Cüppeli Amirali dert etmeyi bırakıp, onu nasıl sevdiler?

04:007/04/2021, Çarşamba
G: 7/04/2021, Çarşamba
Tamer Korkmaz

Emekli amirallerin darbe kokan bildirisinde bahsi geçen “Cüppeli Amiral” olayına bir zum yapalım.Amiral Sarı’nın malum fotoğrafı eşliğindeki yayın, “Halis Washington Portakalı” Cumhuriyet’in mutfağında pişirildi.Vaktiyle “Genç Subaylar Tedirgin” manşetiyle hatırlanan Cumhuriyet, bu defa “Emekli Amiraller Rahatsız” yollu bir manşet atmasa da…Neticede, aynı kapıya çıkan Muz Orta’yı itina ile yapıyordu.CUMHURİYET, BİR GÜNDE MEZUN ETTİCumhuriyet’in “Cüppeli Amiral” ile alakalı devam eden yayınlarında

Emekli amirallerin darbe kokan bildirisinde bahsi geçen “Cüppeli Amiral” olayına bir zum yapalım.

Amiral Sarı’nın malum fotoğrafı eşliğindeki yayın, “Halis Washington Portakalı” Cumhuriyet’in mutfağında pişirildi.

Vaktiyle “Genç Subaylar Tedirgin” manşetiyle hatırlanan Cumhuriyet, bu defa “Emekli Amiraller Rahatsız” yollu bir manşet atmasa da…

Neticede, aynı kapıya çıkan Muz Orta’yı itina ile yapıyordu.

CUMHURİYET, BİR GÜNDE MEZUN ETTİ

Cumhuriyet’in “Cüppeli Amiral” ile alakalı devam eden yayınlarında ise “yaman bir çelişki” vardı!

Sırayla gidelim…

Gazetenin, 2 Nisan (2021) tarihli “TSK’nin hocaefendisi” manşetinin spotlarında şu satırlar yer aldı:

“Makam arabasıyla gittiği bir tarikat evinde üniformasının üzerine cüppe giyip sarık takan Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın
Deniz Harp Okulu mezunu olmadığı
belirlendi.

Sarı’nın üniversiteyi bitirdikten sonra mühendis kadrosundan sözleşmeli subay olarak TSK’ye girdiği ortaya çıktı.

Sözleşmeli subay olduğu için amiral olma şansı bulunmayan Sarı, 15 Temmuz’un ardından getirilen düzenleme sayesinde YAŞ kararıyla amiral yapıldı.”

*

Şimdi de, Cumhuriyet’in 3 Nisan (2021) tarihli ilk sayfasında
“TSK’nin dili değişti”
başlıklı haberin altındaki kutuda yazılanları okuyalım:

“Tekkede cüppe ve sarıkla fotoğraflanan Tuğamiral Sarı ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı incelemesi sürüyor.

Sarı’nın 1987 yılında Heybeliada Deniz Lisesinden,
1991’de Deniz Harp Okulundan mezun olduğu
öğrenildi.”
HOPPALA PAŞAM, MALKARA KEŞAN

Cumhuriyet, ertesi gün çark etmişti; amma velakin “laikçi maksat” çoktan hâsıl olmuştu.

-İşi pişkinliğe vurup, yürüdüler.

Mevzu, sadece bu “yaman çelişki” ile sınırlı değildi.

“Cüppeli Amiral” olayında “tuhaf bir koku” vardı. Bu koku, şahsın aslında “Konu Mankeni” olmasından mı ileri geliyordu?

“ŞAHANE” BİR LAİKÇİ “BAHANE”

Tam da burada; önceki gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Cüppeli Amiral” bahsinde ne dediğine bir bakalım:

“TSK’nın disipliniyle bağdaşmayacak fotoğraf veren askere
olumlu bakmadık, bakmayız.

Bunun münferit bir hadise olduğu açıktır.

O fotoğraf yayınlandığında, TSK idari bir soruşturmayı başlattı. Milli Savunma Bakanlığımız kendi
üzerine düşeni
mutlaka yapacaktır.
Bunu bir bildirinin bahanesi olarak kullanılmasını kesinlikle
art niyetli
görüyoruz.”
“TERS MANYEL” YAPAN FOTOĞRAF

Buradaki kritik sual şudur: Cüppeli Amiral, konu mankeni sıfatıyla “poz” mu verdi?

Cevabı üzerinde bir soru daha:

-Acaba, bu bir “Paralel Poz” mudur?

*

Bu sütunda, Kokainman Ayvatoğlu hadisesi için “Pudra Şekeri, Tuzluk içinde mi geldi?” başlığını atmıştık.

Tuzluk, Paralel’i simgeleyen bir benzetmedir.

Malum, defansın arkasına sarkıtılan bu Mister Pudra Şekeri, tepe tepe kullanıldı.

*

“Pudra Şekercisi” Kokainman Ayvatoğlu ve de “Cüppeli Amiral” kontra atraksiyonlarıyla “aşağı yukarı” aynı günlerde siyasi gündemimize isabet eden bir başka “ters manyel” hadise daha vardı:

“Tekirdağ’da Atatürk büstlerine saldıran ve IŞİD üyesi olduğu öne sürülen G.D. adlı şahıs!”

Eski Fizik öğretmeni bu kişi, polisteki ifadesinde aynen şöyle dedi:

“Lise son sınıfta FEM dershanesine gitmiştim. ODTÜ’ye girdim. Hazırlık okurken, Gülen Cemaatine ait öğrenci yurdunda kaldım…”

*

Yeri gelmişken, hatırlayalım…

Rus Elçisi Karlov’u öldüren Fetullahçı polis için, kamuoyunu yanıltmak maksadıyla
“Nusra örgütü üyesi”
iddiası fışkırtılmıştı.

Sadece birkaç saat içinde ise gerçek ortaya çıkmıştı.

Aksi halde, suikastın arkasındaki FETÖ’nün üzeri örtülmüş olacaktı.

LAİKÇİ YOBAZLIĞIN ŞAHİKASI

Bir kere daha, Cumhuriyet’in 3 Nisan’daki (2021) nüshasına, yani “TSK’nın dili değişti” başlıklı habere dönelim.

Haberde Tümgeneral Davut Ala’nın Miraç Kandili için tebrik mesajı yazdığından şikâyet ediliyordu!

Eh, “laiklik elden gitmişti!”

Tümgeneral Davut Ala mı?

“15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında, Albay rütbesini taşıyordu: FETÖ’cü hainlerin yedi kurşunu ile gazi olmuştu.” (Diriliş Postası, 5 Nisan 2021)

YANKİ DONANMASININ DÜDÜĞÜ

Emekli amirallerin bildirisindeki imzacılardan YPG/PKK Muhibbi Türker Ertürk, tümgeneral Ala’nın kandil mesajına twitter’da “Yazıklar olsun” diyerek bozuk çalmıştı.

Laikçi Mister Ertürk pardon Er-Yanki’nin 3 Nisan 2021 tarihli twitter mesajıyla yapalım, finali:

“Tüm Musevilerin Pesah (Hamursuz) Bayramını kutlarım: ADD Genel Başkan Adayı Türker Ertürk”

#Amiral
#Cumhuriyet
#Deniz Harp Okulu
#15 Temmuz
#TSK