Zenginle yoksul arasında giderek büyüyen uçurum, asırlık eşitsizliklere dayanıyor ve bu eşitsizlikler, normal dönemlerde pek hissedilmez gibi dururken, salgın, deprem, sel gibi sosyal felaketlerde sırıtıyor.PutinRusya’nın silahlı gücüne güvenerek,insan haklarını askıya alabiliyorve komşusu, ırkdaşı, dindaşı Ukrayna’ya savaş açabiliyor.Ukrayna’nın yanında yer aldığını söyleyenAvrupaveABD, savaşı durdurmaya çalışıyor görüntüsü altında,savaştan ekonomik çıkarlarınıgüçlendirmenin hesaplarını yapıyor.**Devletler
Zenginle yoksul arasında giderek büyüyen uçurum, asırlık eşitsizliklere dayanıyor ve bu eşitsizlikler, normal dönemlerde pek hissedilmez gibi dururken, salgın, deprem, sel gibi sosyal felaketlerde sırıtıyor.
Rusya’nın silahlı gücüne güvenerek,
insan haklarını askıya alabiliyor
ve komşusu, ırkdaşı, dindaşı Ukrayna’ya savaş açabiliyor.
Ukrayna’nın yanında yer aldığını söyleyen
ve
, savaşı durdurmaya çalışıyor görüntüsü altında,
savaştan ekonomik çıkarlarını
güçlendirmenin hesaplarını yapıyor.
Devletler de devlet kadar güçlü şirketler de yavuz hırsız.
Toprağı kirletenler onlar, havayı zehirleyenler onlar, denizleri öldürenler onlar, çalışanın emeğiyle servet sahibi olanlar onlar.
Ve tüm bu cinayetleri hiç üstüne almadan, suçluyu arayanlar da onlar.
Hakkını alamadan ölen milyonlarla, yaptığı yanına kâr kalan milyonlar aynı gökyüzünün altında.
Dünyanın adaletsiz yüzünde değişen bir şey yok yani.
Yeryüzünde birçok zalim zulmünün bedelini ödemeden ölüyorsa, ona hesap sorulacak bir yer vardır.
Bu mutlak adaleti sağlamak için ahiret olmalı.
yılı sonunda başlayan ve halen değişik isimler altında devam ettirilen salgınla birlikte
zenginler daha zenginleşirken yoksullar daha yoksullaşmış.
En zengin yüzde 1 geçtiğimiz 40 yılda nüfusun diğer yarısının iki katından daha fazla para kazanmış.
En zengin yüzde 1, yüzyılın son çeyreğinde en alttaki yüzde 50’nin iki katı kadar karbon tüketmiş yani
çevreyi kirletmiş ve iklim felaketine
sebep olmuş.
aşırı eşitsizlik olarak tanımlanan gelir adaletsizliği, salgın başladığında milyarlarca insanın zaten risk altında yaşadığı anlamına geliyordu.
Bu insanlar salgının görünür kıldığı
ekonomik ve toplumsal fırtınayı
savuşturacak kaynaklardan ya da destekten yoksunlardı.
Pandemi öncesi üç milyardan fazla insanın sağlık hizmetlerine erişimi yoktu. İşçilerin dörtte üçünün işsizlik maaşı ya da hastalık izni gibi sosyal güvencelere erişimi yoktu ve
ülkelerde çalışanların yarısından fazlası yoksulluk içindeydi.
, yoksulluk içinde yaşayan insanlar ve küçük işletmeler için tıbbi malzemeler ve sosyal yardım da dahil olmak üzere koronavirüs önlemlerinin karşılanabileceği 3 milyar dolarlık bir kaynak oluşturabilecek aşırı zenginler için geçici
dayanışma ve servet vergisi
getirerek tüm ülkelere öncülük etmiş oldu ama anlayana.
Yeşil ve adil bir geleceğe
yatırım yapılmasını sağlayacağı için, toplumun en zengin üyelerinin artan oranlı vergiye tabi olması ekonomik ve sosyal krizin etkilerinin adil bir şekilde iyileştirilmesinin temel taşıdır.
bize teminat altına alınmış gelir güvenliğinin yaşamsal önemde olduğunu ve yoksulluğun kalıcı bir şekilde geride bırakılmasının mümkün olabileceğini gösterdi.
Bunun gerçekleşmesi için yalnızca geçinmeye yetecek ücrete değil, işçi hakları, hastalık izni, ücretli ebeveyn izinleri ve insanların işlerini kaybetmesi durumunda işsizlik yardımları içeren çok daha geniş kapsamlı tanımlanmış
iş güvenliğine ihtiyacımız var.
İstenirse zengin ve yoksul arasındaki uçurum kapatılabilir. Irk kimliklerine hapsedilmiş ve tarihsel olarak ezilmiş ve toplumun çeperlerine itilmiş gruplar için fırsat eşitliği sağlanabilir.
ilaç şirketleriyle yüzleşmeli ve herkes için
ve tedavi sağlamak için ilgili tüm patent ve teknolojilere açık erişim konusunda ısrar etmelidirler.
radikal bir şekilde ve sürekli azalmasını sağlamak yeni dünyamızın vazgeçilmez temelidir.
Hükümetler, eşitsizliği azaltmak için somut, sınırlı bir zamanda ulaşılması gereken hedefler koymalı ve yalnızca kriz öncesi seviyelere geri dönme çabasında olmamalıdır:
Bir
olarak daha eşit bir dünya yaratmak için daha da fazla çaba harcamalılar.
Üsküdar’da Zeynep Kâmil hastanesinin çocuk acil kapısının karşısında cadde kenarına park eden 26 plakalı kırmızı Murat 131 markalı taksinin arka camında şöyle yazıyordu;
Aynı gemideyiz ama siz dümencisiniz.
Dünyadaki gelir adaletsizliğinin
boyutunu bundan sonra hükümetlerin ve şirketlerin yapacağı tercih belirleyecek.
göre, hükümetler eşitsizliği yılda 2 puan azaltmak için harekete geçmeyi seçerlerse, üç yıl içinde sadece
salgın öncesi yoksulluk seviyesine geri döneceğiz.
Adil bir dünya için herkesin elini taşın altına sokması gerekiyor.
#Arjantin
#Pandemi
#Oxfam
#Avrupa
#ABD