“Beni, bu güzel havalar mahvetti” diyordu, Orhan Veli…

04:003/04/2024, Çarşamba
G: 3/04/2024, Çarşamba
Tamer Korkmaz

Seçimden bir hafta öncesiydi: Tv100’de sahne alan Astrolog, İstanbul’da Murat Kurum’un kazanacağını öne sürerken pek iddialıydı. *** Ekranda “Kayıkçı Kavgası” yapan aktörlerden rol çalarken “Ya tutarsa?” diye düşünmüş olmalıydı… -Böylelikle, o da on beş dakikalığına ünlü olanlar kervanına katılacaktı! Ama olmadı: Bu defa yazı-turayı tutturamadı… -Artık, bir dahaki seçimde fala bakacaktı! BİR DE “ASTROLOG GAZETECİLER” VAR Tahterevallinin iki ucunda “oynayan” ve ekranda bir tür zorunlu ikamete memur

Seçimden bir hafta öncesiydi: Tv100’de sahne alan Astrolog, İstanbul’da Murat Kurum’un kazanacağını öne sürerken pek iddialıydı.

***

Ekranda “Kayıkçı Kavgası” yapan aktörlerden rol çalarken “Ya tutarsa?” diye düşünmüş olmalıydı…

-Böylelikle, o da on beş dakikalığına ünlü olanlar kervanına katılacaktı!

Ama olmadı: Bu defa yazı-turayı tutturamadı…

-Artık, bir dahaki seçimde fala bakacaktı!


BİR DE “ASTROLOG GAZETECİLER” VAR

Tahterevallinin iki ucunda “oynayan” ve ekranda bir tür zorunlu ikamete memur edilen medyatörlerin ise astrologlardan pek farkı yoktu.

***

O malum tiplerin ekranda “konuşlandırılmaları” tesadüf değildir.

“Gazeteci” kisvesi altındaki işbu eşik bekçilerinin, gerçeği aramak gibi bir dertleri yoktur: “Gerçeğin, iyi bir öyküyü bozmasına izin vermemeye” ayarlıdırlar!

***

-Nedir, o “iyi” bir öykü?

Deniz manzaralı ve dahi “yüzde yüz konforlu” bir şekilde “AK Parti; İstanbul’u da, Ankara’yı da kesin kazanıyor” repliğiyle Yankı Odası’nda “gözbağcılık” yapmaktan bahsediyoruz!


İSTANBUL VE ANKARA GÜZELLEMELERİ

“Beni bu güzel havalar mahvetti” diyordu, Orhan Veli!

Bu vesileyle, bir ekran aktörünün “ İstanbul’un Orta Yeri Sinema” filmindeki tahminini hatırlayalım:

“Önceki gün, İstanbul’da muhteşem bir miting vardı. Şimdiden İstanbul BŞB Başkanı Murat Kurum diyebiliriz. İstanbul halkı kararını vermiş…”

***

Şimdi de, ekrandaki astrolog-yazarlardan birinin seçimlerin öncesinde “Angara’nın Bağları” şarkısını nasıl seslendirdiğine göz atalım:

“Ankara’da, Turgut Altınok az bir oy farkla öne geçti. Mansur Yavaş’ın oyları erimeye başladı…

Eğer, bu performans devam ederse; Altınok en az iki üç puan farkla seçimi kazanır!”


GERÇEKLER ACIDIR

Medyadakilerden siyasi kadrolardaki belli başlı Truva’lara kadar çokları “yandaş” rolünde oynatılarak AK Parti iktidarına zarar vermek üzere konuşludurlar.

Bu “Ters Manyel” karakterleri göz ardı ettiğinizde, onlar amaçlarına ulaşıyor ve kapalı kapıların ardında ellerini ovuşturuyorlar!

***

Siyasetin resmen cirit attığı futboldan bile çarpıcı bir örneği var bunun, yahu...

Yankı Odası’nın veyahut teknik tabirle “kutunun dışına çıkıp” bakılırsa rahatlıkla görülecektir:

TFF’nin pardon Ayak Oyunları Federasyonu’nun başındaki By-Lock sahibi olan Sarı-Kırmızı atkılı şahıs bile, ısrarla oturduğu o koltuğunda Ak Parti iktidarına taammüden zarar verdi, vermeye de devam ediyor!


OKUMA PARÇASI: ETRAFIN-DAKİLER

Erbakan Hoca’nın kardeşi Kemalettin Erbakan’ın Mahya Yayıncılık’tan çıkan (2014) “Etrafındakiler” adlı bir kitabı var.

“Dünyevi hiçbir beklentim yoktur. Hatıratımın konusu ‘Erbakan’ olmaktır!” diyordu…

Anlaşılan o ki; işbu kitapta anlatılanların “ana teması” hiçbir dönemde, hiçbir zaman güncelliğini kaybetmeyecek!


DEMOKRASİ VE LAİKLİK

31 Mart yerel seçiminin sonuçları, Türkiye’nin demokrasisinden ısrarla kuşku duyanların “boş yaptığını” bir kez daha gösterdi.

***

Burası, sözde “İleri Demokrasi” ABD değil ki:

-Oradaki gibi hile hurda falan belirlemiyor, seçim sonuçlarını!

2000’de Dabılyu Bush ahrazının, 2020’de ise Joe Biden ayaklı mumyasının “hileli seçimlerle başkan seçildiği” gerçeğini…

-Hiç ama hiç kimse (hiçbir Yanki, hiçbir Amerikan muhibbi) değiştiremez!

***

Bizde, oylar “posta yoluyla” kullanılmıyor:

-ABD’deki gibi “Posta Arabası Soygunu” filan yok bizde!

***

Muhalefet partileri ve yoldaşları, her kaybettikleri seçimin ardından “Hile yapıldı” zırvasını seslendirdi.

31 Mart seçimlerini kazandıklarında ise onlara “Hileyle kazandınız” diyen yok…

Dikkat, “Kara Mizah” Bulmacası:

-Lütfen, aradaki 180 derecelik farkı bulunuz!

***

Bunların kafasına göre; onlar, kaybettiklerinde demokrasi kaybediyor, kazandıklarında demokrasi kazanıyor!

-Oysa: Türkiye’mizde “her defasında kazanan” demokrasidir.

***

Bir de, kaybettiklerinde sürekli “aşağıladıkları” seçmenler var ya; o cepheye bu kez seçim galibiyeti hediye ettiler…

-Eh, şimdi seçmenlere gıkları çıkmıyor!

Ezcümle: Bu kafayı artık değiştirmeleri gerekiyor.


OPTİK ÇARPITMA

Laikçi “Sözcü” gazetesinin dünkü ilk sayfasında yer alan bir başlığı not edelim:

“--Din siyaseti kaybetti; LAİKLİK KAZANDI”

***

Seçim sonucu böyle okumak mı; en hafif tabirle aptallıktır.

Laikçi yobazlığın eseri olan bu başlıktaki mantığa göre, 2002’den düne kadarki bütün seçimleri “laiklik kaybetmiş” olmuyor mu?

Seçimden sonra bile kutuplaştırma yayınlarından vazgeçmeyen “Batıcı” Sözcü; daha fazla gecikmeden, artık bu laikçi taş kafalığı bırakmalı!

#siyaset
#seçim
#Tamer Korkmaz