İmamoğlu ile umutlanan Papandreu’nun oğlu Yorgo

04:0020/09/2019, Cuma
G: 20/09/2019, Cuma
Tamer Korkmaz

Sevinç İnönü’nün Kandilli’deki kutlama yemeğinde Yorgo Papandreu Ekrem İmamoğlu’na “zeytinyağı” hediye etmiş. En uzun konuşmayı da Papandreu yapmış! Yorgo, şunları da söylemiş:“Ekrem İmamoğlu, iki sene önce Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sırasında bana ‘sosyal demokrasiye ve barışa yaptığım katkılar nedeniyle’ bir vefa ödülü vermiş, ben de gelip bu ödülü onun elinden almıştım. Şimdi, İstanbul’a Başkan seçilmesinden dolayı bir sosyal demokrat olarak çok mutluyum. Onun seçilmesiyle umutlandık ve bundan

Sevinç İnönü’nün Kandilli’deki kutlama yemeğinde Yorgo Papandreu Ekrem İmamoğlu’na “zeytinyağı” hediye etmiş. En uzun konuşmayı da Papandreu yapmış! Yorgo, şunları da söylemiş:



“Ekrem İmamoğlu, iki sene önce Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sırasında bana ‘sosyal demokrasiye ve barışa yaptığım katkılar nedeniyle’ bir vefa ödülü vermiş, ben de gelip bu ödülü onun elinden almıştım. Şimdi, İstanbul’a Başkan seçilmesinden dolayı bir sosyal demokrat olarak çok mutluyum. Onun seçilmesiyle umutlandık ve bundan güç aldık…” (Cumhuriyet, 16 Eylül 2019)

*

Yorgo Papandreu, iki ülke sosyal demokratlarının bir araya geldiklerinde asla ihmal etmedikleri “Türk-Yunan dostluğu!” tıraşını yapmayı da ihmal etmemiş…

İşbu hikâyeyi anlatmak, bizdeki ve komşudaki sosyal demokratlar için pek konforlu bir gözbağcılıktır…

Sözünü ettikleri, aslında Amerikancı solculuklarına dayalı “sadece kendi aralarındaki” bir dostluktur!

Türkiye’ye karşı her defasında yeni bir küstahlığa, kahpeliğe imza atan Atina; başından beri PKK’lıları, son dönemde de FETÖ’cü kaçakları himayeye devam ediyor.

Türkiye’den Yunanistan’a iltica başvurusu yapanların sayısı 2013’te sadece 17 iken, 2016’da 189’a yükseldi…

Darbe kalkışmasından itibaren iltica başvurularında rekor seviyede artışlar gözleniyor: 2018’de 4 bin 834 kişi! 2019’da ise (şimdilik) 2 bin 263 başvuru var…

15 Temmuz 2016’daki darbe kalkışmasını müteakip kendilerine sığınan FETÖ’cü askerleri koruma altına alan, adeta pamuklara saran Yunanistan mı; Türkiye’nin dostu!

Kıbrıs’taki ve Ege’deki kaşarlanmış kahpelikleri zaten berdevam! Doğu Akdeniz’deki mendeburlukları malum…

LEOPARIN BENEKLERİ DEĞİŞMEZ

Yunanistan’da Çipras’ın yerini geçtiğimiz Temmuz’da Miçotakis aldı: İkisi de ABD’ye endeksli politikacılardır.

“Avrupa’nın Şımarık çocuğu” Atina, “Washington’ın ağzının içine bakmaya” devam ediyor. Sam Amca’larının suflelerine göre politika yapmaya ayarlıdırlar.

Yunanistan’ın yeni Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “Gölge IMF” diye bilinen ve “CIA ile bağlantılı” Amerikan şirketi McKinsey’in eski danışmanıdır!

Babası Konstantin Miçotakis eski başbakanlardandı.

Yunanistan’da siyaset, yıllar boyu ekseriyetle ABD’nin kontrolündeki Sağcı Hanedan Miçotakis’ler ile Sosyalist Hanedan Papandreu’lar üzerinden yürütüldü.

Son olarak, yine bir Miçotakis geldi. Papandreu’ların Son Başbakanı ise “Başbakan Babasının Oğlu Yorgo” idi…

Yorgo, Erdal İnönü ve de İsmail Cem ile çok yakındı.

14-17 Mayıs 1998’de İskoçya’nın Ayrshire kentinde yapılan Bilderberg toplantısının katılımcıları arasında dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile dönemin Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yorgo Papandreu da vardır!

Merhum Erdal İnönü ise 1990’da Glen Cove’da (ABD) yapılan Bilderberg toplantısına gitmişti.

Bilderberg, vaktiyle CIA tarafından kurulmuştur.

“ABD’NİN ADAMI” OLARAK YORGO

Sevinç İnönü’nün İmamoğlu Çifti için verdiği davette sahne alan Yorgo, ABD (Minnesota) doğumludur. Annesi Amerikalıdır. Çocukluğunda, bir Amerikalı gibi büyüdü.

“Kendinizi ne kadar Yunanlı hissediyorsunuz?” diye sorduklarında “Bazen bir Amerikalı bazen de Yunanlı gibi hissediyorum” demişti!

(Babası –Eski Başbakan- Andreas Papandreu’nun hostes Liani ile yaşadığı aşk skandalını müteakip annesi Margaret’ten boşanması, bir dönem çok konuşulmuştu.)

Yorgo Papandreu, yıllarca “ABD’nin Yunanistan’daki Adamı” olarak “siyaset” pardon “özel görev” yaptı…

Yunanistan’ın eski Dışişleri Bakanı Pangalos, Yorgo Papandreu için “Amerika’nın Sesi” demişti!

SAHİBİNİN SESİ

Dokuz yıl önce, Baykal’a yönelik kaset operasyonunu müteakip CHP’nin genel başkanlığına getirilen “Voice of America” Kemal Kılıçdaroğlu, bir kere daha “Ortadoğu bataklığında ne işimiz var?” diye sordu!

Bu klişe repliğin asıl manası, “Ortadoğu’yu, ABD yönetmeye devam etsin; Türkiye seyirci kalsın; kendisine söylenilenleri aynen yapsın…” demektir!

Bu laf, aynı zamanda “ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda Türkiye sınırları boyunca uzanan bir PKK devleti kurmasına da itiraz etmeyin, seyirci kalın! Fırat’ın doğusuna sakın askeri operasyon yapmayın” anlamına da geliyor!

CHP’deki bir başka “Voice of America” Mister Ünal Çeviköz de “Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin kendi başına yapmakta olduğu birtakım tasavvurlardan endişeliyiz!” diyerek “Sam Amca’sının ağzıyla” konuştu…

Türkçesi şudur: CHP, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna askeri harekât yapıp YPG-PKK’lı teröristleri temizlemesini istemiyor! Hatırlarsanız, Kemal Bey de “Afrin’e girilmesini doğru bulmuyorum” demişti!

#Sevinç İnönü
#Yorgo Papandreu
#ABD
#IMF
#CHP
#PKK