10 kişiden 7’sini her gün endişelendirdiği görülürken
tarafından yürütülen ve dünyanın en çok endişe duyduğu konuları araştıran bir çalışma, 5 tüketiciden ikisi için doğrudan yaşama maliyetlerindeki artışa işaret eden
enflasyonun en büyük endişe kaynağı
olduğunu belgelemiş oldu.
Dünyada enflasyon ile ilgili ilk ciddi deneyimler
akabinde yaşanmaya başlanmış.
Bu dönemde özellikle ağır savaş tazminatları ödemeye mahkûm edilen
ve
enflasyon çok yüksek düzeylere çıkmış.
1918’de tüketici fiyat endeksi Almanya’da 304 iken 1922’ye gelindiğinde tam
yükselmiş ki bu muazzam düzeyde bir enflasyon anlamına geliyor.
çok daha kötü: 1918’de tüketici fiyat endeksi 1.163 iken, 1922’ye gelindiğinde endeks inanılmaz bir sıçramayla
yükselmiş.
Türkiye
yılların tamamını yüksek enflasyonla yaşadı.
1970’li yılların enflasyon fotoğrafıdır.
O dönemle bugünkü yüksek enflasyon dönemi arasında fark var mı?
1970’lerde para vardı yağ yoktu, bugün yağ var ama para yok.
sıkıştığında komşunun bilezikleri, akrabanın, eş dostun yastık altındaki biriktirdikleri vardı, bugün öyle destek verecek komşular ve akrabalar yok, bankalar var.
1970’lerde köyden şehre göç edenlere un, sebze, meyve desteği vardı, bugün köy yok.
1970’lerde enflasyon canavarına karşı ailelerde
silahı vardı, bugün kanaat ve iktisat silahı yok ama
israf ve lüks yaşam arzusu
çok.
1970’lerde
olarak görülen şeylerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi, bugün her şey temel ihtiyaç.
Bugünkü enflasyon
enflasyona benzemiyor ama yine de bizim kuşak (
) enflasyon canavarı ile nasıl mücadele edileceğini biliyor.
yüksek enflasyonun ve temel ihtiyaç maddelerindeki yoklukların yaşandığı dönemlerdir.
Ama 1900’lü yılların son on yılı ve 2 bin doğumlu
enflasyonla yeni tanıştığı için henüz tehlikenin büyüklüğünün farkında değil.
Onlar,
uyuşturucu etkisiyle geçen yılki hayat standartlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Duvara tosladıklarında öğrenecekler.
Geçenlerde eski bir dost anlattı;
kurulan
müteahhit yanında taşeron olarak girdim, çalışıyorum yeni evliyim.
İşten çıkışta çarşıya uğradım.
Çarşının ünlü mağazalarından birinin vitrininde güzel bir deri ceket gördüm. Girdim içeri üstümde denedim, çok beğenmiştim.
Almak istediğimi söyledim.
Tek maaşla alınacak gibi değildi, üstelik o kadar para da ne üstümde vardı ne kenarda.
Şimdiki gibi kredi kartı da olmadığı için nasıl alabilirim diye düşünürken mağaza sahibi, o zamanlar müşteriyle tezgahtar değil mağaza sahipleri ilgilenirdi.
“Esnaf bir kefil getirebilirsen ceketi verebilirim”
dedi.
Mahalleye geldim doğruca bizim
gittim ve durumu anlattım, “
” dedi.
İşini bitirdi ve kapıya
yazısını astıktan sonra muhtarlığı kapattı ve çarşıya beraber gittik.
Mağazada ceket için kefil oldu ve ben 1 saat içinde hiç para vermeden deri ceketi satın almış oldum. Parasını da 3 ayda ödedim.
Muhtar beni yeterince tanıyor muydu?
Mağaza sahibi ne beni tanıyordu ne muhtarı.
Ama
denen o sihirli hava vardı.
Bugün ne öyle mağaza sahibi var ne öyle muhtar ne müşteri ne de o güven havası.
Bize paradan daha çok kirlettiğimiz bu hava lazım.
Kaybettiğimiz para değil, havamız.
#Enflasyon
#Genç Kuşak
#1970
#1980