“Sen gerçeği söyle, isterse gökyüzü delinsin”
(Asur Atasözü)
***
Törkiş Medya’daki Narkoz Cumhuriyeti; otuz bir yıldır aynı bozuk plağı çalıyor, aynı konforlu öyküyü anlatıyor.
Batıcı-Laikçi “Cumhuriyet” gazetesinin önceki günkü manşetinde şunlar yazılıydı:
“Yazarımız Uğur Mumcu’nun katledilişinin 31. Yıldönümünde düzenlenen törenler, yurttaşların akınına uğradı.
‘Türkiye, laiktir laik kalacak; Uğur’lar ölmez’ sloganları atıldı.”
***
Ulvi Alacakaptan’ın tabiriyle “Ağızlara Laik” bu yalan; anlaşılan o ki, kıyamete kadar adeta bir “sopa” gibi kullanılacak!
Hakikatle yüzleşmek; kafa konforlarını yitirmeye ve Batıcı-Laikçi sopayı kaybetmeye yol açacağı için, bu böyledir.
Suikastın arka planındaki “MOSSAD ve CIA ile Törkiş Gladyo” gerçeğinin üzerinin örtülmesi; yıllardır tekrarlanan işte bu laikçi sloganlarla, gösterilerle, manşetlerle sağlama alınıyor.
Bir aydan fazla oldu: Emekli Orgeneral Erdoğan Karakuş, ekranda aynen şöyle dedi:
Açıkça söylüyorum: Cinayetin failleri beş kişiydi. Mersin’e çıktılar. Ankara’ya geldiler.
***
Bu ifşaat, hak ettiği ilgiyi görmedi:
Merhum Uğur Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet’te “MOSSAD ve CIA’in hem Barzani hem de PKK ile bağlantılarını” anlatan…
“MOSSAD ve Barzani” başlıklı bir yazı yazmıştı!
***
8 Ocak’ta, İsrail’in Ankara Büyükelçisi kendisini davet etti; mevzu üzerine sohbet ettikten sonra, Mumcu’ya “Öldürülmekten korkmuyor musunuz?” diye sordu!
24 Ocak’ta ise Uğur Mumcu arabasına yerleştirilen bombanın “uzaktan kumanda” sistemiyle patlatılması sonucunda katledildi.
Medyadaki manşetler, “Cinayette İran Parmağı” zırvasıyla ve de “Dinci, İslamcı teröristler öldürdü” yalanıyla “resmigeçit” yaptı.
***
Böylece, cinayetin arka planıyla alakalı hakikatin üzeri iyice örtüldü.
***
31 Ocak 1993 tarihli Milliyet “Jak Kamhi saldırısı ile Uğur Mumcu cinayetlerinin İran gizli örgütünce gerçekleş-tirildiğini” iddia etti!
***
“Nur” Locası mı?
15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin en öndeki isimlerinden eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün…
Tel Aviv’deki Askeri Ataşelik döneminde (1996-1998) üye olduğu mason locasıdır.
Dönemin Emniyetçisi Mister H. Hunter’ın 90’lı yıllarda yetiştirdiği Fetullahçı polisler…
Uğur Mumcu Suikastından yedi yıl sonra (6 Mayıs 2000) kamuoyuna “Katiller” diye sunulan masum insanlara işkenceler yaptılar!
***
Dehşetengiz işkenceler ve ölüm tehditleri sayesinde bu masumlara imzalattırılan sözde “itiraf” belgeleri böylelikle elde edildi.
Ayrıca, o süreçte bu sahte faillerin aileleri Başbakanlık binasına bir gece yarısı çağırıldı:
“Evlatlarının, Mumcu ve diğer laik aydın cinayetlerini üstlenmemeleri halinde başlarına gelecekler!” kendilerine anlatılarak tehditler sıralandı!
Cumhuriyet yazarı Mister Kongar’ın, otuz birinci yılda bile halen daha zerre utanmadan tekrarladığı “Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Mumcu’nun katillerini yakalamıştı!” lafı, palavradan ibarettir.
***
6 Mayıs 2000’deki “Umut Operasyonu” ile kamuoyuna “Katiller yakalandı” diye ilan edilen iki masum ismin (Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik) suikastla hiçbir ilgilerinin bulunmadığı kısa süre zarfında ortaya çıktı.
Bunun üzerine, bir başka iki masum isim (Ferhan Özmen ile Necdet Yüksel) “Katiller” iftirasıyla hapse atıldı.
***
Başta söz konusu bu dört kişi olmak üzere suikastla zerrece alakası bulunmayan toplam yirmi kişi suçsuz yere uzun yıllar hapislerde çürütüldü.
Mumcu Suikastının 29. Yıldönümünde Halk TV’de konuşan Mister Hunter, şöyle zırvalamıştı:
“Uğur Mumcu Cinayeti aydınlatıldı…
Bu, İran tarafından yetiştirilmiş radikal İslamcı bir grubun eylemiydi…
Bunlar yakalandı. Suçlarını itiraf ettiler. Bu konuda hiçbir kuşku yoktur…”
***
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.