Papaz bahane

04:0012/08/2018, Pazar
G: 12/08/2018, Pazar
Rasim Özdenören

Ben, olayların kimin eli kimin cebinde kısmını bilmem. Papaz kimdir, Evanjelistler kimlerdir, Siyonistler kimlerden oluşur, bunlar benim bilgimin dışında olan hususlar. Ben, ABD’nin bu topraklar üzerindeki siyasal stratejisinin ne olduğu, İsrail’in güvenlik açısından Türkiye’ye karşı niçin endişe içinde olduğu hususlarındaki genel stratejiye, makro değerlere dikkatimi yöneltirim.Papaz olayı da ancak bu çerçevede ilgi alanım içine girer. Dış görünüşe bakılırsa ABD bir misyoner papazı Türk yargısının

Ben, olayların kimin eli kimin cebinde kısmını bilmem. Papaz kimdir, Evanjelistler kimlerdir, Siyonistler kimlerden oluşur, bunlar benim bilgimin dışında olan hususlar. Ben, ABD’nin bu topraklar üzerindeki siyasal stratejisinin ne olduğu, İsrail’in güvenlik açısından Türkiye’ye karşı niçin endişe içinde olduğu hususlarındaki genel stratejiye, makro değerlere dikkatimi yöneltirim.



Papaz olayı da ancak bu çerçevede ilgi alanım içine girer. Dış görünüşe bakılırsa ABD bir misyoner papazı Türk yargısının elinden kurtarmak için çırpınıyor. Bir kaşık sudaki fırtına bu papaz bahanesiyle koparılıyor. Papaz olmasaydı başka bahaneler bulunacaktı. Nitekim 2013 Haziran ayı boyunca çıkarılan kalkışma hareketi de sanki Gezi Parkı’ndaki onbir ağacı kurtarmak içindi! Onca yağmalama girişimleri, dükkânlara, çevreye verilen zararlar, yaralamalar vesaire... Ardından 17/25 Aralık (2013) tarihlerindeki darbe girişimleri... Ve nihayet 15 Temmuz kalkışması...

Bütün bu girişimlerin arkasında ABD’nin olduğunu bugün sağır sultan bile duymuş, biliyor...

Peki, bunca hengâmenin sebebi ne?

Ak Parti hükümetleri 2009 Davos olayına kadar yere göğe sığdırılmazken, BM toplantılarında Türk delegasyonuna “hoş geldin Türkiye” pankartları açılırken, o tarihte ne oldu da birdenbire Türkiye aleyhine girişimler başladı.

Olayların kırılma noktası, o gün, o Davos toplantısında, Erdoğan kendisine konuşma izni vermeyen oturum moderatörüne kızarak ve “One minute!” ihtarıyla başlayıp İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e İsrail’in cinayetlerini hatırlatan söylevi dananın kuyruğunun koptuğu andır. Erdoğan konuşmasını dosyasını toplayıp ayağa kalktıktan sonra: “Daha da gelmem buraya” diyerek salonu terk etti. Evet, dananın kuyruğu da orada koptu.

Türkiye, o tarihten sonra İsrail üzerinden himaye elini çekti.

Bu olayın casusluktan sanık Papaz ile ve ABD ile ilgisi ne?

ABD’nin Ortadoğu politikasının iki temel nirengi noktası var: 1. Petrol rezervlerinin güvenlik altında tutulması, 2. İsrail’in güvenliğinin sağlama alınması...

Bu iki güvenlik alanından herhangi birinin ihlal edilmesi veya ihlal riski taşıması halinde ABD orada kolları sıvar... (ABD’nin kuruluş felsefesinin ve dolayısıyla iç ve dış politikada temel yönlendirici olan pragmatizmin Yahudi kafasının icadı olduğu unutulmamalı. Bu açıdan ABD ile İsrail aynı paranın yazı ve tura yüzleri gibidir).

Davos’tan sonra ABD olsun, İsrail olsun Recep Tayyip Erdoğan’a karşı güven yitimine uğradı. Tayyip Erdoğan’la uğraşılmasının en dibindeki neden budur. Genelde Türkiye’ye, özelde Tayyip Erdoğan’ın şahsına karşı yürütülen darbeleme faaliyetlerinin tümünün altında, en dibinde, burada uğradıkları beklemedikleri sukutu hayal var. Bütün darbe girişimleri “One minute” çıkışının öcünü almaya matuf. Ve stratejik açıdan ise, Türkiye’nin boşalttığı alanı ABD desteğindeki PKK ve ardılları marifetiyle doldurmak... İsrail savunma içgüdüsüyle kendine tampon bölgeler yaratmak istiyor...

Son haftalar boyunca dolar paritesi üzerindeki operasyonlar da beklenmedik bir olay değildi. Bu operasyon, daha Davos’un hemen akabinde gerçekleştirilebilecekken, kendilerince daha pratik ve sonuç alıcı girişimlerle işi halletmek istediler. Başaramayınca şimdi son kozlarını oynuyorlar. Dolar paritesiyle oynayarak Türk ekonomisini çökertmek istiyorlar. Darbeyle deviremedikleri iktidarı ve ekonomiyi, şimdi para politikasıyla çökertmeye çalışıyorlar. Papaz da manipülasyonun bahanesi...

#ABD
#Türkiye
#Papaz