Birleşik Haydutlar Devleti’nin Savunma Bakanı Lloyd Austin diyor ki:
“İbrahim Reisi’nin helikopterinin düşürülmesinde, ABD’nin hiçbir rolü yok!”
***
Austin’in bu açıklaması…
Kaset operasyonunun hemen ardından, İlhan İşbilen’in Deniz Baykal’ı telefonla arayıp “Biz yapmadık!” demesine benzer bir beyan mıdır, acaba?
***
Fetullahçı İşbilen’in Baykal’ı araması “Cinayet mahalline ilk önce katil gelir” kapsamında idi!
***
Mister İşbilen, Illuminati’nin yıllık toplantılarında FETÖ’yü temsil ediyordu!
CIA ajanlarından John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin Anıları” kitabında şu satırları okuyoruz:
“Panama Kanalı ve Amerikan askeri üsleri konusundaki görüşlerinden dolayı…
Washington çıkarlarının gazabını üzerine çeken Panama Devlet Başkanı Omar Torrijos…
1981’de, CIA suikastlarının bütün işaretlerini taşıyan bir uçak kazasında hayatını kaybetti.” (Sayfa: 317 ve 318)
1981-1987 yılları arasında, Başkan Reagan’ın kabinesinde Savunma Bakanı olan Caspar Weinberger…
Strategic Review dergisinin “İlkbahar 2001” sayısında şöyle yazmıştı:
“Devlet ya da hükümet başkanlarının öldürülmek suretiyle tasfiye edilmesinin yolu açıktır.”
17 Şubat 1959’da, dönemin Başvekili Adnan Menderes ile Türk heyetinin yer aldığı uçak Londra yakınlarında düştüğü vakit; 14 kişi hayatını yitirmiş, Menderes ise kurtulmuştu.
Bu hadisenin bir CIA sabotajı olduğu, belki de hiçbir zaman ortaya çıkmayacak; ama gerçek de değişmeyecektir.
***
TSK’daki Cunta’ya 27 Mayıs 1960’da darbe yaptırtanlar; daha sonra Menderes ile iki bakanını idam ettiler.
***
Kıssadan hisse…
Adnan Menderes sözde uçak kazasında hayatını kaybetseydi; ABD ile TSK’daki Cuntası 27 Mayıs 1960 darbesini yapmaya ihtiyaç duymayacaktı!
***
Pakistan Cumhurbaşkanı Ziya-ül Hak ise 17 Ağustos 1988 tarihindeki bir sözde uçak kazasında ölmüştü.
O uçakta, ABD’nin Pakistan elçisinin kendisine “refakat etmesi” Ziya-ül Hak’ı yanıltmıştı.
Yani?
ABD, Pakistan liderini katletmek için büyükelçisini bile feda etmişti!
***
1977’de Zülfikar Ali Butto’yu darbe ile indiren, 1979’da ise idam ettiren mi; Ziya-ül Hak’tı.
Bu iki zıt lideri de, farklı dönemlerde “kontrollerinden çıktıkları” için yok eden derin adres Washington’dır.
***
Aralık 2007’de Zülfikar Ali Butto’un kızı eski Başbakan Benazir de bir suikast sonucu öldürüldü.
-Arka planda CIA vardı!
17 Şubat 1993’te, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in içinde bulunduğu uçak Ankara üzerinde düştüğünde “kaza” denildi ve suikast apar topar örtbas edildi.
Orgeneral Bitlis’ten üç hafta evvel…
Uğur Mumcu bombalı suikast sonucu katledilmişti.
Bitlis’ten tam iki ay sonra ise Turgut Özal hayatını kaybetti!
***
Onun zehirlendiği gerçeğine, ısrarla “Komplo Teorisi” muamelesi yapanların alayı derin örtbas cephesine dâhildir!
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile beraberindeki -biri İran Dışişleri Bakanı üç kişinin helikopter kazasında ölmeleri…
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “helikopter kazasında” hayatını kaybettiği dramatik hadiseyi akıllara getirdi.
***
2009’dan bugüne kadar sözde “kaza” ile ilgili olarak ortaya çıkan bilgiler ve deliller, bu olayın bir suikast olduğunu kesinleştiriyor.
Yazıcıoğlu için de -aynen Hrant Dink suikastındaki gibi- infaz emrini veren kişi ABD-CIA’in Locaefendisi Fetullah’tır.
Bütün bunları değerlendirdiğimizde…
Helikopterlerin ve uçakların, devlet adamları veya siyasi liderler için tehlikeli olduğu aşikârdır.
***
Reisi’nin helikopterinin gerçekten bir kaza sonucu mu düştüğü, yoksa hadisenin bir sabotaj mı olduğu hususu; şu an için bilinmiyor.
Hüküm verebilmek için çok erkendir.
“Acaba?” diye sormak, kuşkulanmak ise gazetecilik mesleğinin temel unsurları arasındadır.
***
Son hadise bir kez daha gösterdi ki…
Aralarında gazetecilerin de bulunduğu bazıları, “kuşkularını dile getirenleri” kafadan “Komplo Teorisyeni!” olmakla itham etmeyi pek seviyor.
Bunu, adeta bir “görev” şuuru içinde yapıyorlar!
Ne yani; hiç kuşkulanmayacak mıyız?
Resmi açıklamaları peşinen kabullenip gözlerimizi mi kapatacağız?
***
Yazımızda sadece belli başlı olanlarını sıraladığımız geçmişteki benzer olaylar…
Haliyle, son helikopter kazası için de kuşkuları artırıyor.
***
Şayet, olay bir kaza değilse...
“İran’ın dini lideri Hamaney’in yerine geleceğinden” bahsedilen Reisi ile “böyle bir durumda onun yerini alacağından” söz edilen Abdullahiyan’ın ölümleri…
-Bir iç hesaplaşmanın eseri midir?
***
-Yoksa arka planında ABD veya İsrail gibi bir “dış faktör” mü vardır?
Birleşik Terör Devletleri ABD-İsrail makamlarının “Biz yapmadık” şeklindeki beyanları yanıltıcı olabilir, tek başına bir kıymeti de yoktur.
***
En başta Maariv gazetesi olmak üzere İsrail medyasında atılan sevinç çığlıkları dikkat çekiyor!
İbrahim Reisi’nin ölümü için “Tahran Celladının Sonu” başlığını atanlar…
Gazze’de 40 binden fazla masumu katleden soykırımcı Netanyahu’ları için en azından “Siyonist Adolf” manşetini atabilirler mi?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.