Din kültürü dersi ve eğitim sorunu

04:004/11/2018, Pazar
G: 4/11/2018, Pazar
Rasim Özdenören

Geçtiğimiz günlerde olay bir kez daha yaşandı.Bazı aileler kendilerinin Alevi veya ateist olduğunu ileri sürerek çocuklarının “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinden muaf tutulmasını istemişler.Olayı Halkların Demokratik Partisi İstanbul Mv. Ali Kenanoğlu’nun CNN Türk ekranında yapmış olduğu açıklamadan öğreniyoruz. Kenanoğlu, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un (29.10.2018 tarihinde) zorunlu din dersiyle ilgili açıklamada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin anayasal zorunluluk olduğunu belirtmesi

Geçtiğimiz günlerde olay bir kez daha yaşandı.

Bazı aileler kendilerinin Alevi veya ateist olduğunu ileri sürerek çocuklarının “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinden muaf tutulmasını istemişler.

Olayı Halkların Demokratik Partisi İstanbul Mv. Ali Kenanoğlu’nun CNN Türk ekranında yapmış olduğu açıklamadan öğreniyoruz. Kenanoğlu, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un (29.10.2018 tarihinde) zorunlu din dersiyle ilgili açıklamada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin anayasal zorunluluk olduğunu belirtmesi üzerine ona Meclis kürsüsünden cevap vermiş.



Şöyle ki:

Çocuklarının din dersinden muaf tutulmasını isteyen aileler bir üst mahkemeye başvurmuş, üst mahkeme Anayasa’nın 24. Maddesini gerekçe göstererek ilk mahkemenin dersin anayasal zorunluluk olarak okutulmasına ilişkin kararını iptal etmiş. Ancak ilçe milli eğitim müdürlüğü, ilçe kaymakamlığı ve okul idaresi üst mahkemenin kararına uymuyormuş.

Biraz karışık gibi görünse de olay şu:

1. Bazı aileler çocuklarının din kültürü ve ahlak bilgisi dersini okumasını istemiyor,

2. Ancak Anayasa’nın 24. Maddesi bu dersin zorunlu olarak okutulması hükmünü getirmiş,

3. Talepte bulunan aile/ler mahkemeye başvurmuş, mahkeme de Anayasa hükmüne istinaden talebi reddetmiş,

4. Aile bu kez üst mahkemeye başvurmuş, üst mahkeme Anayasa’nın 24. Maddesi’ni gerekçe göstererek ilk mahkemenin kararını bozmuş,

5. Ancak ne ilçe milli eğitim müdürlüğü, ne ilçe kaymakamlığı, ne alt mahkeme üst mahkemenin hükmüne uymuş...

İmdi bu tablo muvacehesinde kim haklı kim haksız?

Yürürlükteki mevzuat esas alınacağına göre üst mahkeme dışında herkes haklı...

Üst mahkeme, din dersini zorunlu kılan Anayasa’nın 24. Maddesi’nin üçüncü fıkrasında yer alan “Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” hükmüne istinat ediyor. Ancak oraya atıfla alt mahkemenin kararını bozması yanlış... Yasa koyucu hem dersin zorunluluğunu, hem de şimdi zikredilen hükmü aynı maddenin içinde hükme bağlıyor. Yasa koyucu abesle iştigal etmeyeceğine, edemeyeceğine göre burada bir çelişki bulmak yorum tekniğine aykırı olur. İdarenin tutumu yasaya uygun. Kaldı ki, kimse kimseyi ibadete, dinî ayin yapmaya vb. zorlamıyor...

Fakat aileler de haklı. Yasa açısından değil, kendi bilinçleri ve vicdanları açısından haklı...

Peki, haksızlık nerede? Haksızlık tedrisat programının düzenlenmesinde... Haksızlık, piyasanın ihtiyacını hiçe sayarak tepeden inmeci yöntemle, bütün tedrisat programının toptancı kafa yapısıyla merkezden düzenlenmesini öngören yasal uygulamada...

Bu uygulamaya göre bu ülkede özel okul açılmasının imkânı bulunmuyor. Özel okul adı altında açılmış olan okullar gerçekte özel kişiler marifetiyle işletilen devlet okuludur. Tedrisat merkezden düzenleniyorsa, orada özel okul yok demektir. Yürürlükteki eğitim sisteminin temel handikapı buradadır.

Mevcut sistem uygulandığı sürece ne ailelerin taleplerini karşılamaya, ne piyasanın ihtiyaç duyduğu elemanı yetiştirmeye, ne istihdam sorununun üstesinden gelmeye imkân bulunur. Ders sayısını ve saatlerini azaltıp çoğaltmakla, o ders yerine bu dersi koymakla, halen Uzun Vadeli Plan’da öngörülen “modüler eğitim sistemi” ile sistem sorununu düzeltmek mümkün değildir.

Sorun her kademedeki eğitim düzeyinde (ilk, orta, yüksek) özel okulun önünü açmakla halledilir. Adının özel okul olması değil, tedrisatını kendi belirleyen ve bu tedrisatı piyasanın ihtiyacına göre hazırlayan eğitim kurumlarına fırsat vererek sorun çözümlenir.

#Eğitim
#Din Kültürü