Bayramdan sonra

04:0026/08/2018, Pazar
G: 26/08/2018, Pazar
Rasim Özdenören

-niyet ve kurban-Kurban Bayramı gelip geçti...Her yılki pespayelikler esef ki bu yıl da ekranlara yansıdı.Kurban Bayramı’nın sevimli yanını bulmaktan yoksun zekâlar, kameralarını kaçan boğaları kovalamaya tahsis etti. Ekranlar bu zavallı boğa kareleriyle dolduruldu. TV ekranları ve gazete sütunları etin nasıl yenilmesi gerektiğini öğretmeye kalkışan külahlı aşçılarla dolduruldu.Çocukları internet ortamının şiddete ve vahşete dayalı film görüntülerinden sakındırmasını beceremeyen bir takım “eğitimcilerin”

-niyet ve kurban-

Kurban Bayramı gelip geçti...

Her yılki pespayelikler esef ki bu yıl da ekranlara yansıdı.

Kurban Bayramı’nın sevimli yanını bulmaktan yoksun zekâlar, kameralarını kaçan boğaları kovalamaya tahsis etti. Ekranlar bu zavallı boğa kareleriyle dolduruldu. TV ekranları ve gazete sütunları etin nasıl yenilmesi gerektiğini öğretmeye kalkışan külahlı aşçılarla dolduruldu.



Çocukları internet ortamının şiddete ve vahşete dayalı film görüntülerinden sakındırmasını beceremeyen bir takım “eğitimcilerin” veya “psikologların” 12 yaşın altındaki çocukları kurban kesilmesini görmekten sakındırmak isteyen nasihatleriyle dolduruldu. Biz, 3 yaşımızdan başlayarak kurbanlık hayvanları sevmeyi öğrenerek büyüdük. O hayvanların kesilmesi gerektiğini biliyorduk. Kesilirken de o hayvancıklar çocukların görmesinden sakınılmadı. Doğrusu ve sağlıklı olanı da buydu, budur...

Kurbanın temel mesajının dökülen kana şahitlik etmek olduğu göz ardı edildi. Onun yerine kurban etinin nasıl yenileceği öne alındı.

Temelinde şefkat ve merhamet günlerinin remzi olan kurban günleri, şiddet ve vahşet günleri haline dönüştürüldü. Sahibinin elinden kaçan hayvan görüntüleri ile kurban ibadeti, neredeyse kurbanın şiarı haline getirildi... İstisnalar kuralmış gibi gösterildi. İşin acıklı yanı, bu münasebetsiz görüntüler her yıl olduğu gibi bu yıl da “bizim” saydığımız ekranlara konu oldu.

Dünyanın her yerinde işlenen cinayetleri, zulmü, rezilliklerini gizlemeye çalışanlar, kurban günlerinin şirinliklerini gözden kaçırmayı başardılar.

Bütün bu başarılara imza atanlar kına yakabilir. Bu son bayramda da muratlarına nail oldular!

Kurban, son tahlilde Allah uğruna yapılan bir feragatin remzidir. Amaç ete ulaşmak, et yemek değildir. O sonuçtur. Eğer amaç et yemek olaydı onca meşakkate lüzum kalmazdı, mesele kasapta halledilirdi. Maksat et tedarikinden ibaret olaydı hayvanın kulağının boynuzunun arızasına bakılmaz, herhangi bir sakatlığı dikkate alınmaz; hayvan kesilerek maksada erişilirdi. Oysa kurbanlık hayvanda dişleri dâhil hiçbir vücut noksanlığının bulunmaması ve tam sağlıklı ve belli bir yaşı doldurmuş olması başat şarttır.

Bayram iklimine girilen arife gününün sabahından başlayarak namazdan sonra teşrik tekbirlerinin getirilmesi, kurbanın edasından önce tekbir getirilerek insanların şefkat ve merhamet duygularının doruk noktasına ulaştırılması, mutlaka besmele çekilmesi; olayın sıradanlaştırılmasını önlemeye matuf edimlerdir. Burada ön alan hayvanın usulünce kesilmesidir. Kurban ibadeti bu kesilmeden ibarettir. Etin dağıtılması ve benzeri işler artık kurban ibadetiyle ilgili değildir. Bu ibadetin sonuçlarıdır... Kurbanın eti dağıtılmadan tümüyle toprağa gömülmüş olsa bile, bu, kurban ibadetinin yerine getirilmiş olmasını haleldar etmez. Ondan sonrası başka hükümlerin konusu dâhilindedir. Kurbandan bakiye kalan et elbette zayi ve israf edilmeyecek, söylemeye bile lüzum yok...

Ama maksat et değil, onu vurgulamak istiyorum. Bu itibarla çocukları da büyükleri de kurban kesilmesine tanık etmek onların şefkat ve merhamet duygularını uyanık tutmaya, onları kan dökücülükten sıyanet etmeye yönelten bir edimdir.

#Kurban bayramı
#Bayram