Karadeniz’de doğalgaz rezervine ulaşılması farklı boyutların konusu olarak ayrı ayrı önem taşıyor.
En başta söylenecek husus, söz konusu keşfin Türkiye’nin tümüyle yerli kaynaklarıyla elde ettiği başarıdır. Nitelikli elemanın tümüyle yerli kaynaklarla ürettiği teknik donanım bu başarıda öz saygımızı berkitiyor. Nitelikli insan gücü açısından erişilen düzey ise övünç vesilesi sayılmalı.
Yabancı şirketlerin uzun yıllar boyunca, üstelik kendi paramızla toprakları delik deşik edip “bir şey bulamadık” diyerek çekip gittikleri hatırlanırsa bu başarının değeri daha iyi anlaşılır.
Bu, daha ilk aşamadaki keşif… Sırada başka rezervlerin bulunduğu da dile getiriliyor.
İnsan gücü bakımından olsun, teknoloji alanında olsun belli bir düzeyin üstüne çıkmadıkça böyle bir başarıya imza atmak imkân dâhilinde değildir.
Bu belirlemeden sonra asıl üzerinde durulacak husus, tümüyle ülkemiz sınırları içindeki söz konusu rezervin ortaya çıkarılmasının iktisadi ve siyasi sonucudur…
Siyasi bağımsızlık iktisadi bağımsızlıkla desteklenmedikçe fazla bir anlam taşımaz.
Siyasi bakımdan kendini bağımsız sayan ülke iktisadi açıdan bağımlı ise buradaki bağımsızlığa ancak eksik veya sakat, hatta cali diyebiliriz.
Günümüzde iktisaden güçlü ülkeler bile gerçekte iktisadi kaynaklar açısından dışa bağımlıdır. Ancak dışa bağımlılığın mahiyeti hakkında nitelik farkı gözden kaçırılmamalı… Şöyle ki, ABD veya Çin veya Rusya da bazı kaynaklar bakımından dışa bağımlıdır. Bu açıdan dışa bağımlı olmayan tek bir ülke bile gösterilemez. Ancak fark şurada: ABD’nin veya Çin’in dışa bağımlılığı bu ülkelerin siyasi inisiyatif kullanmasını önlemiyor. Veya tersine, bu ülkeler dışa bağımlı göründükleri iktisadi kaynağı kullanmayı reddettiği takdirde, bunun sonucundan sadece kendisi etkilenmiyor. Bu durum iktisaden belli bir noktaya ulaşmış olan devletlerin inisiyatif kullanmasını önlemiyor. Oysa yoksul ülkelerin iktisaden dışa bağımlılığı onların siyasi bağımsızlığını etkiliyor. Onların inisiyatif kullanmasına ket vuruyor. Bu, varsıl ve yoksul ülkeler arasındaki dramatik farklılıktır… İşte bu keşif Türkiye’nin, yeni doğalgaz kaynağına ulaşmakla siyasi bağımsızlığını iktisadi destekle kavileştirdiğinin resmidir. Türkiye zaten iç siyasette olsun, uluslararası ilişkilerde olsun inisiyatif kullanmaktan kaçınmıyordu. Ancak şimdi ulaşılan yeni servet kaynağıyla elini güçlendirmiş oluyor.
Bu durumun sonuçlarını önümüzdeki zaman diliminde somut olarak göreceğiz.
Hazine ve Maliye Bakanı işbu yeni iktisadi kaynakla Türkiye’nin “eksen değiştireceği”ni belirtmişti. Bu ifadeyi Türkiye’nin bizzat kendisinin bir yeni eksen olduğu bağlamında anlamak gerekiyor.
“Oyunun kurallarını” tespit eden oyunu da büyük ölçüde inisiye etmenin üstesinden gelir. Türkiye 1940’lı yıllardaki Olimpiyat yarışmalarında güreşte takım halinde üst üste dünya birincilikleri aldı. Çünkü o tarihlerde milli sporumuz olan güreşin kuralları tarafımızdan belirlenmişti. 50’li yıllardan itibaren kuralları başkaları belirledi ve bizim güreşçilerimiz yeni belirlenen kurallara uyum sağlamada zorlanınca sonrasında güreşte bize nal toplattılar…
Şimdi Türkiye siyaset alanında oyunun kurallarını belirlemede mesafe aldı. Küresel ölçekte oyun kuran aktörler arasında rol üstleniyor. Durumun sonuçları zaten belirgin olarak terörle mücadelede olsun, Doğu Akdeniz’deki sismik ve kaynak araştırma etkinliklerinde olsun gözlemleniyordu.
Önümüzdeki dönemde dış ticaretin artan bir ivmeyle istikrar kazandığını, dış ticarette belki giderek fazla vermeye bile başlayacağını umabiliriz.
Gören göze bütün bu olumlu gelişmeleri görmek için uzun süre beklemek gerekmeyecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.