Kurban üzerine yazışma

04:0023/08/2018, Perşembe
G: 23/08/2018, Perşembe
Rasim Özdenören

-Kurban hakkındaki yazımız üzerine bazı okurlarımız ile İnternet üzerinden aşağıdaki yazışmalar teati edildi. Bazı kısımları kısaltarak aktarıyorum.-Kıymetli büyüğüm,Kurban ile ilgili yazınızı okudum. Çok güzel olmuş. Bediüzzaman’ın “Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat o his dahi gider, o elemden de kurtulur” ifadesini şerh eden bir yazı olmuş.Ama gerek bu ifade, gerekse sizin yazınız ile hayvanların gözü önünde diğer hayvanların

-Kurban hakkındaki yazımız üzerine bazı okurlarımız ile İnternet üzerinden aşağıdaki yazışmalar teati edildi. Bazı kısımları kısaltarak aktarıyorum.-



Kıymetli büyüğüm,

Kurban ile ilgili yazınızı okudum. Çok güzel olmuş. Bediüzzaman’ın “Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat o his dahi gider, o elemden de kurtulur” ifadesini şerh eden bir yazı olmuş.

Ama gerek bu ifade, gerekse sizin yazınız ile hayvanların gözü önünde diğer hayvanların kesilmemesi gerektiğini ifade eden Nebevi tavsiyeyi nasıl telif etmek gerekir? Eğer hayvan hiç bilmiyorsa, neden hayvanın gözleri bağlanıyor, gözünün önünde bıçak bilenmiyor? /Naim Tatlıcı

*

Aziz kardeşim,

Biz, elbette Resulullah’a muhalif bir beyanda bulunamayız. Onun tavsiyelerine uymak sünnettir.

Ancak, hayvanın bıçağı bildiğini kabul etmek yanlış olur. Hayvan eğer bıçağı biliyorsa kaşığı da bilir, kaşığı biliyorsa bardağı da bilir. Bu, hayvanda insana mahsus kavramlar vardır, sonucunu doğurur. Oysa hayvanda böylesi kavramlaştırmaların var olduğunu düşünmek muhaldir. Kavramlaştırma, yani akıl yalnız ve yalnız insana mahsus bir melekedir.

O halde durumu nasıl açıklamalıyız?

Bir başka hadisi şerif var: bir gün bir mezar kazıldığında, efendimiz (sav.) mezardaki bir çıkıntıyı mübarek elleriyle düzeltir. Ashap: ‘Ya Resulullah, bu çıkıntının ölüye ne zararı vardı?’ diye sorarlar. O (sav.) da: ‘Bunun ölüye bir zararı da yoktur, faydası da, bu, geride kalanların gözüne hoş görünmez...’ cevabını verir.

Hayvanın gözünün bağlanması, bıçağın ona gösterilerek bilenmemesi, hayvan için değil, fakat insanlar içindir; onların şefkat ve merhamet duygularının uyanık tutulması içindir... Yoksa hayvan, “gözünün önünde” kesilen diğer hayvanların kesildiğini bilmez, çünkü onun ‘zihninde’ kesilme diye bir fiilin kavramı yoktur. Mesele bundan ibarettir, Allahualem. /r.ö.

*

Kıymetli büyüğüm,

Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Sizin değerlendirmelerinize katılıyorum. Ama Hz. Peygamber (sav), hayvanın gözü önünde bıçağını keskinleştiren ve hayvanları birbiri önünde kesen birini gördüğünde, “Neden böyle yapıyorsun! Bu hayvanı iki kez mi öldüreceksin” buyurarak ikaz etmiştir. Bu hadis ışığında, bıçak bilemenin kurbana değil, sadece insanlara yönelik anlam ifade ettiğini söylemek eksik kalmaz mı diye düşünüyorum. /N.T.

*

Kıymetli kardeşim,

Burada meselenin özü: kurbana karşı çıkan bir takım çağdaş muhaliflerin, kurbanı katliam sayması veya sözüm ona hayvanı koruma adına İslam’ın bir emrinin icrasının Müslümanların içine sinmez hale getirilmesi olayıdır.

Kaldı ki, efendimiz (sav) veda haccında 100 deve kurban etmiştir. 63’ünü kendi mübarek eliyle, kalanını da Hz. Ali (k.v.) marifetiyle... Bu hayvanlar arkası arkasına kesilmiştir. Ve aynı mekânda başka sahabelerin de kurbanları kesilmiştir. O kurbanların gözünün bağlandığına ve her birini diğer hayvanlara gösterilmeden kesildiklerine dair elimizde bir bilgi mevcut değil. Bu itibarla, meselenin özünü kavramakla yetinmeyi denemekte fayda var.

Not: Hayvanda hayatını koruma içgüdüsü elbette var. Bu nitelikteki içgüdüyü hayvanın kesileceğini bilip bilmeme haliyle karıştırmamalı. Hayvana yakalamak üzere yaklaşıldığında ürkerse kaçar, fakat bu kaçış kesileceğini bilmesinden dolayı değil, fakat o andaki ürkmesinden kaynaklanan kendini koruma içgüdüsünden ileri gelir. /r.ö.

*

Efendim,

Yazınızda kurban ritüelinden çocukların mahrum bırakılmaması gerektiğini yazmışsınız. Yaklaşık 4-5 yıldır özellikle sanal ortamda kurbana yakın zamanlarda 12 yaşından küçüklerin kurban kesimini görüp göremeyeceği üzerine tartışmalar yapıyoruz. ... Nitekim bazı çocukların et yemediği görülmüştür sırf bu yüzden. Eğitimci olarak bu minvalde düşünüyorum, Ali Murat Daryal’ın öğrencisi olarak. /Rüştü Özdemir

*

Biz de, tam da belirttiğiniz sebepten dolayı çocukları kurbandan uzaklaştırmanın değil, fakat onları olaya yaklaştırmanın lüzumu üzerinde duruyoruz. Yüzlerce yıldan bu yana çocuklar kurbandan uzaklaştırılmamıştır. Bazı çocuklar üzerinde istisnai durumlar olabilir, fakat bu istisnai durumu kural haline getirmek yerinde olur mu? Ben ve kardeşlerim de kurban kesilmesinde hep hazır bulunduk. Biz de çocuklarımızı kurbandan uzak tutmadık. Hepimiz de bu açıdan sağlıklıyız hamdolsun...

Şu anda, gerek Türkiye’de gerek tüm İslam âleminde, İslam’ı gaddar, zalim, acımasız bir din olarak göstermek istiyorlar. Oysa kurban, asırlarca merhametin ve şefkatin bir simgesi olarak yaşamıştır. Bu geleneğe sahip çıkmadığımız, çıkamadığımız takdirde, kurban, son tahlilde bir mezbaha olayı haline dönüştürülür. Mezbahalarda her gün binlerce hayvan zaten kesiliyor ve kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kurban ibadeti bir mezbaha olayı haline mi gelsin?

Not: Bazı çocukların etkilenmesi mümkündür, fakat aynı zamanda istisnaidir. İstisnalara bakarak kuralı bozacaksak, kaza oluyor gerekçesiyle araçla seyahati de iptal etmemiz gerekmez mi? /r.ö.

#Bayram
#Kurban bayramı