Denilir ki: “ABD’yi
Başkan yönetir!”
“Standart sapması en yüksek Amerikan Başkanı” yani
ise 22 Kasım 1963’te Derin ABD’nin organizasyonunda CIA tetikçileri tarafından öldürülmüştü.
Amerikan derin devletinin pek mutemet adamı Joe Biden “En Az Yöneten Başkandır” liginde “ilk sırayı” alacak gibi…
Eh, zaten ayakta duramıyor; boşlukla tokalaşıyor; törende asker selamı verirken uyukluyor; bir nevi
olarak görevine devam ediyor!
Kendisine “Bunak ve Uykucu” sıfatlarını yapıştıran hasmı Sarı Trump’ı, her defasında haklı çıkarıyor.
Dahası, bu Biden artık “Mister Bisikletten Düşen Amerika!”
“Bunun kafa gidik amirim!” kapsamındaki son vukuatı da şu: Eline tutuşturulan talimat notlarını yanlışlıkla kameralara gösterdi…
“SEN, Roosevelt Odasına gir./ SEN, kendi koltuğuna otur./Basın girecek./SEN, kısa bir değerlendirme yap./ Basın odadan çıkacak.
SEN, Liz Schuler’e bir soru sor./SEN, katılımcılara teşekkür et./ SEN, salondan ayrıl!”
Rutin basit işlerinde bile böylesi detaylı notlarla
bir ABD Başkanı, kritik kararlarda Derin Amerika tarafından nasıl da direktiflerle
, söylemeye gerek var mı?
Sahne arkasından ABD’yi ve Başkan’ını yöneten” Derin Hanedanların en üst örgütü ILLUMINATI’dir.
Robin de Ruiter’ın “13 Şeytani Kan Bağı” adlı kitabında şu satırlar yazılıdır:
“İlluminatiler için John F. Kennedy doğru Başkan gibiydi. Ancak JFK ve kardeşi Robert Kennedy, bütün bu şeytani komploya karşı bir tedbir almak, bu yapılanmayı yok etmek için ün ve nüfuzlarını kullanmak istediler.
Kennedy Kardeşler, çocukluklarından beri
biliyorlardı.
ettikleri İlluminatilere karşı daha çok cesaretleri vardı. Ama ağabeyleri Joseph Kennedy Jr’ün aksine,
ile
İlluminati yapılanmasının özel eğitimine ve öğretilerine sahip değildi.(…)
Kennedy’ler, sadece
düşünmüyorlardı; aynı zamanda ABD’nin yine kendi parasını basıp İlluminati örgütüne
faiz ödemek zorunda kalmayacağı bir sistem
tasarlıyorlardı.
Federal Reserve sistemini dağıtmak
ve İlluminatiler tarafından sahnelenen
Vietnam Savaşından çekilmek
istiyorlardı…
JFK’in öldürülmesinden sonra, yerine geçen
Kennedy’nin FED ile Vietnam yönergelerini
Robert Kennedy (RFK), kardeşini kimin öldürttüğünü çok iyi biliyordu.
(İçerideki Düşman) adlı
bir kitap yazdı…
1968’de partisinin Başkan adaylığını elde edip yarıştaki başarısını kutlamaya hazırlanır iken, aynen ağabeyi JFK gibi suikasta kurban gitti.”
(Selis Kitaplar, Sayfa: 101-103)
ABD Merkez Bankası (FED), çoklarının bildiğinin
bir kamu kuruluşu değildir.
Dönemin Başkanı JFK, işte bu
sistemine son vermek yani “onun yaptığı işi devletleştirmek” için 4 Haziran 1963 tarihinde bir
yayınlamıştı.
Ramazan Kurtoğlu’nun “Küresel Para Oyunları ve Psiko-Siber Savaş” adlı kitabında
şunlar yazılıdır:
“Kararname hükümlerine göre, FED’in devlete faizli borç para verme hakları
ve kısa bir müddet sonra arkasında özel şirketlerin bulunduğu Federal Reserve sistemi sona erecekti…
Kararnameden hemen sonra Amerikan Hazinesi yekûnu
olan para basıp tedavüle sürdü.
Bu adım oldukça
. Kısa sürede Federal Reserve sisteminden beslenen Küresel Merkez Sermaye’nin hegemonyasına son vermek demekti…
Bu olaydan beş ay sonra, Başkan Kennedy Dallas’ta bir suikast sonucu öldürüldü…”
(Destek Yayınevi/ Sayfa:137)
Eustace Mullins, 1983’te yayınlanan “ABD Merkez Bankası’nın Sırları” (The Secrets of the Federal Reserve) adlı kitabında…
FED ile ona üye bankaların;
Rockefeller, Rothschild, Warburg hanedanları ve diğer ailelerle
bağlantılarını çizelgeler ile gözler önüne serer. (Sayfa: 179)
Dean Henderson ise
“Amerikan Merkez Bankası Karteli”
adlı kitabında…
İşte bu çerçevede sözü edilen ailelerin, yani derin hanedanların küresel ekonomi üzerinde uyguladıkları kontrolün
ve bu ilişkinin özel gayretlerle
anlatıyor:
“Bu para güçlerini herhangi bir şekilde
ailelerin sahibi oldukları medya kuruluşlarınca
(Anlattıkları) birer
olduğu gerekçesiyle, değersizleştirilir.
‘
’ kelimesi, tıpkı komünizm gibi öcü olarak gösterilmiştir.
Bu kelimeyi kullanmaya cesaret eden biri
kamuya açık tartışmadan hemen dışlanır.
O kişi, aklı yerinde olmayan bir
diye damgalanır. Ancak, gerçekler ortadadır.”
(Scala Yayıncılık/ Sayfa:21)