Gelecek 4 yıl içinde bugün para kazandıran piyasadaki işlerin dörtte biri olmayacak. Bankada çalışmak, sekreterlik ve kasiyerlik gibi ofis işleri, en hızlı yok olacaklar arasında. Yapay zekada makine öğrenimi ve siber güvenlik uzmanlığı revaçta olacak. İş dünyasında şirketler ve markalar yeşil dönüşüm ismiyle yeni ekonomik döneme geçme denemeleri yaparken sabit ücretle çalışan emek dünyasında bu değişim daha yavaş. Dönüşümün bedelini herkes öderken faturada aslan payı her zaman ve her dönem olduğu
Gelecek 4 yıl içinde bugün para kazandıran piyasadaki işlerin dörtte biri olmayacak.
Bankada çalışmak, sekreterlik ve kasiyerlik gibi ofis işleri, en hızlı yok olacaklar arasında.
Yapay zekada makine öğrenimi ve siber güvenlik uzmanlığı
revaçta olacak. İş dünyasında şirketler ve markalar
ismiyle yeni ekonomik döneme geçme denemeleri yaparken sabit ücretle çalışan emek dünyasında bu
daha yavaş.
Dönüşümün bedelini herkes öderken faturada
her zaman ve her dönem olduğu gibi yine
düşüyor.
Dijitalle hız kazanan dönüşüm küresel ekonomide büyümeyi yavaşlatırken,
yüksek enflasyon ve işsizlik
zengin fakir tüm ülkelerde dünyanın neredeyse ortak sorunu haline gelmiş durumda.
Birleşmiş Milletler Tarafından hazırlanan “
” adını taşıyan raporda yer alan bilgiler bunlar. Rapor şöyle bir uyarıyla bitiyor:
eğitim, yeni beceriler kazandırma ve sosyal yardım yapılarıyla yatırım yaparak geleceğin işlerine doğru dönüşümü desteklemeli.
Ekonomistlere göre enflasyonist ortamda insanlar ‘
” kaygısı ile ihtiyacından fazla alıyor.
Enflasyon, insanlarda
hastalığına neden oluyor.
Parası olanlara özel bir hastalık bu.
Parası olmayanların hastalığı ayrı.
Onlarda da kullandığı, alıştığı aynı ürünü daha ucuza alma, bulma kaygı ve telaşı başlıyor.
İhtiyaçtan fazla ürün alma
herkesin ortak davranışı.
Bu arada alışverişlerde
kullanımının artacağı belirtilirken bunun da ödenemeyecek kadar büyüme riskine dikkat çekiliyor.
Türkiye
enflasyonla yaşamaya alışkındı.
Beyaz eşya dediğimiz buzdolapları, çamaşır makinaları önceden alınır evin bir köşesine koyulurdu.
2000’li yıllarda enflasyon düşük seyredince önceden alıp kenara koyma alışkanlığı kalktı.
Ancak bu alışkanlık bugün
tarafından tekrar edinilmeye başlandı.
marketlerin indirimini takip ederek evlere mal stok eden ciddi sayıda insan var.
Türkiye’de enflasyonun en önemli tetikleyicisi
, ancak ücret artışının etkileri konusunda iktisatçılar anlaşamıyor.
ücretlerdeki artışla birlikte işverenin işçi çıkarmaya yönelebileceğini ve işsizlik oranında artış görüleceğini savunuyor. Buna ek olarak,
maliyet artışlarını fiyatlara yansıtacağını ve bu durumun da enflasyonu tetikleyeceğini ifade ediyorlar.
Bu dengeyi sağlamak için ücretlere yapılacak
harcamaları artıracağını ve bu durumun da ekonomide canlanmaya kapı açacağını iddia ediyorlar.
bu kısır döngünün kırılması için enflasyonun değil,
hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Tam istihdam hedefi ile işsiz insanların iş bulacağını, bunun da gelirleri artıracağını, elde edilen bu gelirin alışverişle piyasayı canlandıracağını, bu canlılığın da
artıracağını iddia ediyorlar.
Gerçekten
işsizlik ve işsiz kalma endişesi
çalışanlarda mal ve hizmet alım isteğini frenliyor.
Bu da müşteri sayısını azaltıyor.
talebin azalması satıcı tarafı zora sokuyor.
Bu iki durum da ekonomide durgunluğa neden oluyor.
Ekonomideki durgunluk vergi gelirlerini düşürerek devletin bütçesini zayıflatıyor.
Yani
ekonomilerdeki hiçbir hareket bağımsız değil,
hepsi de olumlu ya da olumsuz birbirini tetikliyor.
Ancak işsizlik düşerse, işsiz kalma endişesi azalırsa ve gelirler artarsa insanlar, erteledikleri ihtiyaçlarını giderme yoluna yöneliyor.
Bu da
yeniden normale dönmesine olumlu etki ediyor.
IMF’nin son raporuna göre
Avrupa’daki enflasyonu en çok artıran kalemlerin başında son iki yıldır şirket kârları geliyormuş. Yani şirketler ürün ve hizmet fiyatlarını maliyetlerinden daha fazla artırmış.
Yani diyor ki
, Enflasyon canavarını kafasına göre zam yapan şirketler, tüccarlar ve üreticiler besliyor.
O zaman
bu kısır döngüden nasıl çıkarız
sorusunun tek cevabı var:
birlikte ödemek.
Kurtlar Vadisi dizisinin Çakır’ı gibi söyleyelim ki daha net olsun:
Azdan az, çoktan çok gitsin.
#Ekonomi
#Enflasyon
#IMF
#Yaşar Süngü