Halep Kalesi’nden kuzeydoğu yönüne doğru baktığınızda, yan yana iki yeşil kubbe dikkatinizi çeker. Bunlardan bir tanesi, Mescid-i Nebevî’nin Kubbe-i Hadrâ’sı biçiminde inşa edilmiştir. Etrafından hemen ayırt edilen bu kubbeler, Kiltâviyye Külliyesi ve mescidine aittir. Külliyenin tarihî kısımları, Memlûk dönemi Halep naiplerinden Emir Seyfuddîn Toktemir el-Kiltâvî’in hatırasıdır.
Savaş öncesinde Halep’in en önemli geleneksel eğitim kurumlarından biri olan Kiltâviyye Külliyesi, 1964 yılında Şeyh Muhammed en-Nebhân (1902-1974) tarafından kurulmuş. Aynı zamanda Nakşibendî tarikatına mensubiyeti bulunan Nebhân, anne tarafından “seyyid” olmasının etkisiyle, Halep’te büyük üne sahipmiş. Şeyh’in Halep kırsalında yaşayan Hudayrât aşiretinden oluşu da, kendisine halkın teveccühünü sağlamış. Tıpkı Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu gibi babasının zenginliğini bir kenara bırakıp, rızkını kendi el emeğiyle kazanmayı önemseyen Şeyh Nebhân, özellikle kadınların eğitimine önem verirmiş. Kendisine yetişenlerin anlattığına göre, çarşamba ve cumartesi günleri öğle namazından önce yalnızca kadınların iştirak ettiği dersler yaparmış.
Suriye’de hiçbir bakanlığa tabi olmadan, kendine has bir statüyle faaliyet gösteren Kiltâviyye Külliyesi’nin yöneticiliğini, 1983’te Şeyh Mahmûd Nâsır el-Hût üstlenmiş. Muhammed en-Nebhân’ın en yakın müritlerinden biri olan Hût, Halepli tüccar ve sanayicilerle kurduğu son derece iyi ilişkiler sayesinde, Kiltâviyye’nin imkânlarını epey genişletmiş. 1985-1995 arasında Halep Emevî Camii’nin imam-hatipliğini de yürüten Hût’un riyasetinde, Kiltâviyye Külliyesi, Suriye’nin dört bir yanına imam, hatip ve vaiz yetiştiren saygın ve ciddi bir eğitim kurumuna dönüşmüş.
İri beyaz sarıklar sarıp, tülbentlerinin ucunu iki omuz arasına sarkıtan Kiltâviyye mensupları, 2011 öncesinde Suriye rejimiyle barışık ancak siyasetten uzak bir portre çiziyordu. Son derece etkili bir hitabet gücüne sahip olan Şeyh Hût’un şahsî karizması ve ülke içindeki bağlantıları da Kiltâviyye’nin müstakil duruşunu korumasına yardımcı oluyordu.
Suriye’de rejimle muhalif güçler arasındaki çatışmalar nihayet Halep’e sıçradığında, bütün gözler doğal olarak Kiltâviyye’ye çevrildi. Şeyh Hût, talebelerini ve müritlerini gösterilere katılmaktan kaçınmaları için uyarırken, muhaliflere de nasihatlerde bulunuyordu. 2012’de Şeyh’in gizli bir ses kaydı basına sızdı: “Ben Beşşâr Esed’le her şeyi açık açık konuştum. Dünyada hiçbir devlet başkanına böyle hitap edilmemiştir. Karısını tesettüre sokmasını, basını kontrol altında tutmasını ve yolsuzlukları önlemesini söyledim. Dinler veya dinlemez, beni ilgilendirmiyor. Biz görevimizi yapmış olduk…” diyen Hût, başka bir ses kaydında şunları söylüyordu: “Orduya, birliklerini şehirlerden ve köylerden çekmesi çağrısında bulunuyorum. Kan dökerek ıslah yapamazsınız, ortalığı böyle düzeltemezsiniz! Devrimcilere de çağrım şudur: Meşru taleplerinizde, sizin yanınızdayız. Ama tek bir şartla: Namlularınızı indirin, kılıçlarınızı kınlarına sokun! Bütün taraflar bizim kardeşimizdir. Ülkemize yabancı müdahalesine kesin bir şekilde karşıyız. İslâm’a göre, yabancı müdahalesi istemek haramdır!”
Suriye’nin o dönemki kaotik atmosferinde ulemanın önemli bir kısmı Baas rejimini açıktan desteklerken (Saîd Ramazan el-Bûtî onlardan biriydi mesela), bir kısmı açıktan rejime karşı çıkıyor; bir kısmı sessizliği seçerken, bir diğer kısmı da dengede durmaya çabalıyordu. Şeyh Mahmûd el-Hût bu sonuncu sınıftaydı.
19 Eylül 2012 günü Suriye rejimine ait savaş uçakları Kiltâviyye’yi bombalarken, Şeyh Mahmûd yanındaki az sayıda talebesiyle birlikte çoktan Halep’i terk etmişti. Önce Türkiye’ye, ardından Medine-i Münevvere’ye, nihayet Mısır’ın başkenti Kahire’ye geçen ve oraya yerleşen Hût, yaklaşan fırtınayı şüphesiz ufukta görmüş, nasihatlerinin fayda etmediğini de fark etmişti. 2019’da kısa süreliğine Halep’i ziyaret eden Hût, rejimin baskısı altında ilmî faaliyetlerini sürdüremeyeceğini anlayınca, Mısır’daki sürgün hayatına geri dönmüştü.
Şeyh Mahmûd Nâsır el-Hût, geçtiğimiz Salı günü (6 Ağustos 2024) Kahire’de vefat etti. Onun 68 yıllık hayat öyküsünde hem Suriye’nin ve Halep’in yakın tarihi hem de Halep’in ilmî hayatından mühim parçalar iç içe geçmişti. Ulemanın umerâ ile imtihanına dair sarsıcı dersler eşliğinde…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.