Seçim kaygısı

04:0029/04/2018, Pazar
G: 29/04/2018, Pazar
Rasim Özdenören

Muhalefet niye aday bulamıyor?Çünkü Erdoğan’a rakip olabilecek kıratta kimse yok.Oysa hedef onu alaşağı etmek...Böyle olunca topunun birden tek aday üstünde birleşmesi gerekiyor. Hedef gözden kaçırılmadığı takdirde makul olan da bu...Ancak bu sefer de o adayın kimliğinin belirlenmesi sorun...Bizde, bizim kültürümüzden gelen ülkelerde, demokrasi kendi doğal koşullarının ürünü olarak teşekkül etmediğinden her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.Batı’nın klasik demokrasi tanımında demokratik rejim sınıf çatışması

Muhalefet niye aday bulamıyor?

Çünkü Erdoğan’a rakip olabilecek kıratta kimse yok.

Oysa hedef onu alaşağı etmek...

Böyle olunca topunun birden tek aday üstünde birleşmesi gerekiyor. Hedef gözden kaçırılmadığı takdirde makul olan da bu...

Ancak bu sefer de o adayın kimliğinin belirlenmesi sorun...



Bizde, bizim kültürümüzden gelen ülkelerde, demokrasi kendi doğal koşullarının ürünü olarak teşekkül etmediğinden her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.

Batı’nın klasik demokrasi tanımında demokratik rejim sınıf çatışması üzerine kurulu bir düzendir. Aristokrat, burjuva, proleter ve din adamı sınıflarının her biri kendi çıkar ilişkisini korumak ve savunmak üzere millet meclisinde yer alır. Her sınıf kendi siyasal partisi aracılığı ile mecliste temsil edilir. Dolayısıyla sınıf çıkarı üzerinden oluşturulan bir millet meclisinde her siyasal parti kendi çıkarı üzerinden bir siyasal program izler.

Bizdeyse siyasal partiler sınıf çıkarını temsil etmek üzere değil, fakat ideolojik farklılıklar üzerine inşa edilmiştir. Böyle olunca bir partiden diğerine herhangi bir ahlakî rezerv gözetilmeden aktarmalar olabilmektedir. Oysa Batı demokrasilerinde bir siyasal partiden bir başkasına transfer teorik olarak imkân dışıdır. Faraza aristokratların partisinden din adamlarını temsil eden bir partiye geçmek isteyen bir milletvekili veya herhangi bir parti üyesi talepte bulunsa, gülümsemeyle karşılanır ve talep reddedilir. Ona biz kendi çıkarımızı savunması biliriz denir. Dolayısıyla koalisyon koşulları olsun, gerektiğinde ortak temsilci belirleme hususunda olsun önkoşullar önceden bellidir.

Oysa bizde siyasal partiler ideolojik temel üzerine bina edildiğinden önkoşul belli değildir. Belli olmayınca ilkin önkoşullar belirlenmiş olmalıdır ki onun üzerine bir koalisyon veya bir ortak temsilcinin belirlenmesi mümkün olabilsin.

Artı, bireysel ihtiraslara nasıl gem vurulacak? Bireysel adaylar kendi ortamının güçlü figürleriyse ona kim dur diyebilir? Zaten ona ”dur!” diyebilecek irade var bulunsaydı, aynı irade bir başkasına da “Sen geç!” diyebilirdi.

Böyle bir ortamda seçim kaygısı yaşanır. Halen bizdeki muhalefet partilerinin yaşadığı kaygı...

Bir yanda aday belirleyememe sıkıntısının bir yanda seçim kaygısının yaşandığı böyle bir ortamda da:

Dikkat dağınıklığı, karams-

arlık, öfke, kafa karışıklığı,

güvensizlik, baş ağrısı, karın ağrısı, korku ve titreyiş gibi haller yaşanır. Yaşanıyor da...

Üstelik bu haller partiler arası ilişkiler düzleminde alenen

gözlemleniyor.

Ve millet bu halleri iç burkuntusuyla izliyor...

Önümüzdeki başkanlık ve milletvekili seçimlerinden sonra kurulacak yeni düzenin ülkeyi bu türden gereksiz siyasal sürtüşmelerden, çatışmalardan, kaygıdan sıyanet etmesi bekleniyor.

#Seçim
#Siyaset