“Abi adam sıkışmış”

04:007/05/2023, Pazar
G: 7/05/2023, Pazar
Yaşar Süngü

İnsan ilişkilerindeki karmaşıklığı çözemeyen beyin ve sinir cerrahisi ünlü bir doktor şöyle yakınıyor: “Bizim mahallede bir temizlik görevlisi var. Her sabah arabama binip işe gitmek için evden çıktığımda beni görür görmez güler yüzle sıcak ve içten bir selam verir, Günaydın der ve sonra tekrar işine devam eder. Oturduğum apartmanda bir de meslektaşım olan bir doktor var. Ara sıra asansörde karşılaşırız kendisiyle. Selam verdiğimde gözü yukarıda sadece başını sallar, dışarıya atılmak için bir an

İnsan ilişkilerindeki karmaşıklığı çözemeyen beyin ve sinir cerrahisi ünlü bir doktor şöyle yakınıyor: “Bizim mahallede bir temizlik görevlisi var. Her sabah arabama binip işe gitmek için evden çıktığımda beni görür görmez güler yüzle sıcak ve içten bir selam verir, Günaydın der ve sonra tekrar işine devam eder.

Oturduğum apartmanda bir de meslektaşım olan bir doktor var. Ara sıra asansörde karşılaşırız kendisiyle. Selam verdiğimde gözü yukarıda sadece başını sallar, dışarıya atılmak için bir an önce asansörün kapısının açılmasını bekler.

Şahsen eğer bir gün hayatta kalmam bu doktora bağlı olsa, kabrimin tozlarını o çöpçünün silip süpürmesi, yaşama dönmemi sağlayacak olan o doktorun tedavisinden daha lezzetli olur benim için…

İşte bu sebeple diyorum: Bir insanın yüksek eğitimli olmasıyla anlayışlı ve şuurlu insan olması arasında asla bir ilişki, bir alaka yoktur!”

Kaliteli insan olmanın soy sopla, ırkla, eğitimle veya zenginlikle doğrudan bir alakası yok.

O başka bir şey.

**

Brezilyalı roman ve söz yazarı Paulo Coelhe’nin dediği gibi; “Hatalarım orijinal olmalı. Eğer öncekilerin tekrarıysa, hiçbir ders çıkarmamışım demektir.”

Edebiyatçı filozof ve ünlü şair Molla Cami diyor ki; “İlim küçük adamı kibirlendirir, vasat adamı şaşırtır, büyük adamı alçakgönüllü yapar.”

Fikir ve düşünce adamı akademisyen yazarımız Nureddin Topçu da; “Bir toplumda en önemli ve öncelikli olan eğitim sorunudur” diyor.

Yani aile içinde başlayan okulda devam eden ve hayatın içinde yanlışlarla tökezleye tökezleye süren eğitim.

**

Farkında olmanın önemini anlatan anlamlı bir konuşmaya rastladım bir yerde;

“Sen Tanrı mısın?” diye sordu Buda’ya.

“Hayır” dedi Buda.

“Bir büyücüsün o zaman?”

“Hayır.”

“Doğaüstü bir yaratık mısın? Melek gibi.”

“Hayır.”

“Peki nesin sen?”

“Ben sadece ‘farkındayım!”

***

Kışın bittiğini ve baharın başladığını ilan eden Hıdrellez, bu kadar mı güzel anlatılır; “Eğer kış, baharı yüreğimde saklıyorum deseydi ona kim inanırdı” Hıdrellez’i böyle anlatan filozof şairimiz Halil Cibran, başkalarını ‘taklit etmeyin, özel olun’ diye yalvarıyor bize; “Hiç kimse size, içinizdeki bilginin şafağında halen yarı uykuda olandan bir zerre fazlasını açıklayamaz.

Takipçileri arasında mabedin gölgesinde yürüyen bir öğretmen, size bilgeliğini değil sadece inancını ve sevgisini verebilir.

Eğer gerçek bir bilgeyse, bilgeliğinin evine davet etmek yerine, sizi kendi aklınızın eşiğine doğru yönlendirir.

Bir astronomi bilgini, size uzayla ilgili anlayışından bahsedebilir ama anlayışını size veremez.

Bir müzisyen her yerde var olan ritimlerle bir şarkı söyleyebilir; ancak ne ritmi yakalayan kulağı, ne de onu ekolayan sesi size sunabilir.

Ve semboller ilminde usta biri, size simgesel alanlardan söz eder, ama sizi oralara taşıyamaz.

Çünkü bir kişinin sahip olduğu ilham, kanatlarını başka birine ödünç veremez.

Ve nasıl her biriniz Tanrı’nın bilgisinde özgün bir yere sahipseniz, sizin de Tanrı’yı kavrayışınız ve dünyayı anlayışınız tek başınıza ve size özel olacaktır.”

***

‘Ne biçim bir döneme denk geldik’ diyen çok şu sıra.

Cevabı antik çağ filozoflarından Epiktetos vermiş; “Sen, dünyanın sana ihtiyacı olduğu zamanda doğdun. İnsan yerküreye, var oluşa, dünyanın devrine hizmet eder. Önemli olan burada olduğun zamanlarda üzerine düşeni yapmaktır.”

***

“Dur satma, al ihtiyacını gider” demek yerine yok pahasına alıp “Abi adam sıkışmış, bedavaya aldım” diye hava atılan, üstelik de bu konuşmanın hiç yadırganmayıp övgü gördüğü yere dönüştüyse çevreniz, birilerini zarar ettirip kazanç artırmanın adı iş hayatı olmuşsa bunu yapan da uyanık ve girişimci olarak görülüyorsa, dostluklar ve arkadaşlıklar menfaat ilişkileriyle yürüyorsa orası yangın yerine dönmüştür.

Alevler sizi sarmadan hemen uzaklaşın oradan.

Ve evrensel insanlık kurallarına sığının.

“Anladım ki bütün bu yolculuk kendimden kendime imiş.” diyordu bilge adam.

Haklıydı.

Peki ne yapalım?

“Beklemeyin, şikayet de etmeyin, sızlanmayın” diyor bir başkası; “Zaman asla ‘doğru’ olmayacak. Durduğunuz yerden başlayın ve elinizdeki imkanlarla çalışın. İlerledikçe daha iyi imkanlar bulunacaktır.”

#İnsan İlişkileri
#Nurettin Topçu
#Hıdırellez
#Epiktetos