“Hem suçlu, hem güçlü!” olmalarını falan geçtim…
*
ABD, İran’ın sahadaki en önemli komutanı Kasım Süleymani’yi Irak’ta katletti.
Amerikan devleti, Irak’ta işgalcidir. Irak’taki varlığı gayrı meşrudur.
Büyük yalanlarla, uydurma gerekçelerle dünyanın öbür ucundan gelip Irak’a çöktüler.
Vaktiyle Haydut ABD’nin Irak’a çökmesini, içeride çılgınca alkışlayanlar; bizlere “Amerikan Demokrasisi” palavrasını anlatmaktan hiç yorulmadılar…
“Amerika’nın; Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da ne işi var?” diye asla sormazlar!
Amma, her defasında “Türkiye’nin; Ortadoğu’da, Suriye’de, Libya’da ne işi var?” diye sorarlar!
Bunlar, “Amerikan Diplomasisi” tıraşı yapmayı da pek seviyorlar.
Trump, “Süleymani, Ortadoğu’da binlerce masum insanı öldürdü. Onun öldürülmesi emrini ben verdim” diye konuştu.
Oysa…
Sarı Kovboy, bu Süleymani’yi başta Suriye olmak üzere masumları katlettiği için hedef almış değildir!
2003’ten itibaren Irak’ta bir milyon iki yüz binden fazla masumu katleden Amerikan Devleti; Trump’ın başkanlığında da Irak’ta masumları öldürmeye devam etti…
Yine Trump döneminde; Suriye’de de masumlar, siviller, Müslümanlar katledilmeye devam ediliyor.
Bu iki ülkede camileri namaz vakitlerinde kasten bombalatan da Trump’tır!
İran devleti, Suriye’deki Kaosun içinden tek başına çıkamayacağını gördüğünde; Kasım Süleymani’yi 2015 yılının yazında Moskova’ya göndermişti…
Süleymani, Putin’i Suriye’ye acilen müdahale için ikna etmişti: Günümüzde, Suriye’de Rusya’nın elde ettiği hâkimiyet; Süleymani’nin bu girişimiyle başlamış bir süreçtir.
Başta Halep’te ve civarındaki şehirlerde sivillere, masumlara yönelik dehşetli katliamların emrini veren de; sayısız insanı yurtlarından eden de Süleymani’dir.
“Irak’tan Suriye’ye; Lübnan’dan Yemen’e kadar bu bölge benden sorulur” havalarındaki Süleymani, hiç kuşkusuz bir “güç zehirlenmesi” yaşıyordu…
Bölgede, “Astığı astık, kestiği kestik” bir vaziyette dolaşıyordu…
Neticede, “Bir zalimin, diğer bir zalime musallat olduğunu” hep birlikte gördük!
*
İran ile ABD arasında, “adı konulmamış” ve bir tahterevalli misali her ikisinin birden yararlandığı bir “kontra düzenin” varlığını da asla unutmamak gerekir.
*
İran’ın ABD’den intikam alacağına kuşku yoktur.
“En üst seviyedeki bir komutanının katledilmesini karşılıksız bırakmayacakları” aşikârdır.
Ortadoğu’da veya dünyanın herhangi bir yerinde “Amerikan bayrağının dalgalandığı herhangi bir yerin” İran’ın hedefinde olduğu bellidir.
Özelikle, Ortadoğu’daki ABD üsleri ve elçilikleri ile Sam Amca’sının İşbirlikçisi Malum Yönetimler; İran’ın misillemesiyle karşılaşabilir.
Evet, karşılıklı tehditler gırla gidiyor…
İkinci kez Başkan seçilmek isteyen Sarı Kovboy’un tehditleri; İran’ınkilerle kıyaslanamayacak seviyededir.
“Orantısız güç kullanımından” bile bahsediyor!
Bağdat’taki Elçiliğinin işgaline karşılık olarak (İkinci Elçilik Travması) Kasım Süleymani’yi katleden ABD, bu dehşetengiz hamlesiyle “nasıl bir belanın kapısını araladığını” acı bir biçimde tecrübe edecektir.
Bundan sonraki süreçte, muhtemel misillemelerin birbirini izleyeceği anlaşılıyor…
ABD, İran’a kıyasla bu durumdan daha fazla zarar görecek olan taraftır!
Bölgemizde ve dünyada ABD/İsrail tandeminin aleyhine gelişen muhtelif dinamikleri “hesaba katmak gerekiyor!”
*
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.