Kabil Havaalanında dehşet bir izdiham yaşanırken, Amerikan Silahlı Kuvvetlerine bağlıköpeklerözel uçakla tahliye edildi!*Bir tarafta, hareket halindeki kargo uçağına binebilmek içinbirbirlerini ezen çaresiz Afganlar…Diğer yanda, özel uçağın koltuğunda ABD’ye seyahat edenAmerikan köpekleri!*Yüzüstü bıraktığı işbirlikçi Afganlara,itleri kadar bile kıymet vermeyen“Süper Hümanist!” ve “Acayip Medeni!” ABD’den bahsediyoruz.*Apo ile Fetullah’ın, Kemal ile Ünal’ın, Nafiz ile Hanefi’nin, Ertuğrul ile Güneri’nin
Kabil Havaalanında dehşet bir izdiham yaşanırken, Amerikan Silahlı Kuvvetlerine bağlı
özel uçakla tahliye edildi!
Bir tarafta, hareket halindeki kargo uçağına binebilmek için
birbirlerini ezen çaresiz Afganlar…
Diğer yanda, özel uçağın koltuğunda ABD’ye seyahat eden
Yüzüstü bıraktığı işbirlikçi Afganlara,
itleri kadar bile kıymet vermeyen
“Süper Hümanist!” ve “Acayip Medeni!” ABD’den bahsediyoruz.
Apo ile Fetullah’ın, Kemal ile Ünal’ın, Nafiz ile Hanefi’nin, Ertuğrul ile Güneri’nin ABD’si;
Meksikalı sıra dışı yönetmen Alejandro İnarritu’nun
“Paramparça Aşklar ve Köpekler”
adlı filmi gösterime girdiğinde, sene 2001’di…
2001’in sonbaharında Amerika Birleşik Haydutlar Devleti,
Afganistan’ı işgal etti.
Kan İçici ABD’nin işgali paramparça oldu!
Sattıkları işbirlikçileri umurlarında bile olmadı; yanlarında bir tür Amerikan Askeri konumundaki özel köpekleriyle
arkalarına dönüp bakmadan kaçtılar.
Taliban’ın kontrolündeki Kabil’den kaçmak isteyen Afganlardan biri, kalkışa hazırlanan Amerikan kargo uçağının iniş takımlarına tutundu ve
can verdi.
Kendi ülkelerinde İşgalci-Zalim ABD’ye tutunmak isteyen malum Afganların hazin ve ibretlik sonunu simgeliyordu, adeta.
Kabil Havaalanında müthiş bir izdiham yaşanırken; Almanya’nın Afganistan’a gönderdiği kargo uçağına
alması ise bir başka ibretlik sahnedir.
“Boş kargo uçağına yalnızca listede isimleri yazılı olan yedi kişi binsin; geride kalan Afganların canı çıksın!”
İşte Şansölye Angela Merkel’in “Süper Hümanist; Acayip Medeni!” Almanya’sının gerçek yüzü budur.
Şimdi, Angela “Afganistan’da yirmi yıl süren terörizmle mücadele misyonu hedefe ulaşmadı. Acı, dramatik ve korkunç!” diye ağlıyor.
Uydurma gerekçelerle işgal ettikleri bu ülkede üç buçuk milyon Müslümanı kasten katleden Batılı Kahpelerin
halen daha, hem de zerre utanmadan “terörizmle mücadeleden” söz ediyor!
Siyonist mendebur Joe Biden, çekilme kararının arkasında olduğunu söylerken bir de şu lafı etti:
“Afganistan imparatorlukların mezarlığı olarak biliniyor!”
Bu şahane itiraf için “Ha, şunu bileydin” diyoruz.
Artık o mezarda Haydut Devlet Amerika da yatıyor!
Başkan Obama’nın Yardımcısı olduğu dönemde,
“Afganistan’a daha fazla asker gönderilmesini”
tavsiye eden Joe Biden!
Afganistan’dan çekilme kararını alan eski başkan Donald Trump ise Joe Biden’ı istifaya davet etti; “Beni hala özlemediniz mi?” diye sordu!
Afganistan’dan çekilme bahsinde “İki Başkan arasındaki muzip farkı bulunuz!” bulmacası yapılsaydı; cevap şu olurdu:
Trump: “Ben olsam daha iyi çekilirdim!”
Bob Woodward’ün “Korkun: Trump Beyaz Saray’da” adlı kitabında (Alfa, 2019) şu satırlar yazılıdır:
Başkanlığının ilk yılında Sarı Kovboy’un Başdanışmanı olan
, Afgan Ordusunun Taliban karşısındaki zayıflığını şöyle eleştiriyordu:
“Dünyanın en iyi savaşçılarını alıp, onları
dünyanın en kötü ordusuna dönüştürmek için
bir trilyon dolar harcadık!” (Sayfa: 182)
Trump, Bannon’ın bu lafını çok sevmiş!
Taliban’ın Başkent Kabil’i almasından sadece birkaç gün önce Washington Post’ta yer alan bir haberde
“Taliban kapıda ama kimse savaşmıyor”
deniliyordu.
Haberde “Bir memurun; ‘Afgan Ordusu mensubu bir askerin sivil kıyafete bürünüp şehre kaçtığını’ söylediğine” yer verilmişti!
#Taliban
#Beyaz Saray
#Steve Bannon
#Donald Trump
#Joe Biden
#Afganistan
#Angela Merkel