Müslüman olmayan, başka şeriata iman eden yahut dinsiz olan kimselerden beklentimiz ibadet edebilme hürriyetimize saygı ve yüzde doksan bilmem kaçı Müslüman olan bu ülkede İslam’ın değerlerine hakaret etmeme hassasiyetini göstermeleridir. Yani, namaz kılmanı gerektiren bir durum yok ama namaza laf etme, oruç tutman beklenmiyor ama oruçluya saygı göster, kurban kes diyen yok ama kesene hakaret etme hepsi bu. Derdimiz onlarla değil zaten, ben Müslümanım dediği halde söylediği bir tek sözle dinden çıkabileceğini bilmeyen bizimkilerle. Bir sözle dinden çıkılır mı? Hem de nasıl!
Gelin itiraf edelim, suçun büyüğü bizde. “Niçin oruç tutuyorsun” diye sordular, “Allah emrettiği için” diyemedik; fakirin halinden anlamaktan tutun da bir aylık detoksa varana değin pek çok şey geveledik. “Niçin namaz kılıyorsun” dediler, suyun değdiği abdest azalarındaki hücre yenilenmesinden namaz hareketlerinin sağlığa tekabül eden yanlarına kadar zırvaladık. Pek çok konuda Allah’ımızı -haşa- haklı çıkarmak için dinimize haksızlık ettik. Bütün bu niçinlere makul(!) cevaplar almaya alıştırdığımız kitle kendilerince haklı bir şekilde her şeyin niçin’ini sormaya başladı ve biz izaha gücümüz yetmediği yerde çuvallamaya başladık. Gerek yoktu hâlbuki! Net olalım, Müslüman, fakirler et yesin diye kurban kesmez; Allah emrettiği için kestiği kurbandan fakirin hakkı olan üçte biri de verir ve fakir et yer. Fukaranın halinden anlamak için oruç tutmaz; Allah emrettiği için oruç tutar ve nasibi varsa gün içindeki açlığıyla fukaranın halini de tefekkür etmiş olur. Sağlıklı olmak için namaz kılmaz Müslüman; sadece ve yalnız Allah için kılar. İsviçreli bilim adamları namaz hareketlerinin sağlığa zararlı olduğunu ifade etseler namazı değil İsviçreli bilim adamlarının aklına duyduğu güveni terk eder, iman böyle bir şeydir.
Ertuğrul Özkök’ün isimlerini verdiği hanımefendilerle bu konuda bir program yapsak sanırım böyle bir müsaadenin ayetle sabit varlığını onlar da kabul ederler. Tercihen eşlerinin böyle bir şey yapmasına rızaları olmadığını ifade ederler, ben de aslında hiç fena olmazdı ama bizimki beni gebertir diye mukabele ederim. Sonrasında kültür, gelenek görenek, çağ, ihtiyaç, zaruret, yasalar gibi bazı başlıklar altında meseleyi konuşur ve programı bitiririz. Müsaadeye rızamız olmadığı için hiçbirimiz günahkâr da olmayız dinden de çıkmayız. Kolay ve tatsız bir iş olur, hepsi bu.
Yazıyı Ertuğrul Özkök’ün de bana katılacağını sandığım bir soruyla bitireyim: “Abi bizi boş ver de sizin seküler mahallenin evli ve hızlı çapkınlarından birisi, birlikte olduğu bütün kadınlarla bir stüdyoda buluşup tek eşliliğin faziletlerinin konuşulduğu bir program yapsa sence de daha eğlenceli olmaz mı?”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.