Son aşama: Terki terk etmek

04:007/06/2018, Perşembe
G: 7/06/2018, Perşembe
Rasim Özdenören

Ben, yazılarımı notlar alarak yazarım. Bu notlardan kullanmadıklarım olur, ertelediklerim olur ya da unuttuklarım... İşte, o notlardan biri böyle elime geçti. Şöyle bir başlık atmışım: “Müslümanca Özgürlüğün Görüntüsü”. Ama bu kocaman başlığın altına koyduğum not kısa kalmış: 1. dünyayı terk, 2. ukbayı terk, 3. terki terk!Anlıyorum ki, bu notlardan sonra şu mülâhazaları ileri süreceğim: insan, dünyayı terk edemiyorsa, onun nimetlerini boşlayamıyorsa, onun kölesi olmaya hüküm giyer. Öyleyse ilkin

Ben, yazılarımı notlar alarak yazarım. Bu notlardan kullanmadıklarım olur, ertelediklerim olur ya da unuttuklarım... İşte, o notlardan biri böyle elime geçti. Şöyle bir başlık atmışım: “Müslümanca Özgürlüğün Görüntüsü”. Ama bu kocaman başlığın altına koyduğum not kısa kalmış: 1. dünyayı terk, 2. ukbayı terk, 3. terki terk!


Anlıyorum ki, bu notlardan sonra şu mülâhazaları ileri süreceğim: insan, dünyayı terk edemiyorsa, onun nimetlerini boşlayamıyorsa, onun kölesi olmaya hüküm giyer. Öyleyse ilkin dünyayı terk etmesi gerekiyor. Bunu ben söylemiyorum. Bunlar tasavvufun ilkeleri. Ama birinin dünyayı terk ettiğini söyleyebilmesi için veya daha doğrusu böyle bir sözün anlam kazanabilmesi için, bu sözü söyleyenin, terk ettiğini söylediği dünyaya malik olması şartı aranır. Yoksa malik olmadığı bir şeyi terk ettiğini bildirmenin bir manası yoktur.

Saniyen ukbayı terk etmek gerekiyor. Çünkü dünyayı terk eden birinin ukbaya (ahrete, öbür dünyanın nimetlerine) meyletmesinin ve öbür dünyanın nimetlerinden yararlanmak için gecesini gündüzüne katıp ibadetiyle meşgul olmasının yolu açılabilir. Eğer ibadet o nimetler uğruna eda ediliyorsa, onun da kıymeti yok.

Ve diyelim ki, kişi bunu da fark etti ve bu bağlamda ukbayı da terk etti. Ve kendi kendine şöyle düşündü ve dedi ki: görüyor musun, ben ne kadar takva ehli biriyim, dünyayı terk ettim, ukbayı terk ettim, kendimi Allah’a verdim! Aslında böyle düşünen biri, farkına varmadan, fakat bu kez arka kapıdan terk etme fiiline sahip çıkmış oluyor. Bunun fark edilmesi gerekiyor. Bu inceliğin fark edilmesi, ancak terki terk etmeye karar verildiğinde anlaşılır. İşte o zaman, böyle biri gerçek özgürlüğüne ulaşmış olur. O noktada, onu ne para pul ihtiyacı, ne öbür dünyada elde edebileceğini düşündüğü mükâfat, ne kendini adam sanmanın gururu ve kibri tutar. O noktada o, bütün bunlardan istiğna halini yaşar...

Paraya pula, mala mülke mutlak istiğna hali; bir öğün sonrasının merak edilmediği bir hayat tarzı: işte o zaman kişi özgürlük ortamının tam ortasında yer almış olur: orada Allah’tan başka güvenceye yer bırakılmamış olur...

İslam’ın dinamik özgürlük anlayışı Müslümandan tam da böyle bir yaşantı talep ediyor kanısındayım...

#İslam
#İbadet