Kemal Kılıçdaroğlu, “yüzsüzlüğün kanununu” yeniden yazdı! Sekiz senelik genel başkanlık kariyerinin dokuzuncu seçim yenilgisini aldıktan sonra koltuğunu bırakmadığı gibi üstüne bir de “Seçimin tek kaybedeni AKP’dir” diyebildi. Böylelikle de “Pişkinlik Kitabı”nın dokuzuncu cildini yayınladı!
İstifa etmeyi aklının ucundan bile geçirmiyor…
Kendisini “başarısız” olarak görmüyor…
Dahası, “Koltuk sevdasına tutulanların bizim partimizde yeri yoktur” diyor!
Psikiyatrist Ayhan Songar yaşasaydı; Kılıçdaroğlu için aynen şöyle derdi:
“Ekranlardaki ve gazetelerdeki siyasi yorumcular, lütfen sayın genel başkana laf yetiştirmeyi bırakınız. Ben, hiç vakit kaybetmeden hastanemizin ambulansını gönderiyorum!”
*
Şaka yapmıyoruz: Rahmetlinin gerçekten de böyle muzip bir yöntemi vardı! Vaktiyle tanınmış bir kişi için bir canlı yayın esnasındaki “uygulamasını” izlemiştik: Songar, evvela yayına telefonla bağlanıp vaziyetin vahametini anlatmış; uzunca bir reklam arasının ardından da şahsın programa devam etmesi mümkün olmamıştı!
*
CHP’nin 24 Haziran’daki başarısızlığının tartışılmasına dahi tahammül gösteremeyen Kılıçdaroğlu, “Git, Muharrem!” dönemini başlatmıştır.
Ne var ki, kendisi için bundan böyle artık kurultaylardaki o “Çantada Keklik Muharrem!” yoktur…
Ya?
24 Haziran’da partisinden sekiz puan daha fazla oy almış bir rakibin nefesini ensesinde hissetmek zorunda kalacaktır!
Sekiz yıl önce kaset operasyonunu müteakip Kemal Bey’i CHP’nin başına getiren baronsal güç odağının “Ana Muhalefet Partisi’nde teknik direktör değişikliğine gidip gitmeyeceğini” fazla geçmeden göreceğiz.
Atatürk’ün Partisi CHP, HDPKK’yı Meclis’e taşıdı: Her bir fırsatta “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atanların bir kısmı üç büyük ilde Terör Partisi’ne oy verdi. Kılıçdaroğlu da “HDP’yi Meclis’e taşıdıkları için” gurur duyuyor!
HDP, Güneydoğu ve Doğu’daki on üç ilde ise kayda değer oy kayıpları yaşadı. Bu arada “MHP ile ittifak yapan AK Parti Kürtlerden oy alamaz” tezi de çöktü. Erdoğan Güneydoğu’da oylarını artırdı.
Sözcü’de Erdoğan için “Vakit tamam, Abbas yolcu” diye yazan (27 Mayıs 2018) Emin Çölaşan; 24 Haziran’dan üç hafta öncesinde de “HDP’ye oy verilmesi” çağırısında bulunmuştu!
“Sevgili okurlarım, görünen o ki on altı yıllık AKP iktidarı sonuna geldi” diyen Mister Çölaşan, 24 Haziran’dan sonraki yazılarında bir kere daha işi pişkinliğe vurdu. Hiç utanmadan, o da Kılıçdaroğlu gibi yüzsüzlüğün kanununu yeniden yazdı!
İşte bu Emin Çölaşan, vaktiyle “Tayyip, paradan sıfırları atsın, Taksim’de anırırım!” demişti…
Paradan o sıfırlar atıldığında “anırmak” yerine “ne kadar pişkin bir yazar olduğunu” cümle âleme göstermişti.
Şimdilerde onun yolundan giden meşhur bir isim daha var: Yaşar Okuyan!
12 Eylül öncesinde MHP yöneticisiydi. Anavatan’lı yıllarda Mesut Yılmaz’ın “has adamı” olarak sahne aldı. Son dönemde ise “Batı” Perinçek’in gözdesiydi…
İşte bu Okuyan, ekranlarda “Devlet Bahçeli barajı geçsin, Tandoğan Meydanı’nda anırmazsam şerefsizim. Hadi, anırtın beni…” diye “büyük!” konuştu:
25 Haziran günü birçok ülkücü Yaşar Okuyan’ı Tandoğan Meydanı’nda bekledi: Okuyan ortada yoktu. “Anırmak” yerine, twitter’da Bahçeli ve MHP’den özür diledi!
Vaktiyle Taksim Meydanı’na gitmeyen Pişkin Çölaşan ise 8 Haziran’da “Devlet Bey, nerede acaba!” başlıklı bir yazıyla MHP liderine saydırıyor ve dahi “dalga” geçiyordu…
24 Haziran gecesi, ağzının payını aldı: Devlet Bey’in ve de MHP’nin “nerede olduğunu” gördü!
Peki, Çölaşan 25 Haziran’dan itibaren ne yapıyor?
-Yüzsüzlüğe devam ediyor!
Ezcümle: “Devlet Bey’e saldırmak pek konforlu, sallamak da şahane!”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.