Bir metni okumak

04:0029/07/2018, Pazar
G: 29/07/2018, Pazar
Rasim Özdenören

Bir televizyon programı sunucusu ceza hukukunu öğrenmek için Ceza Kanunu okumaya başladığını söylüyor. Ceza Kanunu’nu elinden düşürmüyormuş. Birisi de ona, ceza konusunda bilgilenmek istiyorsa, Ceza Kanunu değil, Ceza Kanunu Şerhi denilen kitapları okumasını önermiş. Acaba bu öneri yerinde mi?İmdi, bir yasa metninin anlaşılması, tıpkı bir edebiyat ürününün (şiir, öykü, roman vb.) anlaşılması, ona bir anlam verilmesi veya anlam yüklenmesi, başka bir söyleyişle o metnin “okunması”, o metnin dilinin

Bir televizyon programı sunucusu ceza hukukunu öğrenmek için Ceza Kanunu okumaya başladığını söylüyor. Ceza Kanunu’nu elinden düşürmüyormuş. Birisi de ona, ceza konusunda bilgilenmek istiyorsa, Ceza Kanunu değil, Ceza Kanunu Şerhi denilen kitapları okumasını önermiş. Acaba bu öneri yerinde mi?



İmdi, bir yasa metninin anlaşılması, tıpkı bir edebiyat ürününün (şiir, öykü, roman vb.) anlaşılması, ona bir anlam verilmesi veya anlam yüklenmesi, başka bir söyleyişle o metnin “okunması”, o metnin dilinin bilinmesi ile ilgili bir husustur. Ancak bir metnin dili, o dili anadil olarak konuşuyor olmak demek değildir. Ondan daha fazla, daha farklı, onu aşan bir olaydır. Bir yasa hükmünün bütün kelimelerini bilsek, bilmediğimizi sözlüklere bakarak öğrensek bile, eğer hukuk terminolojisine vakıf değilsek, gene de oradaki hükmün (cümlenin) anlamını tamı tamına kavrayamayız. Çünkü terminoloji demek, kullanılan kelimenin, kullanıldığı teknik bağlam içinde yeni bir anlam kazanması demektir. Günlük dilde “borç” kelimesini kullanan kimse onunla ne demek istediğini, neyi kastettiğini elbette biliyordur. Ancak aynı kelimenin “Borçlar Kanunu” adını taşıyan yasada ne anlama geldiğini, hukukçu değilse, bilemez. Onu bilemediği için, 600 küsur maddelik bu kanunda bu kelimeye hangi maddede, nasıl bir anlam yüklendiğini de bilemeyecektir. Dolayısıyla, yasa metninin zahirine bakarak anladığı şey yanlış veya eksik veya ilgisiz şeyler olabilecektir.

Böyle bir eksikliğin giderilmesi “şerh” okuyarak telafi edilemez. Çünkü şerh de, esas itibariyle meslekten olan kimseler için hazırlanmıştır ve onlara hitap eder. Meslekten olmayan kimse, gene aynı zorlukla, terminoloji zorluğu ile karşılaşacak demektir.

Bir vakit önce, gene bir televizyon sunucusu hanım Kur’an meali ve tefsiri okumaya başladığını ifade ediyordu. Onun gerekçesi de benzer bir durumu yansıtıyordu: “Baktım, Kur’an’ın anlamı hususunda her kafadan bir ses çıkıyor; ben de en iyisi, kitabı kendim okuyayım, doğrudan ve kaynaktan onun ne demek istediğini anlayayım” diyordu. Burada da gene aynı yanlış yaklaşım söz konusu. Bunca müçtehidin farklı anlam yüklediği bir kitaba, onların ne dediğinden habersiz olarak yaklaşmak suretiyle verilebilecek anlamın sıhhatinden nasıl emin olunabilir? Bu bir. Saniyen, her müçtehidin farklı anlam verdiği bir hüküm konusunda, diyelim ki, sen de bir isabetli hüküm vaz ettin. Bu, o ayete yüklenen farklı anlamları bire (teke) mi indirgemiş olacak, yoksa o yorumlara bir yenisi mi eklenmiş olacak? Ve doğrusunun hangi yorum olduğuna kim ve nasıl karar verecek?

Durum, her teknik alan için geçerlidir. Tıbbın veya matematiğin veya bir mühendislik dalının veya tarih biliminin temel ilkelerini ve terminolojisini bilmeden, o konuda okunan kitap veya o kitabı şerh eden bir metin nasıl anlaşılabilir? Anlaşılabilir mi?

Anlamadığı bir şiire, bir öyküye saçma deyip dudak büken kimsenin durumu da böyledir. O da, sözlük anlamıyla baktığında, anlamadığı bir kelimenin yer almadığı bir metnin anlamına yaklaşamadığını görünce, sanıyor ki, elindeki metin anlamsızdır veya saçmadır. Kendinde olan eksikliği, yani o metne yaklaşabilmek için daha ne gibi bir bilgi donanımıyla yüklenmiş olması gerektiğini aklına bile getirmiyor.

#Ceza Kanunu