Kazdıkça neler çıkıyor?

04:0020/07/2018, Cuma
G: 20/07/2018, Cuma
Tamer Korkmaz

Tuncay Güney, 2001 yılında polisteki ifadesinde “Harun Yahya adıyla kitaplar yazan Adnan Hoca’nın İsrail tarafından finanse edildiği söyleniyor” diyordu. Sadece 2001’de değil, işbu sorgu görüntülerinin ekranlarda biteviye yayınlandığı Ocak 2009’da bile onun bu sözlerinin üzerinde durulmadı.Bazıları özellikle topa girmedi. Bu gerçeği, mevzubahis kitapların içeriğinden dolayı “uçuk” bulanlar ise “fena halde” yanılıyorlardı…Ters manyel yöntemiyle iş gören işte bu kitaplar, aslında Adnan Oktar’ın İsrail

Tuncay Güney, 2001 yılında polisteki ifadesinde “Harun Yahya adıyla kitaplar yazan Adnan Hoca’nın İsrail tarafından finanse edildiği söyleniyor” diyordu. Sadece 2001’de değil, işbu sorgu görüntülerinin ekranlarda biteviye yayınlandığı Ocak 2009’da bile onun bu sözlerinin üzerinde durulmadı.



Bazıları özellikle topa girmedi. Bu gerçeği, mevzubahis kitapların içeriğinden dolayı “uçuk” bulanlar ise “fena halde” yanılıyorlardı…

Ters manyel yöntemiyle iş gören işte bu kitaplar, aslında Adnan Oktar’ın İsrail ile bağlantısını perdelemeye yarıyordu!

“HARUN YAHYA” KİTAPLARI

Adnan Oktar ve örgütüne yönelik operasyonun ardından medyaya konuşan Emre Ertüzün “Harun Yahya kitaplarının siyasi ağırlıklı olanlarının önemli bir kısmını zamanında Mustafa Akyol yazmıştı!”dedi…

Yirmi yıl önce hayatını kaybeden eski DYP milletvekili Tevfik Ertüzün’ün oğlu olan Emre, sekiz yıl kadar Adnan’ın örgütünde bulunmuş; şimdilerde ise İstanbul Emniyeti’ne “mağdur” olarak başvuranlardan birisi olarak işbu iddiayı dile getiriyor!

Emre’nin kardeşi Erdem ise son operasyonda aynen dayısı, annesi, kız kardeşi ve üç teyzesi gibi gözaltına alındı.

***

Adnan Oktar, birkaç sene önce A9 ekranlarında “Taha Akyol’un oğlu Mustafa, yirmi yıl kadar falan benim talebemdi” demişti!

Taha Akyol, Hürriyet’teki köşesinde Adnancılara yönelik operasyon hakkında iki yazı (17 ve 18 Temmuz 2018) yazdı; ne var ki, büyük bir pişkinlik sergileyerek oğlunun Adnan Oktar ve elemanlarıyla uzun süren “birlikteliğinden, işbirliğinden” hiç bahsetmedi. Yok saydı.

Baba Akyol, ikinci yazısına şu sorularla giriyordu: “Adnan Hoca denilen adam bu kadar genç insanı nasıl da psikolojik köleler haline getirdi? (…) Üstelik bunlar iyi aile çocukları, iyi eğitimli, varlıklı gençlerdi. Neleri eksikti, neyi arayıp gönüllü köleliğe koşmuşlardı?”

Buradan devamla, mesela şu sualin de da cevaplanması gerekiyor: “Mustafa Akyol, Harun Yahya müstearı ile kaleme alınan kitaplardan bazılarını yazmış mıdır? Yahut nasıl olup da yazmıştır?”

BÜTÜN BUNLAR “KOMPLO TEORİSİ” HA!

Taha Akyol, “Haçlı Siyonist ittifakı bizde muhafazakâr çevrelerden bir kesimin dilindeki ezberdir. Böyle bir şey yoktur!” diye –zerrece utanmadan- yazabilmiştir. (16 Nisan 2018, Hürriyet)

Köşesinde; başta ABD-İsrail olmak üzere Haçlı Siyonist İttifakı devletlerinin çıkarları doğrultusunda klavye oynatan Taha Akyol “Üst Akıl, Dış Güçler ve Paralel Yapı gibi laflar komplo teorisidir” diyordu! (9 Şubat 2015, Hürriyet)

Ezcümle; bu gönüllü gözbağcılıkla, kuyruklu yalanlarla aklınca “kimleri korumaya” yeltendiği “neyin üzerini örtmeye çabaladığı” aşikârdır!

HASIRALTI BAKLAVASI

Adnan’ın gözaltındaki “talebelerinden” Ebru Akyüzalp’in annesi Türkan Akyüzalp, şöyle feveran ediyor:

“Bunlar kızımı 24 yaşında iken kandırdılar. Yirmi yıldır içlerindedir. Cemiyet mikrobu o adam, çocuklarımızın ruhunu çaldı. Kızımı kurtarmak için yapmadığım kalmadı…

On bir yıl önce diğer annelerle birlikte savcılar Zekeriya Öz ile Fikret Seçen’e gittik. Durumumuzu onlara anlattık ve yardım istedik. İfademizi bile almadılar. Baklava, şeker ikram edip gönderdiler!” (Sözcü, 18 Temmuz 2018)

Yani?

Adnan Oktar’ın yıllardır FETÖ’nün “Yargı’daki gücünden istifade ettiği” gerçeğine her geçen gün yeni çarpıcı örnekler ve dahi kanıtlar ekleniyor…

2007’de Adnan’ı himaye eden FETÖ’nün bu iki savcısı da günümüzde kaçaktır: Adnan’ı kollamalarının temel nedeni; Adnancıların da aynen FETÖ gibi Baronsal Gladyo’ya bağlı bir derin örgüt olmasından dolayıdır.

Her iki örgüt de ABD ve de İsrail’in maşası durumundadır. CIA ve MOSSAD ile bağlantıları da casusluk kapsamındadır.

Artı, ikisi de Vatikan’ın “Dinlerarası Diyalog” projesinin parçasıdırlar.

Bu kapı gibi gerçeklerin dile getirilmesi; Nehir Kenarında “kahır mektubu” yazmaya devam eden Ertuğrul Ö. gibi kaşar Gladyocu etki ajanlarını çileden çıkarıyor: Çünkü o da aynen Adnan ve Fetullah Biraderleri gibi İsrailcidir, Amerikancıdır, Vatikancıdır!

Terör devleti İsrail’in Mavi Marmara katliamından sonra “İsrail’in otoritesine baş kaldırılmamalıydı!” diye konuşan Fetullah’ı “öve öve bitiremeyenler arasında” bu Ertuğrul başı çekiyordu!

FİNAL

Yazımızın sonunda en başa dönelim ve Kanada’da mukim Tuncay Güney’in, 29 Mart 2014’te bir televizyon programında söylediklerini hatırlayalım:

“Cemaatin içinde İsrail ve de Amerikan istihbaratları çok güçlüdür. Bu ilişkiler, Gülen’in ABD’ye gitmesinden çok daha öncesindeki yıllarda başladı.”

#Adnan Oktar
#FETÖ
#İsrail