Bu seçim yerel olma niteliğini aşıyor

04:0021/03/2019, Perşembe
G: 21/03/2019, Perşembe
Rasim Özdenören

Türkiye 180 yıldır (Tanzimat’tan bu yana) birileri tarafından içi boş sloganların ardından sürüklendi.Neydi Tanzimat’ın iddiası: eşitlik!Buna sonradan bir de hürriyet teranesi eklendi...Fransız İhtilali’nin kırıntılarından derlenmiş olan bu sloganların içi bir türlü doldurulamadı. Ve onları kendine rehber ittihaz edenler tarafından kurulu düzene karşı bıkıp usanmadan yıllarca istismar edildi. Ta ki, Osmanlı devletinin yıkılmasını gerçekleştiresiye kadar...Osmanlı devletinin yıkılmasını sonuçlayan

Türkiye 180 yıldır (Tanzimat’tan bu yana) birileri tarafından içi boş sloganların ardından sürüklendi.

Neydi Tanzimat’ın iddiası: eşitlik!



Buna sonradan bir de hürriyet teranesi eklendi...

Fransız İhtilali’nin kırıntılarından derlenmiş olan bu sloganların içi bir türlü doldurulamadı. Ve onları kendine rehber ittihaz edenler tarafından kurulu düzene karşı bıkıp usanmadan yıllarca istismar edildi. Ta ki, Osmanlı devletinin yıkılmasını gerçekleştiresiye kadar...

Osmanlı devletinin yıkılmasını sonuçlayan bu kavramlar Cumhuriyet döneminde laiklik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik başlıkları altında çoğaltıldı. Ve düzenin ilkeleri haline getirildi.

Bu kavramlar, sınıflı, ayrılıkçı, köleli bir toplum yapısına sahip olan Avrupa kültürünün ürünüydü. Tepeden inmeci yöntemle bu ülkenin kültürüne aktarılmak istendiğinde, yerli kültür açısından salt ideolojik bir anlam taşımanın ötesine gitmedi. Zaten de gidemezdi: toplumsal temelde karşılıkları yoktu.

Türkiye bu kavramlarla şeffaf bir ortamda yüzleşme fırsatını yakalayamadı. 1950’li yıllar böyle bir ortama yatkındı. Ancak o fırsat değerlendirilemedi. 1960 hükümet darbesiyle her şey yerle bir edildi.

Hükümet darbelerinin temel güdüsünü, geçmişin ülküsü olarak kabul edilen fakat şimdinin ayak bağı olan bu ilkeleri saplantı halinde benimseyenlerin, onlarla yüzleşmek, hesaplaşmak isteyenlere karşı hazımsızlıkları oluşturur.

1980’li yılların Özal döneminde bu kavramlarla yüzleşme, onları irdeleme zemini oluşturulmaya çalışıldı. Ancak Özal’ın ölümünden sonraki 9 yıllık fetret döneminde (1993-2002) bu savaşım tavsadı. 2002’den sonra Ak Parti döneminde hesaplaşma yeniden hayata geçirilmeye çalışıldı.

Halen bu savaşım sürdürülüyor.

Yenilikçilerle statükocular arasındaki savaşım, bir bakıma ülkenin bekasına ilişkin bu savaşım şimdi yerel seçimler düzleminde sürdürülüyor...

Statükocu zihniyet ülkeyi aynı içi boş sloganlarla uğraşmaya davet ediyor.

Yenilikçi ve hamleci zihniyetse, Özal’ın deyişini ödünç alırsak ona çağ atlatma çabasını güdüyor.

Ülke ve onun insanı işbu statükocu zihniyetin elinden çok çekti, zulümlere katlandı, fakat artık bir daha aynı badirenin içine düşmek istemediğini son 17 yılın bütün seçimlerinde kanıtladı. Şimdi aynı sınavı bir daha savuşturacak.

Yerel seçim olma niteliğini aşmış bulunan bu seçim anlamını şu veya bu ismin tercihinden ziyade ülkenin istikbalinde kof sloganların mı, yoksa hamleci teşebbüsün mü hükümferma olmasında buluyor.

#Tanzimat
#Fransız İhtilali
#Osmanlı
#Yerel Seçim