Adil ol ve unutma, “Adaletin zıddı adaletsizlik değil zulümdür” zalim olma! Dostun senin zulmünden endişe etmesin; düşmanların bile adaletinden emin olsun. Dostun kalbindir mesela, nefsin düşmanın ve kalbine Hak’tan gayrını koymak kalbe de, gayra da, nefsine de zulümdür. Her bir şey bu hesap işte, ko her şey yerli yerince dursun. Kendine zalim olma ki başkasına adil olabilesin.
Küpe:
“Ben sanırdım âlem içre bana hiç yar kalmadı
Ben beni terk eyledim gördüm ki ağyâr kalmadı”
Çok şey istemiyorum, insaflı ol.
Kendi yapamadığın güzelliği başkasından bekleme, kendi yaptığın güzelliği başkasından hiç bekleme. Güzellik bir başkasından beklenince çirkinleşir ama çirkinlik sen yapmadıkça seni güzelleştirir; demek ki çirkinlik de güzel, ona da insaf et, kızma. Başkasının hatasına kör ve sağır ol, yapamazsan kendi yanlışına göz ve kulak kesil. Nasıl ki elin kusuruyla meşgul olan kendinde güzellikten başka bir şey göremezse, kendi noksanıyla meşgul olan da elde kusur göremez.
Küpe:
“Çeşm-i insaf gibi kâmile mizan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz”
Çok şey istemiyorum, sadık ol.
Sadakat, sevgilinin senin gözbebeklerinde kendinden başkasını görememesi değildir; düşmanın seni görünce sevgilini seyredebiliyor mu senin yüzünde, işte o zaman sadıksın. Yüzünü sevgiliye dön ki yüzün sevgiliye dönsün, derdin sevgili olsun ki dertler sana sevgili gelsin. Her nefesi bir adım bil, menzile vardığında yolda ne gördün diye sorarlarsa ‘hiç’ diyebilecek kadar sahip ol adımlarına. Sadakat yolunda sadıklardan başkasıyla yürünmez, önce refik sonra tarik demiş sadıklar unutma.
Küpe:
“Âşık oldur kim kılar cânın feda cânânına
Meyl-i cânan etmesin her kim ki kıymaz cânına”
Çok şey istemiyorum, mert ol ve unutma mertlik kavlinden dönmemektir. Kavlini hatırla, “belî” deyişini, dağlar yaratılmadan önce yüklendiğin dağlarca yükü hatırla. Mertlik hatırlamaksa gaflet namertliktir; bu ağaç gölgeliği kavlini unutturmasın; geldiğin yerdeki ikrar gideceğin yeri hatırlatsın sana, gafil olma. İman kalbine emanettir, sen sana emanetsin. Emaneti sahibine vermeden evvel emanetin sahibini bilirsen zayi olmazsın, ölmeden evvel ölürsen asla ölmezsin.
Küpe:
“Cân tende iken bûse-i cânan ele girmez
Bildüm anı can vermeyicek can ele girmez”
Çok şey istemiyorum, merhametli ol.
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” buyuran güzeller güzelini işitmedin mi? Yarın merhametin Rabbine boyun bükecek halin olmasını istiyorsan, bugün senin yüzünden boynu bükülmesin çiçeklerin bile. Tevekkeli değildir kulluğun şefkat ile yan yana yazılışı, kişinin kul oluşu kendine şefkatidir, başkasına şefkati Rabbine kul oluşu. Hal böyle ise kimseyi incitme, kalbin yeterse seni incitenlere dua et, hatta sen kalbine yet kimselerden incinme.
Küpe:
“Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme
Esîr-i gurbet-i nâlân olan insanı incitme”
Çok şey istemiyorum, cömert ol.
Vereceğin zaman sana ait olanı başkasıyla paylaşmanın kibriyle değil, başkasına ait olanın sende duruşunun mahcubiyetiyle ver. Zaten az çoğalsın da vereyim deme; azken veremeyen çokken hiç veremez, azlar verilmedikçe çoğalmaz. Çoğunu azaltmak istiyorsan verme; azını çoğaltmak istiyorsan ver. Azalacak diye vermemezlik etme, cömert ol; çoğalsın diye vermeye de kalkma muhlis ol!
Küpe:
“Men lebin müştakıyam zühhad kevser talibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huşyare su”
Çok şey istemiyorum, razı ol.
Başka bir şey için değil; seni göndereni razı etmeye geldin buraya ve unutma ki O, ancak takdirine rıza gösterenlerden razı olur. O razı olsun istiyorsan önce sen O’ndan razı ol. Yüzündeki ifadeden bir belaya mı düçar olduğun bir nimete mi gark olduğun anlaşılıyorsa bil ki hâlâ rızadan haberin yok. Sen O’nun her bir şeyinden razı ol ve asla O da benden razı mıdır diye düşünme, razı olmayışından da razı değilsen rıza bahsinden ne yüzle dem vuracaksın!
Küpe:
“Ne meyl-i külbe-i ahzân ne seyr-i sohbet-i yârân
Ne ta’n-ı zâhid-i nâdân ne ceng ü ne cidâlim var”
Bazen alıyorum kendimi karşıma, diyorum ki, çok şey istemiyorum senden, adil ol, insaflı ol, sadık ol, mert ol, merhametli ol, cömert ol, razı ol yeter. Al şu küpeleri de kalbine tak senden bir parça olasıya, muhabbettir zira hayatın tadı tuzu.
Gülüyor kendim, sen benden insan olmamı istiyorsun diyor. Adil değilsen, insaflı değilsen, sadık değilsen, mert, merhametli, cömert, razı etmiş ve razı olunmuş değilsen nasıl insanım diyebilirsin ki?
Haksız olduğumu biliyorum, sen haklısın diyorum kendime, kendine haksızlık etme diyorlar, duymuyoruz...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.