Türkiye’nin yirmi birinci yüzyılı

24 Haziran seçimleri Türkiye için yeni bir çağın kapısını açacak.

21. yüzyıl Türkiye’nin yeni çağı olacak.

Bu müjdeyi 1980’li yıllarda Turgut Özal ilan ediyordu tüm dünyaya...

Ama onu anlamayı başaramayanlar, kısır siyasal çekişmeler içinde debelenenler Özal’ı çelmelemek için ellerinden geleni artlarına koymuyordu.

Özal’a “Çankaya’nın şişmanı” diye isim takıp küçümsemeye çalışanlar, aslında kendi iktidarları dönemindeki tüm büyük yatırımların altında onun imzası bulunduğunu göz ardı ediyor, Özal’ı basit bir siyasal rakip addetmenin ötesinde onun vizyonunu kavrayamıyordu. Özal’ın getirdiği özgürlük atmosferini ve ortamını da kavramaktan uzak duruyorlardı. Nitekim son tahlilde onların hepsi demokrasinin ya katili ya mağduru olarak siyasal hayatlarını kapadılar.

Kişisel özellikleri veya kişisel siyasal kanaatleri dolayısıyla Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakılmış yazarlar, sanatçılar, aydınlar Özal döneminde, üstelik askeri vesayetin kelepçeli baskısı altında yeniden Türkiye’ye avdet ettirildiler.

Özal’a “Çankaya’nın şişmanı” diye hitap etmekten sıkılmayan zat (Demirel) farkında değildi ki kendisi de askeri darbe neticesinde hükümlüyken Özal sayesinde hapisten kurtulmuştu. Diğer parti başkanları gibi...

Özal daha iktidara gelmeden, Başbakanlık Müsteşarlığı görevini ifa ederken “24 Ocak (1980) Kararları”nı almış; darbeden sonra da fiilen o kararları yürürlüğe sokmuştu. Böylece Türk parası konvertibl hale getirilmiş, ithalat ihracat kotaları kaldırılmış, döviz kurları ve faiz piyasa şartlarında dalgalanmaya bırakılmış, otobanlar açılmış, Türkiye’de fikir özgürlüğüne kan ağlatan Ceza Yasası’nın 141., 142. ve 163. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştı. Daha sonra ANAP’ın başına geçen ve bir ara başbakanlık da yapan Mesut Yılmaz adı geçen maddelerin yürürlükte kalması için cuntacıların başı Kenan Evren ile birlikte direnmeye yeltenmişti.

İşte o yıllarda Turgut Özal vizyonunu ortaya koyup kendi hayatını da riske atarak “21. yüzyılın Türk yüzyılı olacağını” ilan ediyordu. Bu çığlık o günlerde pek az kişinin kulağında yankı bulmuştu.

Bu çığlığın makes bulduğu kulaklardan biri de Recep Tayyip Erdoğan’ınki idi. O da 21. yüzyılı Türkiye’nin yüzyılı yapmak için 16 yıldır tüm çabasıyla hazırlanıyor. Onun yollarını döşedi. Şimdi 24 Haziran cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri bu yola koyulmanın önemli virajlarından birini almanın tarihi olacak...

Bütün dünyanın kökten bir değişim sürecinden geçtiği bir dönemde gerek bu sürecin hazırlayıcılarından biri sıfatıyla gerek bu süreci müdrik kafalardan biri olarak Tayyip Erdoğan’a inisiyatif vermek ülkemiz insanının ufkuyla, bilinciyle bağlantılıdır.

Yurt içindeki başarıları çıplak gözle de görülüyor. Sokaktaki adamla yapılan mülakatlarda her sektördeki başarıları herkes tarafından saygıyla, minnetle anılıyor.

Ama bir de diplomasi alanında olan fakat daha az fark edilen başarılar söz konusu. Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” sloganıyla ifade ettiği mesaj, bütün dünyada etkisini göstermeye başlamış bulunuyor. Onun Afrika, Doğu Asya, Güney Amerika ziyaretleri Türkiye’nin 3. Dünya liderliğine oynadığının göstergesi olarak yorumlanıyor. Özal bu ilişkileri Orta Asya Türki ülkeleriyle diplomatik ilişkileri geliştirmek suretiyle başlatmıştı. Erdoğan ise pergelin açısını dünya çapına ayarlamış bulunuyor.

Ne var ki bu siyasa Türkiye’nin Batı’dan kopmasını gerektirmiyor. Türkiye, Rusya ile iktisadi, askeri, dahası stratejik işbirliğini geliştirmeye çalışırken, bir yandan Batı’ya karşı bağımsız politika izlediğini gösteriyor, bir yandan da AB ile bağlarını sürdürme niyetini açığa vurmaktan geri durmuyor. NATO ile ilişkisini sürdürmeye de özen gösteriyor. Bütün bu ilişkileri dengede tutmak diplomasi mahareti gerektiriyor.

Söz konusu ilişkiler manzumesi dikkate alındığında 24 Haziran seçimlerinin Türk ve dünya siyasasında ne denli kritik bir dönemecin başlangıcı olduğu, olacağı daha net anlaşılır. Başta AB ülkeleri ve ABD olmak üzere bütün dünyanın bu seçimleri dikkatle gözlemlemesi de seçim sonuçlarının tüm dünyada etki yaratacak olmasının işareti sayılmalı.