Barış yitirildiği yerde aranır

04:0015/11/2018, Perşembe
G: 15/11/2018, Perşembe
Rasim Özdenören

Bunca itişip kakışmayı hangi akla dayanarak makul göstermeyi başarabiliriz?Son yüz yıl içinde belki 200 milyon, belki daha fazlasının hayatına mal olan bu itişip kakışma insanoğluna ne kazandırdı?Kuşkusuz, insan kazanmak için birbirine saldırıyor.Birbirinin canına kıymasının nedenini başka nasıl açıklayabiliriz?Öfkeyle, bilinçsizce ika edilen bireysel saldırıların sözünü etmiyorum.Düşüne taşına birbirinin canına kıyma temrinlerinden bahsediyorum. Savaşlardan yani...Taammüden girişilen öldürme olayı

Bunca itişip kakışmayı hangi akla dayanarak makul göstermeyi başarabiliriz?

Son yüz yıl içinde belki 200 milyon, belki daha fazlasının hayatına mal olan bu itişip kakışma insanoğluna ne kazandırdı?


Kuşkusuz, insan kazanmak için birbirine saldırıyor.

Birbirinin canına kıymasının nedenini başka nasıl açıklayabiliriz?

Öfkeyle, bilinçsizce ika edilen bireysel saldırıların sözünü etmiyorum.

Düşüne taşına birbirinin canına kıyma temrinlerinden bahsediyorum. Savaşlardan yani...

Taammüden girişilen öldürme olayı değindiğimiz. Tabii ki bireysel öldürmeler de taammüt kavramının içindeyse onu da hesaba katmak gerekir. Ancak bireysel olaylar, seri katillerin işlediği cinayetlerde bile ortalama sekiz on kişi kadardır. Tabii ki tarih boyunca işlenen münferit bireysel cinayetlerin sayısını alt alta koyduğumuzda o da kesinlikle hatırı sayılır bir yekûn tutar. Ama biz gene de insanların topluca birbirinin canına susamışlığını dile getirme niyetindeyiz.

Ne istiyor insanlar birbirinden?

Başkasının kendi sınırına dokunmamasını... Değil mi?

Ben, benim bireysel ve içinde yaşadığım toplumun sınırlarına bir başkasının müdahale etmemesini diliyorum.

Ben bu dileği kime karşı kullanıyorsam, biliyorum ki ve belli ki o da aynını benden istiyor. Herkesin kişisel komşusu da kendi komşusundan aynı dokunulmazlığa riayet etmesini bekliyor.

Böyle olunca acaba bu ortak dilek niçin insanların bir arada barış içinde yaşamasını sağlamıyor?

Nasrettin Hocayı, sokak lambasının ışığında ısrarla bir şey aradığını gören komşusu merak etmiş:

- Hocam hayırdır, ne arıyorsun böyle gece vakti? Hoca:

- Anahtarımı düşürdüm onu arıyorum, demiş.

Gayretli komşu da Hoca’yla beraber anahtarı aramaya başlamış. Ama gayretleri boşa çıkınca, komşu Hoca’ya dönüp:

- Hocam anahtarı burada düşürdüğünden emin misin?

Diye sorunca, Hoca:

- Anahtarı evin içinde düşürdüm, demiş.

Komşu hayretle:

- Hocam Allah’tan kork, evde düşürdüğün anahtarı sokakta niye arıyorsun?

Diye çıkışınca, Hoca:

- Evlat içerisi karanlık da ondan burada arıyorum, demiş.

İmdiii...

Yitik yanlış yerde aranırsa bulunmaz. Yitiği yitirilen yerde aramak gerekir.

Barışı da barışın bitirildiği yerde aramalı...

Bu günün barışı, 100 yıl önce, Birinci Dünya Savaşıyla bitirildi.

O savaşa son veren barış an(t)laşmaları adil çözümler getirmediğinden, sureta sağlanan barışlar geçici olmuş, köklü çözümler üretilememiştir. Köklü çözüm tarafların tümünün mutabık kaldığı noktada bulunur. Gücü yetenin aslan payını kaptığı yerde değil...

#Barış
#Anlayış
#Toplum