Boş konuşmak ya da ne istediğini bilmemek

04:0013/08/2020, Perşembe
G: 13/08/2020, Perşembe
Rasim Özdenören

Edebiyatta da, felsefede de, siyasette de eleştirinin temel ilkeleri var: Hepsinde bir yargılama işlemi gerçekleştiriliyor.Bu işlemin nesnel bir çerçevede gerçekleştirilebilmesi için: Bir, konunun net çizgilerle belirlenmesi; iki, o konuya yaklaşma ölçütlerinin belirlenmesi; üç, belirlenen ölçütlerin konuya isabetle uyarlanıp sağduyulu bir değerlendirmenin yapılması…Bu üç öge edebiyat ve felsefe eleştirisinde gerekli ve yeterlidir.Siyasal eleştiride bir dördüncü ögeye ihtiyaç var, o da, eleştirilen

Edebiyatta da, felsefede de, siyasette de eleştirinin temel ilkeleri var: Hepsinde bir yargılama işlemi gerçekleştiriliyor.

Bu işlemin nesnel bir çerçevede gerçekleştirilebilmesi için: Bir, konunun net çizgilerle belirlenmesi; iki, o konuya yaklaşma ölçütlerinin belirlenmesi; üç, belirlenen ölçütlerin konuya isabetle uyarlanıp sağduyulu bir değerlendirmenin yapılması…

Bu üç öge edebiyat ve felsefe eleştirisinde gerekli ve yeterlidir.

Siyasal eleştiride bir dördüncü ögeye ihtiyaç var, o da, eleştirilen konunun yerine ne konulacağının belirtilmesi hususudur.

Edebiyatta, bir şiiri eleştiren eleştirmeciden eleştirdiği şiirin yerine kendisinin yeni bir şiir yazması beklenmez.

Felsefe eleştirmesinde de eleştirilen görüşün tutarlı olan, olmayan yanları belirtilerek yetinilebilir. Eleştirilen felsefi görüşün yerine bir yenisinin konulması yeni bir filozofla kaimdir. Bu istisnai durum dışında felsefi eleştiride de konunun tutarlı olan ve olmayan unsurlarının belirtilmesi yeterli sayılabilir.

Ancak siyasal eleştiri, aktüel ortamda bir başka siyasi parti hedeflenerek yapılıyorsa ve iktidar olma amaçlanıyorsa, bu durumda salt eleştiriyle yetinmek yeterli olmaz. Bu gereklidir fakat yeterli değildir.

Muhalefet partisi iktidarı veya iktidar partisini eleştiriyorsa, eleştirdiği unsurların yerine kendisinin ne getireceğini açıklamakla yükümlüdür.

Aksi takdirde yapılan eleştiri bir boş konuşmadan öteye geçmez.

Muhalefet partisi veya partileri tabiidir ki iktidarın kusurlarını, kusurlu gidişi tespit edip dile getirir. Onun görevlerinden biri budur. Ancak yurttaş eleştirilen kusurların nasıl düzeltileceğini, ne gibi önlemlerin öngörüldüğünü bilmek ister. Eleştiri kusur bulmadan ibaret kalırsa siyasal dünyada o eleştiri nesnel bir karşılık bulmuş olmaz. Boş konuşmadan ibaret kalır.

Olayı somuta indirgiyorum.

İmdi…

CHP yöneticileri iktidarı enflasyonu büyüttü, Hazine’yi boşalttı, işsizliği çoğalttı diyerek eleştiriyor. Haydi, on binlerce kilometrelik duble yolları, hızlı tren yollarını, yeni hava alanlarını, sağlık, eğitim, savunma vb. sektörlerindeki muazzam yatırımları, sosyal hizmet harcamalarını görmezden geliyor, gelsin diyelim…

Fakat iktidar olduğunda kendisi ne yapacak? Bu konuda tık yok.

Siyasal eleştiri “Onu yaptırtmam, bunu söyletmem” demekle geçiştirilemez.

Hazırdan harcamaya dönük eleştirileri yapmak kolay. Fakat sen ne yapacaksın? O belli değil…

Asgari ücret sınırını yükselteceğim, emeklinin maaşını, işçinin ücretini artıracağım demek yetmez. Bunların kaynağı nereden, nasıl, hangi yatırımla sağlanacak?

Vaktiyle bir emekli general bir parti kurmuş ve şunları yapacağım diyerek bazı vaatlerde bulunmuştu. Kaynağı, parayı nasıl sağlayacaksın, diye sorulduğunda: “Banknot bankası ne güne duruyor, para basacağım” demişti.

Bizim muhalefet de para basarak mı kaynak yaratacak?

Yoksa IMF’den para mı dilenecek?

CHP’de Jön Türk ve İttihatçı kafası devam ediyor. Bir şey yapmaya, inşa etmeye değil, yıkmaya, devirmeye, engellemeye odaklanmış kafadır bu… Devirip muradına nail olunca da ortalıkta kan ve ateş manzarasından başka bir şey görünmemiştir…

#Edebiyat
#Felsefe
#CHP